2.3

538 29 123
                                    

Kim Jennie

Çıkmazda olduğunuzu düşündüğünüz, hissettiğiniz bazı anlar olur. Hiç bir çözüm üretemezsiniz, hiç bir yol bulamazsınız. Öylece o durumda kalır düşünürsünüz. Çözüm yolu ararsınız.

Bunların en kötüsü birine danışamamak

Jongin olayında nasıl bir karar almam gerektiğini kestiremiyordum ve bu konu herkese anlatılamayacak bir konu olduğu için kimseye danışamıyor, fikir alamıyordum.

Kapana kısılmış gibiydim. Kesin bir sonuça varmıyordum ve kimseden'de fikir alamıyordum. Jisoo'ya anlatıp fikir alamıyordum. Ona güveniyordum ama bu konu anlatılabilecek bir konu değil.

Jisung biliyor ama küçüktü. Bu konuda bana nasıl mantıklı bir fikir verebilirdi emin değildim ve ona bu konuyu hatırlatmak istemiyordum. Nasıl olsa önceden katil olduğunu bilmiyordu. Sadece bir kişiyi bıçakladığını ve o kişininde yaşadığını biliyordu. Anlatıp da konuyu onun için uzatmak istemiyordum.

Kendimle baş başaydım ve çok kötüydü. Mantıklı kararın ne olduğunu kestiremiyordum. Aslında hayatımdaki bir çok şey mantıklı değil.

Her şeyin en başında hala jongin'e aşık olmamdı.

Katil olmasına rağmen aşıktım, suç işliyordu ama ihbar etmemiştim, beni öldürmek istedi ama hala onunla konuşuyorduk.

Şuan konuşmasak bile onunla konuşmayı bırakmayı ve uzak durmayı düşünmüyordum.

Beni öldürmek istediği halde yanında olmayı düşünüyordum.

Mantık benim hayatımdan çok uzaktı.

Ama bazen kendimizi zamanın akışına bırakmalıyız. Her şeyi mantıkla değil bazende olayın akışına göre yaşamalıyız.

Mantıklı olan şey jongin'den uzak durmamdı. Ondan uzak durmak ve ihbar etmekti ve ben mantık insanıydım.

Ama bu sefer mantık insanı olmak istemiyordum. Bu sefer mantığıma göre hareket edip karar vermek istemiyordum. Sadece kalbim ne istiyorsa onu yapmak istiyordum. Kalbimi dinlemek istiyordum.

Mantıklı olanı yapmak istemiyordum sadece o'nu istiyordum

Akışına bırakmak istiyordum bu sefer

Kalbim ne istiyordu? Ne istiyordum? Ne yapmak istiyordum? Neyi istiyordum?

Yanlış olsada mantığımdan geçen şeyleri yapmak istemiyordum.

İlk defa yanlışı bu kadar umursamıyordum.

Park'ın içine girip gözlerimi etrafta dolaştırdım. Arkasından tanıdığım chaeyoung'un yanına, salıncakların yanına gittim. Önüne geçip, karşısında dikilmeye başladım. Başını kaldırıp bana baktığında kaşlarım çatılmıştı.

"bir sorun mu var chae?"

"otursana"

Eli ile yanındaki salıncağı işaret etmişti. Sesi kısık çıkmıştı. Etrafta fazla ses olmadığı için seçebilmiştim kelimeleri. Bende salıncağa oturduğumda karşıya bakmaya başladım. Üzgündü. Gözleri şişti, burnu kırmızıydı ve otururken çektiği burnu ile ağladığı belliydi. Onu üzen şeyin ne olduğunu merak ediyordum. Diğer merak ettiğim şey neden beni çağırmıştı? Fazla yakın değildik, fazla şey paylaşmamıştık birbirimize.

Bir kez daha burnunu çekti "ailem eğitimim için avustralya'ya gitmemi istiyor. Orda daha iyi bir okula gidebilirim"

Burnunu çektiğinde gözlerim onu bulmuştu. Başı eğikdi. Gözlerimi kafasından ayaklarına kadar indirdim. İlk defa bu kadar bakımsız görüyordum. Saçlarını özensiz bir şekilde topuz yapmıştı. Yüzünde makyaj yoktu ve ağlamıştı. Siyah tişört, siyah pantolon, siyah ayakkabı giymişti. İlk defa bu kadar siyah giyinmiş bir şekilde görüyordum onu.

Katil Aşk - JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin