-13-

2.2K 102 5
                                    

Teşekkür etmemin beraberinde gelen kızarıklık, evde tek oluşumuz, annemin değişik bir şekilde Zayn'e güvenmesi ve tabi benimde öyle. Neden sorusuna cevap bulamayacak kadar anlamsız bir durum. Oturduğumuz yatağın içine daha fazla gömülürken gözlerine bakmamayı kendime hatırlattım. Yatakta kaybolduğum gibi gözlerinde kaybolmak istemiyorum. İlk başta her şey çok garip ve yavaş ilerlerken aynı zamanda ne zaman bu hale geldiğimizi bilemeyecek kadar hızlıydıkta. Oturduğum yerde benim tek düşündüğüm buydu. Zayn elleriyle oynamaya başlayıp kafasını eğdiğinde yanımdan gitmesini hiç istemediğimi fark ettim. Garip sessizliğimiz bile bir hiçliğin ortasında onunla birlikte var olmak istediğim yerdi.

"Sen nasılsın?" boğazımı temizleyip sesimi daha duyulabilir bir tona getirdiğimde utancımdan henüz hiçbir şey kaybetmemiştim.

"Ben, ben iyiyim. Normal, güzel yani. Hasta falanda değilim. İyiyim." Elleriyle iyi olduğunu ispatlamaya çalışırken bu haline gülmeden edemedim. Bana bakıp kıkırdadığında ellerini kotuna silip yatağa yaslandı.

Aradan geçen on dakikanın sonunda nihayet konuşacak bir şeyler bulabilmiş neredeyse kahkahalar atıyorduk. Ona alışmam diğer insanlara alışmamdan çok daha az bir zaman aldı. Zayn çok garip bir insandı. Onda olan bir şeyler beni ona çekerken bazı hislerim daha beklemem gerektiğini savunuyordu. Kendi içimde yaşadığım iç çatışmalarım yüzünden hareketlerimde ikisinin arasında kalıyordu. Pijamalarım, ayağımdaki ayıcıklı panduflarım ve dağılmış yatak topuzumdan çekinmeden konuşuyordum ve aslında bu da onları herhangi bir şey gibi görmüyordu aksine güzel olduğumu bile söylemişti. Belki de bunları hasta ve solgun göründüğüm için bana destek olmak amacıyla söylemiş olabilir ya da laf çarpmıştır bilemiyorum ama nedense samimiyetine inanmak istedim.

Kendini kaptırdığı şeyi dikkatle dinlerken bir yandan kafamı sallıyordum. Kafamı sallamamla birlikte alnıma birkaç tutam diğerlerinden daha kısa kesilmiş olan saçlarım düştü. Dikkatini dağıtmamak için herhangi bir hareket yapmadan onu dinlediğimden saçlarım gözlerime girmek için büyük bir savaş vermekteydi. Zayn el hareketlerini bırakıp söylediğini tamamlarken gülerek yüzüme baktı. Gülümsemesi yavaş yavaş yüzünü terk ederken hafifçe yutkundu. Kıpırdamadan onu izlemeye devam ederken göz temasımız yoğunlaşmaya başladı. Elini kaldırıp saç tutamımı geriye giderken yavaşça fısıldadı.

"İşte oldu." Düzelttiği saçıma kendi şaheseriymiş gibi bakarken kıkırdadım. Saçlarım ona inat edermiş gibi tekrar yerinden çıktığında gülümseyerek aynı hareketi tekrarladı. Ben o sırada bana her yaklaşmasının verdiği heyecanla kalp ritmimi düzenlemeye çalışırken baş döndüren parfümü bana hiç yardımcı olmamaya kararlıydı. Yakınlığımızdan dolayı etrafımı saran parfümünü derin bir nefesle içime çektikten sonra uzaklaştığında geri bırakmak zorunda kaldım.

Saçım tekrar yerinden çıktığında kaşlarını çatıp konuşmaya başladı. "Vay canına çok inatçılar!" ufak bir kahkaha ağzımdan kaçarken bana doğru eğilip aramızdaki mesafeyi azalttı.

"Genelde filmlerde bu sahneler böyle olmaz." Belki benim duymamı istemedi belki de duymamı istedi bilmiyorum fakat ağzından çıkan kelimelerle kalbimin ağzımdan çıkıp birazdan kucağına düşeceğine yemin bile edebilirim.

"H-hangi sahnelerden bahsediyorsun?" gülümseyerek yaklaştığında ne yapacağından kesinlikle emin oldum. Nefeslerimi düzene sokamazken tutmanın en iyisi olduğuna karar verdim. Yumuşak yatak bizim birbirimize yaklaşmamızla daha fazla çökerken elimde olmadan terlemeye başladım.

Yakınlaşmamızdan dolayı daha yakın olan yüzüne baktım. O çok fazla güzeldi ve bana bakma ihtimali bana çok fazla uzak geliyordu ama hey şuanda benim yanımda oturuyor ve hangi durumda olduğumuzdan emin değilim ama arkadaşız vay canına çok fazla şanslıyım sanırım.

EnigmaticHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin