"Bayan Manaste, ayrılmadan önce size bir şey daha sormam gerekiyor" dedim çekimser bir şekilde.
"O çöreğin tam karşılığını almadan ayrılmaya niyetin yok değil mi? Sor bakalım" dedi kadın.
Rahipler hakkında daha geniş bilgi almam şarttı, lakin kadına kendimle ilgili bir şeyler anlatmadan sorduğum her soru garip, verdiğim her cevap yetersiz kalıyordu. Şifacının sabrını test etmek istemiyordum ama başka çarem yoktu.
"Kasabadaki Malahgard rahiplerinden birisi ile konuşmam gerekiyor" diye başladım.
"Enteresan ilgili alanların var, çocuk" diye yanıtladı zeki kadın.
"Sanırım" dedim omuz silkerken.
Şifacının gözlerinde parıldayan şüpheciliği görebiliyordum. Kadının kül yutmayacağı kesindi. Eğer beni bir su kesesi gibi sıkıştırarak, her bir damla detayı öğrenmiyorsa, bunu sadece nezaketine borçluydum.
"Sen de herkes gibi kaldıkları hana gidip onlarla görüşebilirsin" diye yanıtladı.
"Ee... Nasıl anlatsam? Bunun özel bir görüşme olması gerekiyor. Üstelik çok da hoş bir sohbet olmasını beklemiyorum" diyerek durumu üstün körü açıkladım.
"Ah, çocuk... O küçük burnunu kim bilir ne işlere bulaştırdın" diyerek onaylamayışını gösterdi.
Aslında kadına her şeyi anlatabilirdim. Buna engel olan şey bir güven meselesi değildi. Her zaman olaylara son derece rasyonel yaklaşan kadının, bana bir deli gözüyle bakmasından endişeleniyordum. Ejderhalar, özel güçler, kor... Bay Mila bile iki şahidim olmasına rağmen yarım yamalak bir inanç ile konuyu kapatmıştı.
"Birgün size neler döndüğünü enine boyuna anlatacağıma söz veriyorum" dedim samimiyetle kadının gözlerine bakarak.
"Pekala" dedi kabullenir bir sesle. "Bir bakalım... Duyduğuma göre rahiplerden biri, Rona denilen bir kızla ile gizli gizli görüşüyormuş. Morro çiftliğini biliyorsun değil mi" diye sordu kadın.
Hem çiftliği hem de Rona 'nın kim olduğunu biliyordum. Kalbimi kıran ilk kızdı Rona. Kasabadan bir arkadaşıyla dalga geçmek için bana bir randevu vermiş ve beni ekmişti. Kız anlaşılan küçük oğlan çocuklarının hayalleri ile oynamaktan, dini liderler ile gizli kapaklı romantizm yaşamaya terfi etmişti.
"Evet, çiftliği ve bahsettiğin hanımı tanıyorum" dedim ağzımda acı bir tat varmış gibi.
"Haberin doğruluğu ile ilgili kesin bir şey söyleyemem. Sadece boş bir dedikodu da olabilir" diye uyarmayı ihmal etmedi.
Kadına aceleyle teşekkür edip, tekrar uğrayacağıma söz vererek oradan ayrıldım. Kafamda dönüp dolaşan yeni fikirler ile, yolun nasıl geçtiğini anlamayarak korucu binasına kadar gelmiştim. Kapıdan içeriye girdiğimde, Bay Mila 'yı danışma masasında otururken buldum.
"Çok şık görünüyorsun, evlat" diyerek karşıladı beni.
"Teşekkürler, Bay Mila. Hiç paraya aldım" hepsini derken kendi etrafımda bir tur atmıştım.
"İyi ama üşütmeyecek misin bu şekilde? Zaten öksürüyorsun" derken endişelenmiş bir hali vardı.
"Sizi temin ederim, hiç de üşümüyorum. Dün anlattığım konu... Bazı avantajları yok değil" derken kendinden emin göründüğünü düşündüğüm bir gülümseme kondurdum yüzüme. "Öksürüğe gelince... Sanırım Bayan Manaste bu sorunu şimdilik çözmüş olabilir"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDER RUH 2. KİTAP
FantasiMarver kendini, Dirastya 'nın tamamına yayılan bir isyanın ortasında bulacaktır. Yerel halk saraydan hesap sorarken, Marver hem güçlerini kontrol etmenin bir yolunu bulmak, hem de kaderin ona çizdiği rolü oynamak zorunda kalacaktır. Savaşı, aşkı, ih...