Kim jongin
Sabah junmyeon'nun araması yüzünden uyandığımda bana beni bir yere götürüceğini söylemişti. Ne kadar neresi olduğunu, gelmek istemediğimi söylesemde dinlememiş 15-20 dakka'ya geleceğini söylemişti. Oflaya puflaya yataktan çıkıp banyoya gidip işlerimi halledip tekrar odaya geri döndüm. Üstüme spor tarzı şeyler geçirip mutfağa gidip kendime kahvaltı hazırladım. Kahvaltıyı edip masaya topladığımda kapı çalmıştı.
Kapıyı açıp junmyeon'a beklemesini söyleyip eşyalarımı alıp geri kapıya dönmüştüm. Ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Arabaya doğru yürüyüp arabaya bindiğimde kemerimi bağlarken "nereye gidiyoruz?" diye soru yöneltmiştim ama onun tek cevabı "gidince görürsün" olmuştu.
15-20 dakka sonra bir yerin önünde durduğumuzda arabadan inmiştik.
Havlama sesleri geliyordu.
Junmyeon'u takip edip peşinden gittim. İçeri girdiğimizde kafeslerin içinde köpeklerin olduğunu gördüm. Gerçekten beni buraya mı getirmişti?
"sen etrafa bak bende buranın sahibi ile konuşucam"
Birşey dememe izin vermeden gitmişti. Bıkkın bir nefes verip kafeslere bakmaya başladım, bazıların önünde isimler yazıyordu bazılarınkisi ise boştu. Bir köpeklere birde isimlere bakıyordum. Sıradaki köpeğe bakmaya başladım. Suratı çirkindi ve kirliydi. Sahipleneceğini zannetmiyorum. Alayla sırıtıp isimlerin yazılı olan kutucuğa bakmıştım. Gördüğüm yazı suratımdaki sırıtışı silmiş yerine şoklu bir yüzü bırakmıştı.
Kai
Gözlerimi isimden köpeğe baktığımda sakince yerinde yatıyor yarı kapı gözlerle etrafa bakıyordu. Çok yorulmuş gibi hali vardı. İsmi neden kai idi? Lisedeki lakabımdı ve sadece oradakiler biliyordu ama kızlar dışında kimse beni sevmezdi. O kızlarında aklında kaldığını zannet miyorum? Başka kim olabilirki?
Ben bunları düşünürken junmyeon yanıma gelmişti ama elini yüzümün önünde sallayana kadar farkında bile değildim.
"olum bu ne hal, ölen birini görmüş gibisin"
"bu köpeği istiyorum" diyebilmiştim şaşkınlığımın arasında. Junmyeon böyle birşey dememi beklemiyordu, bende. Daha önce hiçbir hayvana bakmamıştım ve ikimizde bakabileceğimizi zannetmiyorduk. Ama bu köpeği burdan almadan gitmicektim ve ben istediğimi alırdım. En büyük hedefimidi alıcaktım ama zamanı vardı onunda.
"iyi misin sen? Buranın kokusumu etkiledi seni? Sen ve bir hayvana bakmak? Tamam sen kendine bakabiliyorsun ama hayvana bakamazsın. Beceremezsin"
Artık kendime gelmiştim, gözlerimi köpekten çekip junmyeon'a çevirmiştim ve kararlı bir ses tonuyla "bu köpeği istiyorum junmyeon"
Birşey dememişti, o da köpeğe bakmaya başladığında bende ona bakmaya başlamıştım.
"peki, ben konuşurum"
Bana ve köpeğe sonkez bakıp tekrar aynı yere gitmişti. Bir kaç dakika sonra bir adamla geri dönmüştü, adam hangisi olduğunu sorduğunda onu işaret etmiştim "kai". Adam elindeki kafesi açıp kai'nin kafesinide açıp yavaşça kai'yi alıp diğer kafese koymuştu. Junmyeon ismi görmemiş olacakki ben ismi söyleyince şaşırmıştı. Yapılacaklar yapılınca kafesin üstünden tutup ordan çıkmıştık. Arabanın arkasına koyup ön koltuğa oturduğumda junmyeon çoktan yerleşmişti.
"veterinere gidelim junmyeon"
Birşey demeden arabayı çalıştırmıştı. Kendisinin köpeği olduğu için güvendiği bir yere götürmüştü. Araba durduğunda arabadan inmiş, arka koltuktan kafesi almıştım. İçeri girdiğimizde junmyeon'un aracılığı ile hemen ilgilenmişlerdi. Kafesten kai'yi çıkartıp yapılması gerekenleri yapmaya başladıklarında sadece izlemiştim.
Saatler sonra işleri bitince parayı ödemiştim. Yeni bir kafes, uyuması için yatağı, içmek-yemek için kabı, köpek maması, vitaminler, oyuncaklar ve bakımları. Hepsini alıp dışarı çıkmıştık. Temizlenince aslında beyaz-krem renginde oldumu gördüm ve o kadarda çirkin değildi. Doktor yüz felçi geçirmiş olabileceğini söyledi. Junmyeon beni eve bıraktığında arabadan inip kai'nin kafesini ve poşetleri almıştım. Eve girdiğimde eşyalarını masanın üstüne koyup ceketimi çıkarıp koltuğun üstüne atmıştım.
İlk önce kai'yi kafesini açmıştım. İlk bir süre bakınmış yavaş yavaş kafesten çıkmıştı. Kafesi bir kenara kaldırıp masanın üstündeki poşetlere yöneldim, kai ise o sırada etrafa bakınıyordu. Yatağını çıkarıp en uygun yere koydum, kabıda yanına mı koymalıydım?
Ne yapsam diye düşürken, yatağının yanına koymuştum. Yatak büyük olduğu için rahat edeceğini düşünüyordum. Oyuncakların bir kaçını yatağın bir tarafına koydum. Acıkmış olacakki kabın içine bakıp kokluyordu. Hemen mutfağa gidip sürahiyi alıp salona geri dönmüştüm. Masadaki mama poşetinide alıp yanına gittim, yere oturup kabın bir kısmına su koydum. Diğer tarafınada yemeğini koydum. İlk su'dan içmiş ardından yemeğini yemeğe başlamıştı. Sevmek istiyordum ama rahatsız olur diye ellememiştim. Onu izlerken sırıttığımı anlayınca iyice gülümsemem genişlemişti.
Yavaşça yerimden kalkıp sürahiyi eski yerine koyup diğer eşyalarıda yerlerine kaldırmıştım. Ceketimide astıktan sonra salona geri dönmüştüm. Kai'ye baktığımda yatağına yerleşmiş uyuduğunu gördüm. Gülümseyip koltuğa oturmuştum. Bir süre onu izlemiştim. Adını değiştirmicektim. Kai olarak kalcaktı. Ama ona bu ismi kim vermişti onu merak ediyordum. Benim tanıdığım birimiydi acaba?
Ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum ama acıkmaya başlamıştım, ayağa kalkıp mutfağa gitmiştim. Bana yetecek kadar yemek hazırlayıp sofrayı kurmuştum. Masaya oturmadan önce kai'nin kabına bakıp biraz daha yemek koymuştum. Ardından masaya gidip yemek yemeye başladım. Nedense canım çok sıkılıyordu ve sanki canım birşeye sıkılmış gibiydi. Öyleydi aslında. O ismi kim koymuştu deli gibi merak ediyordum ama ne kadar çok düşünürsem düşünim bulamicaktım.
Aklımda bunlar varken ayağımda hissettiğim şeyle bakışlarımı ayağamı çevirmiştim. Kai'ydi. O da bir süre yüzüme bakmış daha sonra eski yerine gitmişti. Bu nedensizce beni iyi hissettirmişti. Önüme dönüp keyifle yemeğimi yemeye devam ettim.
Yemeğim bitince masayı toplayıp salona geri gitmiştim. Kai'nin önüne oturup onunla oyun oynamaya başlamıştım. Seviyordum, okşuyordum. İyi hissettiriyordu. Zamanımı biraz daha böyle harcadıktan sonra kai yatağına yatıp uyuma pozisyonuna gelmişti.
Bende yerimden kalkıp odama çıkmıştım. Kapımı normalde kapatırdım ama bu sefer aralık bırakmıştım. Nedense belki kalkıp yanıma yatar diye düşünmüştüm. Yatağımın içine girip uyumaya başlamıştım.
;Aklın hep havada
:derslerinde iyi olmayan çocuk neye yararki?
;tam bir yüksün jongin
;hep seninle uğraşmak zorundayız
;faydan yoksa en azından zararında olmasın ama o nerde
;oyun oynamayı bırak ve derslerine çalış kim jongin!!
;bıktım senden gereksiz şey
;sadece bir sorunsun
;neden diğer çocuklar gibi değilsin, bak onlara ne kadar çalışkan ve sorumluluk sahibiler, peki ya sen? Aklı bir karış havada tembelin tekisin
;senden gurur değil utanç duyuyoruz jonginGözlerim hala kapılıydı ve ben açamıyordum. Uyanmak, gözlerimi açmak istiyordum ama olmuyordu. Yapamıyordum. Burdan çıkmak istiyordum. Çok korkuyordum. Yüzümde hissettiğim ıslaklığa ilk anlam veremesemde, 4 bacağından ve şuan evde sadece ben ve kai olduğumuz için ordan o olduğunu anlamıştım. Sakinleşmeye başlarken gözlerimi açıp karşımdaki köpeğe baktım.
Bir süre sadece yüzüne bakarken çok geçmeden gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Yavaşça yüzümde süzülürken yaşlar biz sadece birbirimize bakmıştık. Daha sonra kai bana daha fazla yaklaşıp sokulmuştu. Kollarımı ona sarıp sadece göz yaşlarımı akıttım sessizce.
Fark etmeden uyuya kalmıştım, huzurlu uyumuştum çünkü yanımda biri vardı. Beni koruyor gibi hissediyordum ve benim bilmeden ihtiyacım olan şeydi.
-977-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Aşk - JenKai
FanfictionSanatla ilgilenen ama seri katil Kim Jongin. Etkilendiği kadınlarla çıkıp onları öldürüyor. Gittiği bir müzikal'de sahnede keman çalan Kim Jennie'yi görünce onu elde etmeyi aklına koyuyor. ... *Kitabın şarkısı -> Alec Benjamin/If I Killed Someone Fo...