-9-

2.3K 119 18
                                    

Jimmy'nin kahkaha sesleri sokakta yankılanırken neye bu kadar çok güldüğünü ya da o suratsızın küçük kardeşimi bu kadar güldürecek ne yaptığını merak etmeye başladım. Birkaç adım arkalarından onları takip ediyordum. Hem ona küçük kardeşimi emanet etmek istemiyor hem de yanlarında yürümek istemiyorum. Bu yüzden peşlerinden ne konuşacaklarını duyamadığım şekilde onları takip ediyorum.

Zayn, hafif Jimmy'e doğru eğilmiş ona bir şeyler anlatırken tek elini sıkıca tutmuş yavaş yavaş yürümeye devam ediyorlardı. Benim adını öğrenmek için elimden gelen her şeyi yaptığım çocuğun adını, Jimmy sadece birkaç dakika içinde bulmuştu. Belki de en başından beri sevimli küçük kardeşimi kullanmalıydım. Ne yazık ki artık yapacak pek bir şey yok.

Evin önüne geldiklerinde ben daha yeni sokağın başındaydım. Zayn yavaşça Jim'in boyuna indi. Ona bir şeyler söyledikten sonra Jim kafasını salladı ve garip bir şekilde birbirleriyle tokalaştılar. Şimdiden bir dost selamlaşmasına sahipler vay canına ne havalı ama! Jimmy kesinlikle Zayn'e bayılmış olmalı aynı benim gibi. Her neyse.

Küçük 'dost' kucaklaşmaları bitine kadar Zayn kulağına bir şeyler fısıldamış Jim'de gülerek başını sallamaya devam etmişti. Ne konuştuklarını gittikçe merak etmeye başladım. Yanlarına yaklaştığımda tek duyduğum şey "Tamamdır dostum erkek sözü!" baya havaya girmişti küçük adam.

Beni fark ettiklerinde Zayn doğrulmuş bana bakmaya başlamıştı. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde yanında duran, bakışları ikimiz arasında gidip gelen Jim'in elinden tuttum ve eve doğru yöneldim.

"Görüşürüz dostum!"

Elimden kurtulup hemen Zayn'e yöneldi. "Seninle bir daha görüşemeyeceğiz ne yazık ki Zayn!"

Zayn küçük dostunun söyledikleri üzerine yüzünü buruşturdu ve ellerini ceplerinden çıkarttı. "Tabii ki görüşeceğiz adamım!"

Kollarını küçük bedeninin önünde çaprazladı. "Nasıl olacak o?"

Gözlerinin odakları Jim'in arkasından süzülüp beni bulduğunda kalbimin ritminin değiştiğini hissettim. Boğazımı sıkan bir el varmış ve nefes almamı engelliyormuş gibi. Yüzümün kızardığına eminim. Alamadığım ve veremediğim bütün nefesle birlikte kan yüzüme çekilmiş gibiydi.

"Bella seni bana getirir ya da ben sana gelirim."

Jim ile konuşurken nasıl durduğuna baktım. Çok farklıydı. Dışarıda olduğundan, bana davrandığından çok, çok daha farklı. Sanki onunla birlikte çocukmuş gibi gözlerinin içi gülüyordu yüzündeki gülümsemeyle birlikte. Pardon? Bela mı dedi? Ona kendimi tanıttığımı kesinlikle hatırlamıyorum. Bir şey söylemek için ağzımı açtığımda vazgeçtim. Onunla konuşmak istemiyordum. Beni görmezden gelmesi canımı sıkıyor ve bütün günümü 'Acaba bu hareketi yaparak ne demeye çalıştı?' Gibi düşüncelerle kafamı yormak istemiyorum.

Jim bana döndüğünde ne diyeceğimi şaşırmış ve kekelemekten geri kalmamıştım.

"E-ev-evet ta-tabi." Hayretimi gizlemek için yüzüme yalandan yerleştirdiğim küçük gülümseme pek uzun sürmeden yerini tekrar şaşkınlığa bıraktı.

Sevinçle ellerini çırparak bacağıma sarıldı ve ardından yeni arkadaşına el salladı. Kafamı hiçbir şekilde onun bulunduğu tarafa çevirmeden anahtarlarımı çantamdan çıkartıp kapıyı açtım. Arkamı dönüp kapıyı kapatırken elleri ceplerinde hala kapıya baktığını gördüm. Bütün bunlar Jim içindi tabi.

Eve girdiğimizde hemen üstümüzdekileri çıkartıp Jim'i odama çektim. Bana söyleyecek şeyleri olduğu kesindi.

"Anlat bakalım sevgilim neler oluyor?" sevgilim demem onun küçük sevimli yüzünü buruşturmasına neden oldu.

EnigmaticHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin