0.5

1.1K 63 28
                                    

Kim Jennie

Son kez kontrolüm yapılmıştı, kemanımı alıp sahneye çıktığımda 1-2 saniye durup çalmaya başlamıştım. Arada gözlerimi etrafta gezdirirken gözüm birine çarpmıştı, o adam; sabahki adamdı yanında arkaşı yoktu, tüm dikkatiyle beni izliyordu.

Rahatsız edici

İnsanların beni izlemesine, gözlerinin benim üzerimde olmasına alışıktım ama onun bakışları normal değildi, tuhaftı ve beni rahatsız ediyordu.

Bakışlarımı ondan kemanıma diktim bu daha iyiydi. Bu keman bana babamdan hatıraydı, yıllar önce kemana merak salmıştım ama maddi durumumuz iyi olmadığı için alamamıştık, açıkcası bende söylememiştim çünkü durumumuz ortadaydı ne diye babamın aklında bulundurim sanki sıkıntımız yokmuş gibi. Arkadaşımın kemanı vardı o öğrendiklerini bana öğretirdi her boş anımızda, birlikte olduğumuz sürece çalışırdık. Ozamanlar sadece okul çıkışı parkta ve evinde onunla kemana çalabilirdim.

Bir gün arkadaşımın annesi, anneme söylemiş çünkü 1 sene böyle devam etmişti, kadın rahatsız olduğu için değil benim kendime özel bir kemanımın olmasını istediği için söylemişti, iyi kadındı.

Annemde babama söylemiş ve babam benle konuşmuştu, alacağını söylemişti işleri yoluna koyduğunda. Öyle'de 1 sene geçmişti, yine aynı şekilde keman çalıyordum ve baya geliştirmiştim kendimi. O 1 senenin ardından babam bana bu kemanı almıştı ve her günümü kendimi geliştirmek için çalışmıştım, belki biryerlerde çalıp para kazanırım diye, öyle de olmuştu.

Ama babam 5 ay sonra vefat etmişti, annem darma dağan olmuştu ve intihar etmişti. Ben o zamanlar sadece bir lise öğrencisiydim. Bir süre okula gidememiştim, müdürde hoşgörü ile karşılamıştı. Kendime gelemedim, neler oldu anlayamamıştım.

Göz açıp kapıyıncaya kadar en sevdiğim iki insanı kaybetmiştim. Yapabildiğim tek şey ağlamaktı, yemiyor içmiyor uyumuyor sadece ağlıyordum, artık bedenim yorgunluktan bitkin düşüp ağlamamın ortasında uyuya kalıyordum.

Sonra birden elime jileti almıştım ve aynanın karşısına geçmiş kendime bakmıştım, kelimenin tek anlamıyla çökmüştüm. Göz torbalarım belirmiş koyu bir halka olmuş, yüzüm solmuş, çökmüştü. İyice zayıflamıştım. Yaşayan bir ölü gibiydim. Neden yaşıyorum demiştim o zaman kendime. Yaşamam için ne gibi bir nedenim vardı benim? Sevdiğim 2 kişiyi kaybetmiştim kısa zamanlarda. Yanımda kimse yoktu, akrabalarım sadece bir kaç gün yanımda kalmış sonra gitmişlerdi, bir başıma kalmıştım ve hiçbiri beni evine çağırmak gibi bir teklifte bulunmamıştı. Kemanı olan arkadaşımda babasının işi için taşınmak zorun kalmıştı, o da yoktu. Başka kimim vardı yaşamak için?

Kimse

Tam o sırada bileğimi kesecekken boy aynısında gözüm birşeye çarpmıştı, arkamda yerde duran kemana. Çantanın içinde ama fermuarı yarı açık kalmıştı, içinde kemanım gözüküyordu. O zaman aklıma babamın sözü gelmişti.

Ne olursa olsun yaşa kızım, kemanını çal ve duyur kendini, tanıt dünyaya. En azından iyi yaşa, güzel yaşa. İyi bi hayat sür ve yaşaya bildiğin kadar yaşa. Başına ne gelirse gelsin vazgeçme ve kemanını çalıp hayatını sürdür.

Ve ben o sözler aklıma gelince elimde ki jilete bakmış ardından koşarak çöp kutusuna atmıştım. Yaşicaktım, babam için yaşayacak ve kemanımı çalıcaktım, çalacak ve kendimi duyuracaktım. O an yaşamak için bir nedenim olmuştu. Babam ölenle ölünmez derdi. İçin'de ölür ama yaşarsın, onun yerine de yaşarsın derdi. Bende onlar içinde yaşayacaktım.

Sabah akşam keman çaldım, öğrenebildiğim her şekilde öğrendim. Yememe içmeme geri döndüm, ama bu evde yaşayamazdım. Yeni bi hayat kurmam gerekiyordu kendime ama gücüm o zamana yetmiyordu. Daha lise öğrencisiydim. Okuluma gittim, derslerime çok çalıştım. Üniversiteyi kazandım ve orda'da çok çalıştım. Kemanımı çalmayı asla bırakmadım. Ödüller aldım küçük yarışmalarda.

Katil Aşk - JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin