1.8

647 33 184
                                    

Kim Jongin

"ben burdayım"

Kendime gelmeye başladığımda aklımda geçen ilk şey bu cümleydi. Gözlerim hala kapalıydı. Kafamın altında yavaşça bir şeyin hareket ettiğini hissediyordum. Yavaşça kalkıyor ve aynı hızda iniyordu. Ve birşey atıyordu. Kalp sesiydi.

Gözlerimi yavaşça açtım. Bulanık gördüğüm için bir kaç defa gözlerimi kırptım. İlk defa görüyormuşum gibi gözümün iliştiği yerlere baktım. Bana ait olmayan nefes sesini işittiğimde başımı kaldırıp bunların kime ait olduğa baktım. Jennie.

Masum bir şekilde başı sağ tarafına düşmüş bir şekilde uyuyordu. Pozisyonumuza baktıktan sonra dün gece olanlar aklıma doluşmaya başlamıştı. Kabus görüyordum ve jennie yanıma gelip beni uyandırmıştı. Daha sonra yanıma yatmasını istemiştim ve o tereddüt etmeden yatmıştı.

Yavaşça kolları arasından çıkıp yataktan kalktım ve dolabıma doğru ilerledim. İçinden kıyafetlerimi alıp odadaki banyo'ya ilerledim. Kıyafetleri bir yere koyup üstümdekileri'de çıkarıp kirli sepetine attım. Duşa kabininin içine girip arkamdan kapattım ve su'yu açtım. İstediğim sıcaklıkta ayarladıktan sonra üstteki aparata asıp yıkanmaya başladım.

Su'yu kapatıp havlu ile kurulandıktan sonra getirdiklerimi üstüne geçirdim. Küçük havlu ile saçlarımı kuruttuktan sonra tarak ile taradım ve parmaklarım ile biraz karıştırıp daha doğal görünmesini sağladım. Banyodan çıkıp yatağıma baktığımda düzeltilmiş bir şekilde boş duruyor. Uyanmıştı ve yatağımı düzeltmişti.

Gülümseyerek odadan çıktım ve merdivenlerden indim. Salona geçtiğimde gözüme mutfağa kaymıştı. Jennie mutfaktaydı ve kahvaltı hazırlıyordu. Mutfağa doğru ilerledim ve girişte durup ona baktım bir süre.

"Günaydın"

İrkilip arkasına döndü ve bana baktı. Gülümsememi biraz daha büyüttüm. Şuan çok şirin duruyordu. Bir eline gögsüne koyup gözlerini kapattı ve derin bir nefes verdi.

"korkuttum mu?"

"yani, sessizce gelince korktum. Sanada günaydın"

Önüne dönüp kaldığı yerden işine devam etmeye başladı. Bende yanına gidip ona yardım ettim. Ben yumurtaları tavada kırıp sarısını patlamamasını sağlarken jennie ekmekleri kızartıyordu. Tüm işlerimiz bittikten sonra sofrayı kurduk. Ben masaya otururken jennie, kai'nin mamasını koymuştu. İşi bitince mutfağa geri gelip karşımdaki sandalye'ye oturdu.

Yumurtayı kızarmış ekmeğin üstüne koyup yemeye başlarken jennie'de aynısını yapmıştı. Aramızda bir süre sessizlik olmuştu ve bu sessizliği jennie bozmuştu.

"arabanı niye değiştirdin. En son gördüğümde sapa sağlamdı. Bir sorun mu oldu?"

"bir daha binemeyeceğim raddeye gelmişti o yüzden attım"

O arabaya o kadın oturdu diye attım diyemezdim. Nedenini soracaktı ve konunun içine girmemiz gerekecekti ama ben bu güzel anda bu konuyu konuşmak istemiyordum.

Başını olumluca sağlayıp yemeğe geri dönünce bende başka birşey demeyip yemeğe geri döndüm. Evdeki tek ses kai'nin yemek yerken çıkardığı sesti. İçten içe gülmek istesemde bu istediğimi geri çeviriyordum.

Kahvaltımız bittiğinde sofrayı toplamıştık ve jennie çantasını almak için odama çıkmıştı. Bende diğer odaya gidip telefonumu aldım. Odadan çıkıp merdivenlere ilerleyip aşağı indim.

Salona geçince jennie'nin kai ile ilgilendiğini gördüm. Kai ileyken mutlu görünüyordu. Hiçbir sıkıntısı yokmuş gibiydi. "jennie gidelim istersen?"

Katil Aşk - JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin