-23-

1.3K 88 25
                                    

"Ah Dylan senin bu kadar saf olacağın aklımın ucundan geçmezdi."

"Ne?"

"Bu çocuk saçması yalana inandığını söyleme bana."

"Ama Be-

"İnanamıyorum gerçekten."

"Doğr-

"Tanrım! Sanırım kahkaha atacağım!" Dylan yanımda hareketlenip bana döndüğünde ona baktım. Kollarımdan sıkıca tutup kendine çevirirken beni sarsmaya başladı.

"Salak falan mısın yoksa numara mı yapıyorsun? Gidiyormuş diyorum. Senin yüzünden."

"Ne? Benim yüzümden mi? Ben ona hiçbir şey yapmadım lanet olası bırak kollarımı."

"Bu kadar saf olma. Sana zarar vermemek için gidiyor. Bir şeyler yapman gerek. Yarın sabah, belki o kadar geçe kalmaz bu gece bile gidebilir!"

"Ya gitmesini istiyorsam?"

Zayn

"Zayn sorunlarından bu şekilde kaçamazsın."

"Kaçmıyorum."

"Kaçıyorsun, birkaç günlüğüne gideceğim dedin ama neredeyse bir bavul hazırladın."

"Birkaç şeye daha ihtiyacım var."

"Bütün ev bu çantanın içinde üç günlüğüne gideceğini sanıyordum."

"Hah evet buldum."

"Beni dinler misin?"

"Vakit kaybedemem."

"Bella iyi değil." Dylan'ın ağzından çıkan sözler beni korkutsa da tepkimi saklamaya çalıştım.

"Ne demek istiyorsun?" Merakımı her ne kadar üstü kapalı bir şekilde iletebileceksem o şekilde ona ilettim. Umarım kötü bir şeyi yoktur. Tanrım! Ona sinirliyken bile ona bir şey olması fikri kanımı donduruyor.

"İyi değil. Dengesiz. Onu böyle bırakıp gidemezsin."

"Gitmemi isteyen oydu ve bende tam istediğini yapıyorum."

"Siz ikiniz ne laftan anlamaz ahmaklarsınız! Gidemezsin!"

"Biletlerimi çoktan aldım Dylan yapacak pek bir şey kalmadı."

"Peki o zaman iyi yolculuklar." Spor ayakkabılarını sinirle parkeye vurup odamın kapısına yöneldi.

"Belki de veda edebilirim." Ellerime bakarak ağzımda gevelediğim cümleyi duymamasını çok isterdim ancak ben daha bu cümleyi kafamda kurgularken eminim o çoktan ne söyleyeceğimi biliyordu.

"Zahmet etme." Ayak sesleri yavaş yavaş uzaklaşıp sessiz evin içinde tahta kapının kapatılmasıyla birlikte yok oldu. Elimdeki tshirtü de bavula attıktan sonra yatağa uzandım. Tanrı aşkına ben ne yapıyordum? Bu kararımdan emin miyim onu bile bilmiyorum. Gitmeli miydim? Yoksa gerçekten hatam olan bir sorunu birlikte çözebilmek için kalmalı mıydım. Saçlarımı ellerimle dağıttıktan sonra yastıklarımdan bir tanesini kendime çekip yüzüstü yatmaya başladım.

Kollarımdaki dövmeleri incelerken ne yapacağımı artık düşünmüyordum. Belki birkaç gün evden çıkmazsam gittiğimi düşünebilirlerdi. Evde sıkıntıdan kafayı yiyeceğime Londra'ya gitsem daha iyi olacaktı. Ancak burada bir şeyleri düzelttikten sonra gitmek belki de en iyisiydi. Askıdaki deri ceketimi üzerime geçirdikten sonra evden çıktım.

Nasıl başlamam gerekiyordu konuşmaya emin değilim. Onu göreceğimi düşünmek bile beni gererken kalbim sakin ritmini kaybetmişti. Geri de bıraktığım basamaklar bana artık geri dönüşümün olmadığını hatırlattı. Elimi yavaşça kapı zile götürüp bir defa kapıyı çalıp beklemeye başladım. İçeriden birkaç ayak sesi geldiğinde birkaç kez öksürüp duruşumu değiştirdim. 'Sakin ol Zayn, sakin ol adamım. Sadece küçük bir kız, sadece küçük bir kız.' Kapı açıldığında kalbim durmuştu. Kafamı kaldırdığımda gözlerim aradığım insanla karşılaşmadığı için Tanrı'ya şükretse de şuan için Bella dışında birisiyle konuşmak beni epey bir zorlayacaktı.

EnigmaticHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin