-14-

1.9K 92 4
                                    

Okul geçen hafta kapanmış tatil bütün güzelliklerini bize sunmaya başlamıştı. Tylerla çok fazla görüşme şansımız olmadı erkenden şehir dışına çıktığı için, ama tatilin ikinci üçüncü haftası dönecekmiş. Dylan ve Mabel ise karşımda oturmuş sevgililerin ilk aylarında yaşadığı vıcıklığı aratmayan bir konuşma içinde birbirlerine bir şeyler anlatıyor. Annem Jim'in kontrolleri için onu hastaneye götürdü. Ve anlayacağınız kadarıyla hayat gayet sıkıcı ve monoton geçiyor. Ha evet Zayn! O günden sonra bana hiçbir şekilde ulaşmadı.

Aslında ulaşmış olabilir telefonumu kapatıp internetle ilgili bütün bağlantımı kestiğim için bilemiyorum son sınavlarım benim için önemliydi. Evet, sadece sınavlar yüzünden tabii ki. Sonuçta evimi biliyordu gerçekten haksız olduğu durumda özür dilemek bu kadar zor olmamalıydı. Her neyse ben yine de etrafta onunla karşılaşmamaya dikkat ettim daha doğrusu üç haftadan beri evden hiçbir şekilde dışarı çıkmamıştım okula gitmek dışında.

Bugün bir ilki gerçekleştirip daha doğrusu Mabel ve Dylan'ın sürekli evime gelmelerinden sıkıldıklarını belli eden sitemlerine dayanamayıp dışarı çıkmıştık. Ama onlar sanki haftalardan beri evde olan onlarmış gibi davranıp birbirleriyle harika geçiniyorlardı. Kavga etmeleri akşamı bulmaz ya da birkaç gün içinde yeniden birbirlerini yerler. Kısacası herkes kalp kırıklığımı, ilk randevu sayılan yemeğimizde ekilmemi unutmuş gibi görünüyordu. Zayn bile..

Unutmayan tek kişi vardı sanırım, tabii ki ben!

Mutlu olmadığıma dair çıkarttığım birkaç homurtudan sonra kollarımı tekrar neredeyse yattığım sandalyenin kenarlarından çekip göğsümde birleştirdim. Sonunda bu dikkatlerini çekmiş olacak ki bana döndüler.

"Ne var yine Bayan Mutsuz?

"Hiç. Hiçbir şey sadece sıkıntıdan patlayacağım! Sizi izlemek zorunda mıyım ben Tanrı'm yardım et!"

"Hey hey kedicik tamam. Sıkıldın ama biz senin aklını dağıtmak istiyoruz sen buna izin bile vermiyorsun." Söylediklerine gözlerimi devirip omuz silktikten sonra Dylan derin bir nefes alıp devam etmeye başladı.

"Bak tamam yaşadığın kötü bir şey ama sonuçta bu dünyanın en kötü şeyi değil ayrıca genel olarak düşünürsek yine dünyada ilk randevusunda ekilen zavallı kız sen değilsin."

Mabel kaşlarını çatıp Dylan'a döndüğünde başlamaya hazırlanan kavgayı hissedebiliyordum. "Zavallı mı?"

"Ne zavallı mı? Ben öyle bir şey demedim."

"Hayır dedin Dy. Kendi kulaklarımla duydum sen ona böyle yardı-

"İlk randevu değildi bu. Randevumsu bir şeydi ve başlamadan bitti. Zaten olmayacaktı yani beni ve onu düşünebiliyor musunuz ha!" Buruk bir kıkırtı eşliğinde söylediğim sözlerden sonra ister istemez kafamı aşağıya eğip aslında ne kadar güzel olabileceğimizi düşündüm.

"Neden böyle söylüyorsun Bell bence gayet güzel olurdunuz."

"Mabel saçmalamayı kes Tanrı aşkına! Ben ve o. Ben daha yeni yeni genç olmaya başlamışım o neredeyse gençlik çağını atlamış. Çalışıyor para kazanıyor. Belki de evlidir hakkında hiçbir şey bilmiyorum ki! Belki de arkadaşı geldiğinde ona sadece kendilerinin anlayabileceği bir dilde bir şeyler işaret edip karısının doğum yaptığını söyledi. Nereden bilebilirim?"

"Abartma ... istersen." Sonlara doğru sesi kısılan Mabel ve yüzüne kötü bakışlar yerleştirmeye çalışan Dylan'a baktım.

"Neden öyle bakıyorsunuz? Yalan mı? Tamam ben ondan hoşlanıyorum belki de daha fazlası ama onun bana karşı bu kadar saygısız olması nötr olmamı sağlıyor."

EnigmaticHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin