-17-

2.4K 84 15
                                    

"Ah Zayn! Yavaş ol biraz!"

"Susamaz mısın artık? Deniyorum."

"Ama canımı acıtıyorsun!" ağzından sesli bir nefesi verdikten sonra gözlerini bana dikti.

"O kadar çok söyleniyorsun ki dikkatimi dağıtıyorsun. Sana cevap vermek için emin ol daha fazla enerji harcıyorum." Söylediklerine gözlerimi devirirken "Lanet gözlerini devirmesi gereken kişi benim sen değil!"

"İndir beni!"

"Hayır olmaz."

"Sus o zaman!"

"Sen yaklaşık yarım saatten beri şikayet edip duruyorsun ve dışarıdan bakılınca en rahatı sensin."

"Tabi bir de bana sor onu!"

"Hah!" Elleri bacaklarımı daha sıkı kavradığında beni kucağında biraz daha yukarı zıplattı.

"Zayn kendine eziyet ediyorsun taksiyle gidebiliriz."

"O zaman seninle daha az vakit geçirmiş olacağız. Hiç değilse şimdi yanımdasın." Alnıma bıraktığı öpücük, söylediği sözler beni Zayn'in büyülü kollarından uçurup götürmüştü. Düştüğümden beri kızaran yanaklarımın daha fazla kızarmamasını umdum.

"Hem ağır bile değilsin."

"Gerçekten mi?"

"Hayır, sadece kıpırdama diye söylüyorum."

Yumruk yaptığım elimle omzuna vurduğumda yüzünde küçük bir tebessüm oluştu.

"Çok kötüsün!"

"Biliyorum güzelim." Bana güzelim mi dedi? Kalbim..

Evin sokağına yaklaştığımızda kendimi toparlamam gerektiğini hissettim. Babam beni Zayn'in kucağında görürse ne tepki verecek tahmin bile etmek istemiyordum açıkçası. Çevreden biri görse de bunu çok rahatlıkla babama veya anneme söyleyebilirdi. Nedense onun kollarındayken bu yaptığım ayıp ya da saçma bir şeymiş gibi durmuyordu. Kaslı güçlü kollarının bacağımın altında sarılı olduğunu hissetmek.. Tanrım bu çocuk beni çok değiştiriyor lütfen yardım et! Ayağına gelen küçük taşlara takılmamak için bacaklarımı daha fazla sıktığında ses çıkartmadan ellerimi boynuna sarıp, kafamı koyduğum omzuna daha fazla yerleştim.

Taşlı yolda yürümeye devam ederken yanımızdan geçen arabanın art arda bastığı kornayla kafamı hızla kaldırdım. Açık camından dışarıya doğru eğilip yanımıza gelince yavaş yavaş duraksadı.

"Biraz daha yavaş yürüyecek misiniz?!" dediğini algılamaya çalışırken Zayn arabanın camına doğru eğilip adama sinirli ve sert bakışlarını attı. Adam gaza basarken ettiği küfür yankı halinde kulağıma ulaştı. Zayn'in bunu duymamasını umdum. Ancak sesli bir nefesi dudaklarından dışarıya bırakırken hızla arkasını dönüp bağırmaya başladı. Yerinden çıkmak için can atan boyun damarlarına baktım. O kadar güzeldi ki. Ona ait olan her şey güzeldi. Onu öpmek istiyordum ve buna engel olan bir şey yoktu. Ellerimi sıklaştırıp uzanıp boynuna sesli bir öpücük bıraktım.

Zayn'in sesi kesildiğinde kafasını bana eğdiğini anlayabilmiştim. Bense kafamı omzuna yaslamış bakışlarımı göğsüne indirmiştim. Bacağımdaki elleri zayıflarken hala bana baktığını hissedebiliyordum. Dudaklarımı yalarken terinin ağzımda bıraktığı tuzlu tadı da temizlemiş oldum. Bunu yaptığıma inanamıyordum. Bugün ne kadar cesaretli olmuştum. Yüz kızartacak kadar cesaretli. Ama nedense bu beni bu kadar rahatsız etmedi.

"Ah lanet olsun." Derinden gelen fısıltısını duyduğumda kafamı kaldırıp ona baktım. Bakışlarını karşı yola çevirmiş kendi kendine mırıldanmaya başlamıştı.

EnigmaticHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin