Jeonggi 10, Jungmin 7 yaşında
Jungkook üniformasını güzelce giydirip saçlarını özenle ördüğü kızına baktı. Minik bebeği ne zaman bu kadar büyümüştü hiçbir fikri yoktu. Onu evlat edinirkenki heyecanlarını daha dün gibi hatırlıyordu.
"Bir şey olursa ya da bir şeye ihtiyacın olursa abinin yanına git, tamam mı bebeğim?" Derken küçük kızının üniformasının yakalarını düzeltip ayağa kalktı.
"Tamam baba." Diyen Jungmin küçük eliyle babasının elini tuttu. Jungkook küçük kızının çantasını kendi omzuna attıktan sonra birlikte aşağı indiler.
Yoongi'yi gören Jungmin, Jungkook'un elini bırakıp Yoongi babasının yanına koştu.
"Baba, baba bak!" Diyip kendi etrafında bir tur döndü ve pileli eteğinin birazcık uçuşmasını sağladı. Yoongi gülümseyip küçük kızını kucağına aldı ve yanağına bir öpücük kondurdu.
"Çok güzel olmuşsun Jungmin-ah, kıskanırım ama." Dediğinde Jungmin kıkırdadı.
"Hayır~ kıskanmak yok~" Diye sevimlice cevap verdiğinde Yoongi güldü. Ardından Jungkook'un sesi duyuldu.
"Jeonggi nerede?" Diye sorduğunda Jeonggi merdivenlerin başında belirdi ve koşa koşa aşağı indi.
"Geldim, geldim." Derken nefes nefeseydi.
"Sana daha kaç kere koşmamanı söylemeliyim." Derken oğlunun ayakkabılarını giymesine yardım etti Jungkook. O sırada Yoongi de Jungmin'in ayakkabılarını giydiriyordu.
"Ben yaşlanıp koşamaz hale gelene kadar filan." Diye kıkırdayarak cevap veren Jeonggi'nin poposuna yavaşça vurdu Jungkook.
"Hadi gidelim." Dedikten sonra kapıyı açtı Yoongi.
Birlikte arabaya bindiler ve okula doğru yola koyuldular. Okula vardıklarında ise Jungkook sabah uyandığından beri yaptığı uyarıları bir kez daha yaptı. Ardından Jungmin ve Jeonggi birlikte okul binasının girişine doğru ilerlediler.
Gözden kaybolan iki çocuktan sonra Jungkook ve Yoongi birbirlerine baktılar.
"Sence de çok çabuk büyümediler mi?" Diye somurtkan bir şekilde soran Yoongi ile Jungkook kafasını olumlu anlamda salladı.
"Zamanın nasıl geçtiğini bile anlamadım. Jeonggi'nin kapımızın önüne bırakılışı, Jungmin'i o küçük yetimhanede ilk görüşümüz daha dün gibi aklımda oysaki." Diyen Jungkook ile Yoongi eşinin omzuna kolunu attı ve onu kendisine biraz daha yaklaştırdı. Beraber arabalarına ilerleyen çift fazlasıyla duygulanmıştı. Minik bebekleri yavaş yavaş büyüyolardı. Gerçi onlar için hiç de yavaş değildi zaman. Öylesine akıp gitmişti ki günler...
Yoongi eşini hastaneye bıraktıktan sonra şirkete doğru yola koyuldu. İçinden bir ses bugünün çok olaylı olacağını söylüyordu fakat o içindeki sese aldırmadan yoluna devam etti.
O sırada küçük Jungmin boş sıralardan birine oturmuş, önünde oturan sevimli kızla arkadaş olmaya çalışıyordu.
"Merhaba, ben Jeon Jungmin." Dediğinde karşısındaki güzel kız gülümsedi.
"Merhaba, ben de Kang Shinhe." Diye karşılık veren kıza içtenlikle gülümsedi Jungmin.
"Saçın çok güzel olmuş Shinhe." Dedi Jungmin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mission: be a family + yoonkook
FanfictionMin Yoongi ve Jeon Jungkook için sıradan bir sabahta evin kapısı çaldı. Kapıya bakan Min Yoongi önce bir şey göremedi ve tam kapıyı kapatacakken sevimli bir kıkırtı duydu. Kafasını aşağı eğdiğinde ise bir bebek ile karşılaştı. "T-Tanrım..! J-Jungkoo...