Sanatla ilgilenen ama seri katil Kim Jongin. Etkilendiği kadınlarla çıkıp onları öldürüyor.
Gittiği bir müzikal'de sahnede keman çalan Kim Jennie'yi görünce onu elde etmeyi aklına koyuyor.
...
*Kitabın şarkısı -> Alec Benjamin/If I Killed Someone Fo...
Pratik bittikten sonra dağılmıştık, jisoo ve ben ordan ayrılmış bir kafeye gitmiştik ve sohbet etmiştik. Jisoo her zaman güler yüzlüydü, onu ağlarken hiç görmemiştim, her zaman güler, pozitif enerji yayardı, onunla iken üzülmek ya da üzgün kalmak mümkün değildi.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım, jisoo ileyken her zaman öyleydi, en sonda ayrılmıştık ve ben evime doğru yürümeye başlamıştım.
Eve varınca odama çıktım ve eşyalarımı kenara koydum, kısa bir duş aldıktan sonra, üstümü değiştirmiş, saçımı kurutup, kahküllerimi düzeltmiştim.
Sonra mutfağa gidip birşeyler atıştırdım, kalçamı tezgah yaslamış elimde ki basit sandviç'i yerken gözlerim yere odaklanmıştı. Sonra gözlerim kapının kenarına kaydı ve kabı gördüm. Aklıma kaybolan köpeğim gelmişti.
Kai
O benim herşeyimdi, bana arkadaştı. O kaybolduğunda çok üzülmüş, ağlamış hatta yemekten de kesilmiştim, belki yaşıyordur ve evi bulup gelir diye taşınmıyordum, kaç sene olmuştu?
1...2...3
Evet, 3 sene olmuştu ve ben onu bekliyordum hala, kai beni korurdu, kabuslarımdan, yanlızlığımdan. Görüş alanıp bulanıklaşıp düzeltirken yanaklarım ıslanmıştı.
Yağmur yağmıştı... Yanaklarıma
Hızla göz yaşlarımı silip elimde ki sandviçin son parçasınıda ağzıma atıp elimi silkeledim, sonra mutfaktan çıkıp odama gittim ve eşyalarımı alıp evden ayrıldım, bu gün gösterim vardı çünkü.
Kim Jongin
Ruby jane... Neden adını sorduğum da bana bunu söylemişti? Yanımda oturan junmyeon'a dönerek konuştum "hani kızın adı jennie'ydi?" diye sorumu yöneltmiştim ona, o da bana bakıp konuşmuştu.
"evet öyle, adı jennie kim jennie" diye sabah oraya giderken tekrarlamıştı ismini "o zaman niye adını sorduğum da bana ruby jane dedi?" diye aklımda ki soruyu yöneltmiştim ona. Gözlerini benden çekip bir süre etrafta gezdirirken aklına birşey gelmiş gibi hızla bakışlarını bana çevirdi.
"şeydir ikinci ismidir" dediğinde tek kaşımı kaldırıp ona baktım, ikinci ismiyse neden bu kadar uzun ve Korece değil? Beni anlamış gibi konuşmasına devam etti.
"kızı araştırırken daha önce yeni Zelanda'da 5 sene yaşadığını öğrendim, 10 yaşında gitmiş. Orda kullandığı ismidir" dediğinde mantıklı gelmişti, önüme dönüp öylece bakmaya başladım, ona nasıl ulaşacağımı düşündüm, onla nasıl konuşabileceğimi, ona nasıl yaklaşabileceğimi düşündüm. Diğer kızlara benzemediği bariz bir şekilde ortadaydı o yüzden daha zor olacaktı. Ve ben;
Onu çok fena istiyordum
Biraz daha kaldıktan sonra gitmişti junmyeon, ben biraz daha düşünmüştüm. Daha sonra aklıma resmi geldiğinde ayağa kalkıp resim odasına girdim. Önlüğü takıp tabureme oturdum ve tekrar resmini çizdim ama bu sefer renklendirmiştim. Bunlar saatlerimi alırken en sonunda bitmişti, yaptığım resme baktım bir süre. Daha sonra bu gün gelmişti aklıma.
Yüzü... Kahkülü... Dudakları... Gözleri... Parmakları... Burnu... Bedeni... Sesi
Hepsi aklıma tek tek gelirken ne kadar mükemmel olduğunu düşündüm. Görünüş olarak öyleydi ama ya içi? İçinde nasıldı? Ne hissediyordu, kendine nasıldı ve ben bunları merak ediyordum nedensizce.
Tanımak istiyordum ama ona nasıl yaklaşacığımı bilmiyorum, nasıl onun yanında olucağımı bilmiyorum, onu kendime nasıl çekeceğimi bilmiyorum ve bu beni çıkmasa çekmişti biraz.
İlk defa bir kızda böyle oluyordu ve ben bu yüzden endişe ediyordum, ayrı yetten kızıyordum kendime çünkü kızlar benim için kolaydı. İyi bir görünüme sahiptim ve gözüme kestirdiğim kıza bir iki güzel söz söyleyince hal oluyordu ve ben bunları hiç kafama takmazdım, kolaydılar çünkü.
Ama bu farklıydı, düşünmeme neden oluyordu. Yanlış birşey yaparsam mesafe koyabilirdi aramıza, her yanına geldiğim de beni reddete bilirdi. Tabii bu benim azmimi ve istediğimede bağlıydı. Eğer çok istiyorsam ne kadar reddetilirsem reddetilim, sabote edilim yine de vazgeçmezdim istediğimi elde edene kadar. İstemiyorsam parmağımı bile kaldırmazdım.
Ama ben o kızı çok istiyordum, onu rahatsız etmeden etrafında olacak ve yanlış bişey yapmamaya özen göstererek onu kendime bağlicaktım. Bunu nasıl yapacağımı tam bilmesemde yapacaktım.
Ne yapacağımı ve nasıl yapacağımı bilmiyordum bir kızı etkilemek için ilk defa ve bu o kızı daha çok istememe neden oluyordu, bu yüzümde bir sırıtmaya neden olurken bakışlarımı önümde ki resme tekrar çevirdim.
İstiyordum onu ve elde'de edecektim. İyi ya da kötü şekilde ama her türlü elde etmeye çalışıcaktım. Elde edene kadar da durmak gibi bir düşüncem yoktu. Başımı biraz sağ'a yatırıp sırıtmaya devam ettim.
"seni istiyorum Ruby Jane"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
