-19-

1.8K 88 4
                                    

Sıkıca sarıldığım bele biraz daha gömüldüm. Gereksiz bir şekilde açılmaya çalışan gözlerim yorgun ve rahatsız edilmezse günlerce uyuyabilecek olan bedenime ters düşüyordu. Ayağımdaki sızı gece birkaç defa kendini hissettirmiş ve bana sarılmış olan Zayn'i dolaylı yollardan rahatsız etmişti. En son benim ve ayağımın rahat edeceği pozisyonu bulmuş ayağımı Zayn'in bacaklarından geçirip ellerimi de beline dolamıştım. Rahat uykuya dalabilmem için Zayn birkaç kez daha krem sürmüştü. Ancak bu rahatlığımın da çok uzun sürmediği de görülen bir gerçekti.

Belindeki ellerimi sıkılaştırarak onu biraz daha kendime çektim. Mükemmel uyuyan masum yüzü ve ensesindeki bebeksi ter kokusunu daha fazla hissedebilmek için yerimde biraz yükseldim. Bacağım ise benimle birlikte hareket ederek neredeyse kalçasına çıkmıştı. Ayağa kalktığını düşünecek olursak şuan kucağında minik bir bebek gibi duracağım.

"Ama beni bu kadar sıkmaya devam edersen seninle birlikte son uyanacağımız sabah bu olacak." Kalın ve yeni uyanmış çatallı sesini duyduğumda yüzüne bir kıkırtı bıraktım. Kirpiklerinin gölgesini izlemeye dalmışken tek gözünü açıp etrafa bakmaya başladı. Çok geçmeden belinden ayrılmış olan elime bir öpücük kondurup benden iyice uzaklaştı. Ne yaptığını anlamaya çalışırken yüzüstü dönüp ellerini yastığının altına geçirdi. Ve bu sırada ayağıma hiçbir zarar vermemiş olması büyük bir yetenek göstergesi.

"Hey! Bana saygısızlık ediyorsun."

"Ihııı."

"Evet ediyorsun. Ben misafirim."

"Hiçbir misafirimi odamda ve özel olarak yatağımda ağırlamam."

"Öyle mi? Genel de nerelerde ağırlarsın? Misafirlerini?" Dişlerimi sıkmaktan neredeyse kırılacak noktaya geldiğini fark ettiğimde yastığına gömdüğü kafasından çıkan boğuk sesi duyup dikkatimi ona vermeye çalıştım.

"Gittiğim yerde rahat yatak varsa orada yoksa misafir ağırlamayı sevmem."

"Demek başka yerleri kullanıyorsun bunun için."

"Hı hı." Pislik.

Artık ağrısı geçmiş olan ayağımla birlikte yüzüstü yatan ve her ne kadar yeni uyanmış olsa da beni sinir eden adamın üzerine atlamak için yerimde doğruldum. Tek elimle kuş yuvasına dönmüş saçlarımı düzeltip burnumu kaşıdım.

"Anlamadım?"

"Uykum var."

Sırtına atlamaya kıyamadığım için dağılmış saçlarının çevrelediği yüzüne eğilip elmacık kemiklerinin üstüne ufak bir öpücük bıraktım. Yavaş ve yumuşak öpücüklerimi dudaklarının kenarına ininceye kadar sürdürdüm. Gülümsemesi yüzünü kaplarken hızla bana döndü.

"Günaydın." Çoktan uyanmış olmamıza rağmen o daha yeni uyanmış gibiydi. Sanırım ilk defa bu kadar mutlu uyanıyordum. Bu kadar huzurlu ve değişik. Sevdiğimin adamın sıcacık ve huzurlu kolları arasında uyanmak garipti.

"Zayn yarım saatten beri uyanığız zaten."

"İlk defa bu kadar mutlu uyandığım bir gün için ilk defa birisine günaydın diyorum." Yüzüme engel olamadığım bir gülümseme yayılırken söz dinletemediğim kalbim sakin ritmini her zaman ki gibi kaybetmişti. Yerinden yavaşça doğrulup yumuşak ellerini yüzüme getirip okşamaya başladı. Elimde olmadan kendimi daha çok ellerine gömdüm. Burnuma küçücük bir öpücük bıraktıktan sonra uzaklaşıp uykudan dolayı şişmiş gözleriyle bana baktı.

"Rahat uyudun mu?"

"Benim sana bunu sormam lazım bacağım yüzünden uyutamadım seni."

"Evet, öyle oldu." Gözlerimi devirip ona bakmaya başladım. Gözlerinin içi gülüyordu ve yüzünde ufak bir tebessüm vardı.

EnigmaticHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin