Yoongi arabayı park edip hızla arabadan indiğinde çocukların Bay Im ile birlikte okul kapısının yanında beklediğini gördü. Koşar adımlarla yanlarına gitti.
"Özür dilerim çocuklar, geciktim." Dediğinde iki çocuk da tebessüm etti.
"Sorun değil baba." Diyip hemencecik babasının elini tuttu Jungmin. Babalarını bir saat bile görmese özleyen bir çocuktu.
"Çocuklarla beklediğiniz için teşekkür ederim Bay Im." Dediğinde Bay Im gülümsedi.
"Önemli değil, biz de Jeonggi ile uzun zamandır sohbet etmiyorduk. İyi oldu, değil mi Jeonggi-ah?" Diyip Jeonggi'nin saçını okşadığında Jeonggi kıkırdadı.
"Evet, kesinlikle." Dedikten sonra babasının boşta olan koluna ellerini doladı.
"Tekrardan teşekkür ederim."
"Dediğim gibi önemli değil Bay Min." Dediğinde iki adam birbirine saygı ile eğildi.
"Yarın görüşürüz Bay Im." Diyen iki çocuk öğretmenlerine saygı ile eğildiler. Adam sevecen bir şekilde gülümsedi.
"Görüşürüz çocuklar." Dedikten sonra kendi yoluna devam etti. Jeonggi ve Jungmin birbirlerine sinsice bir bakış attıktan sonra Jeonggi konuşan ilk kişi oldu.
"Anlat bakalım ihtiyar, neden geç kaldın?" Dediğinde Jungmin gülmemek dudaklarını birbirine bastırdı.
"Size daha az Amerikan filmleri izletsem iyi olur." Derken birlikte arabaya ilerleyip arabaya yerleştiler. Jungmin kıkırdadı.
"Sahi, neden geç kaldın babacığım? Seni merak ettik." Diyen Jungmin ile gülümsedi. Olayı nasıl toplayacağını her zaman iyi biliyordu küçük cadı.
"Babanız biraz rahatsız, onunla ilgileniyordum." Dediğinde arka koltukta oturan iki çocuk yanlarından geçtikleri binalar yerine birbirlerine şaşkınca baktılar.
"Babam iyi mi?" Diyen Jeonggi ile Yoongi derin bir nefes alıp verdi. Bu soruyu nasıl cevaplayacağını bilmiyordu.
"Fiziksel olarak iyi fakat psikolojik olarak hepimiz gibi o da zor bir dönemden geçiyor. Zaten gayet anlayışlı çocuklarınız ama yine de eve gidince biraz daha sessiz olmaya özen gösterirseniz sevinirim." Dedikten sonra dikiz aynasından çocuklara baktı.
"Senin için abimin ağzını bile bantları babacığım." Diyen Jungmin ile Yoongi ağzından küçük bir kıkırtı kaçırdı.
"Baba!" Diye söylenen Jeonggi'den sonra Yoongi boğazını temizledi.
"Özür dilerim." Dediğinde Jeonggi kafasını olumlu anlamda salladı.
"Ayrıca bana diyene de bak dili pabuç gibi." Diyip kollarını göğsünde bağladı. Jungmin abisine dil çıkardı.
"Nasıl, beğendin mi yeni pabucumu?" Dediğinde tam ikisi de birbirinin üstüne atlıyordu ki Yoongi ani bir fren ile arabayı durdurdu. Normalde arabayı asla böyle park etmezdi ama bu iki yaramazın bir şekilde ayrılması gerekiyordu, öyle değil mi?
"Kavganıza ara verin de inin bakalım arabadan." Dediğinde sabah gayet iyi anlaşan ikili kavgalarına ara verip arabadan indiler. Eve girdikleri andan itibaren kavgalarına sessiz bir şekilde devam edeceklerdi. Belki birbirlerine yastıkla vururlardı.
Yoongi kapıyı açtığında iki çocuk aynı anda geçmeye çalışınca kapıya sıkıştılar. Yoongi derin bir kahkaha attığında iki çocuk da hallerine gülüp sırayla içeri girdiler. Yoongi çocukların montlarını askılığa asarken konuştu.
"Kavga etmek yok, şimdi gidip yemeğe kadar ödevlerinizi yapın." Dediğinde Jeonggi dudaklarını büzdü.
"Eskiden daha eğlenceliydin sanki." Diyip kardeşine baktığında Jungmin anında cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mission: be a family + yoonkook
FanfictionMin Yoongi ve Jeon Jungkook için sıradan bir sabahta evin kapısı çaldı. Kapıya bakan Min Yoongi önce bir şey göremedi ve tam kapıyı kapatacakken sevimli bir kıkırtı duydu. Kafasını aşağı eğdiğinde ise bir bebek ile karşılaştı. "T-Tanrım..! J-Jungkoo...