Pastayı süsleyip afiyetle yiyen iki minik, eve dönüş yolunda uyuyakalmıştı. Uyku saatleri geçmişti, bu nedenle öylece uyuyakalmaları normaldi.
Jungkook arkasını dönüp iki bebeğini kontrol etti. Ne de güzel uyuyorlardı. Jungkook derin bir iç çekti. Yoongi elini eşinin elinin üstüne koydu ve yanında olduğunu hissettirmek istercesine sıktı. Bu sefer Jungkook oturduğu koltukta soluna dönerek eşini izlemeye başladı.
Yoongi güzeldi, birbirlerine hala ilk günkü gibi aşıklardı ve harika bir aile kurmuşlardı. İnsanlar rahatsız edici bir şekilde konuşuyor ve hoş olmayan tavırlar sergiliyorlar diye niye kurdukları aileyi bozmak zorunda hissediyorlardı ki? Bu tamamen saçmalıktı!
Jungkook kendine bipolar teşhisi koymak üzereydi fakat elinde değildi. Stres altında duygu yönetiminde pek iyi değildi, düşüncelerine yön veremiyordu ve bu onu daha çok strese sokuyordu. Jungkook artık insanları dinlemekten bıkmıştı. Yoongi ile evlenirken de çok fazla kötü muameleye maruz kalmıştı ama kimin umrunda ki! O harika bir eşe sahipti ve birbirlerini seviyorlardı. "Bu evlilik yürümez, gelip geçici bir heves bu, yapma etme..." diyen herkese "Kapak olsun size orospu çocukları!" demek istiyordu. Çünkü yıllardır harika giden bir evliliği vardı ve bunu bozmaya hiç niyeti yoktu.
"İstemiyorum." Dediğinde Yoongi anlamak istercesine kaşlarını çattı.
"Anlamadım bebeğim, neyi istemiyorsun?" Derken kısa bir süre Jungkook'a bakıp bakışlarını tekrardan yola çevirdi.
"Evliliğimi, ailemi bozmak istemiyorum. Seninle ve çocuklarımızla mutluyum, sen de mutlusun ve onların mutlu olduğuna da eminim. Niye insanlar bir şeyler diyor diye mutluluğumuzu bozalım ki? İnsanlar hep konuşuyor Yoon, ağzı olan konuşuyor zaten. Doğanın lanet olasıca bir kuralı bu." Diye sitemle konuşurken istemsizce dudaklarını büzüyordu.
"Evde konuşalım bunları Jungkook." Diyip dikiz aynasından çocukları kontrol etti. Hala uyuyorlardı.
Jungkook kollarını göğüsünde bağlayıp sessizce yolları izlemeye başladı. Yoongi'ye kırılmamıştı çünkü haklıydı. Jungmin hayatta uyanmazdı fakat Jeonggi'nin sağı solu asla belli olmazdı. Bazen Jungkook oğlunu bu konularda kendine benzetiyordu. İkisi de biraz sinsiydi. Jungkook sinsi olma konusundaki düşüncelerine tebessüm etti.
Geç olduğu için boş olan yolda araba yağ gibi kayıp sorunsuzca ilerlerken sonunda evlerine varmışlardı. Jungkook, Jeonggi'yi kucağına alıp önden kapıya doğru ilerledi. Kucağındaki oğlu ona biraz daha sokulduğunda oğlunun boynuna bir öpücük kondurup evin şifresini girdi. Kendi ayakkabılarını çıkartıp eve girdiğinde Yoongi de kucağındaki Jungmin ile eve girdi. İkisi de aynı anda kucanlarındaki çocuklarının ayakkabılarını çıkartıp ayakkabılığa yerleştirdiklerinde birbirlerine gülümsediler.
Önde Jungkook olmak üzere birlikte üst kata çıktıklarında ikisi de farklı iki odaya girdi. Yoongi, Jungmin'in pijamalarını güzelce giydirirken Jungkook da Jeonggi'nin pijamalarını giydiriyordu. Fakat Jeonggi'nin uykusu o kadar hafifti ki hemen uyandı.
"Baba?" Diye uykulu bir şekilde konuştuğunda Jungkook Jeonggi'nin tişörtünü çıkarmaya çalışıyordu.
"Efendim bebeğim?" Dediğinde Jeonggi zar zor açtığı gözleri ile babasına baktı.
"Oh, eve mi geldik?" Dediğinde Jungkook kıkırdadı.
"Evet, evdeyiz. Ayağa kalkabilir misin? Pijama altını giydireceğim." Dediğinde Jeonggi babasının omuzlarına tutunup ayağa kalktı fakat resmen ayakta uyukluyordu. Jungkook oğlunun pijama altını da giydirdiğinde Jeonggi uykulu bir şekilde mırıldandı.
"Teşekkürler baba, seni seviyorum." Dediğinde Jungkook oğluna sarıldı.
"Ben de seni seviyorum Jeonggi-ah. Şimdi seni yatağa yatıralım ve güzelce uyu, tamam mı?" Diye sessizce konuştuğunda Jeonggi onaylayan mırıltılar çıkardı. Jungkook örtüyü kaldırdığında oğlu hemen yatağa yerleşti. Oğlunun üstünü örtüp saçlarının arasına bir öpücük kondurdu ve odadan çıktı.
Yatak odasına girdiğinde Yoongi'nin üstünü değiştirdiğini gördü ve eşine doğru ilerledi. Üstü çıplak olan eşinin beline ellerini sarıp kendine doğru çekti.
"Çok seksi bir kocam olduğunu daha önce dile getirmiş miydim?" Diyip yüzünü eşinin yüzüne yaklaştırdı. Yoongi gülüp cevap verdi.
"Birçok kez." Dedikten sonra Jungkook ile dudaklarını birleştiren Yoongi oldu. Kollarını Jungkook'un boynuna sardığında hissettiği güçlü kollarla kendini Jungkook'un kucağında bulması bir oldu. Bacaklarını Jungkook'un beline sıkıca sardığında Jungkook da ellerini Yoongi'nin kalçalarına yerleştirdi.
Öpüşmeleri gittikçe derinleşip birbirlerinin ağızlarının içine boğuk inlemelerini sunmaya başladıklarında bu öpüşmeyi bitiren başlatan ile aynı kişi oldu.
"Arabadaki konuşmamız yarım kaldı. Şimdi beni indir ve üstümüzü değiştirip güzelce konuşalım. Belki daha sonra kaldığımız yerden devam edebiliriz." Dedikten sonra eşinin dudağının altındaki bene bir öpücük kondurdu. Jungkook, Yoongi'yi kucağından indirdiğinde hızlıca üstlerini değiştirip yataklarına geçtiler.
Jungkook yatağa oturup sırtını yatak başlığına dayadığında Yoongi de onun kucağına yerleşti.
"Anlat bakalım Jungkookie." Dediğinde Jungkook derin bir nefes aldı.
"Çocuklarımı kimseye vermek istemiyorum Yoongi. En basitinden az önce üstünü değiştirdiğim için Jeong Gi bana teşekkür edip beni sevdiğini söyledi. Bizi böylesine severlerken onları bırakacak mıyız yani? Şahsen istemiyorum ve bu konuda kararım net." Dediğinde Yoongi derin bir nefes alıp verdi.
"Kararlarına ne olursa olsun her zaman saygı duyduğumu ve onları ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun. Fakat yine de bana biraz düşünmem için zaman ver. Ben hepimiz için en iyisini, en huzurlu hayatı istiyorum. Onların huzursuz ve nefret dolu bir hayat sürmelerini istemiyorum." Dediğinde Jungkook elini eşinin yüzüne yerleştirip okşadı.
"Kötü hiçbir şeyi istemediğini biliyorum Yoongi ama yine de onlar bizimle mutlular, onların elinden mutluluklarını alalım mı yani? Neyse, istediğin gibi olsun. Otur ve biraz düşün." Dediğinde Yoongi eşine sıkıca sarıldı.
"Sana sahip olduğum için cidden çok şanslıyım. Seni seviyorum." Dediğinde Jungkook da kollarını eşine doladı.
"Ben de seni seviyorum Yoongi-ah." Dedikten sonra usulca eşinin saçlarını okşadı.
《》《》《》《》《》《》《》《》《》
Selam, ben geldim.
Uzun zamandır yoktum, bahane de uydurmak istemiyorum. Şahsen uzun zamandır yazmaya olan hevesim bir balon gibi sönük. Hiçbir şey yazmak istemiyorum fakat bayadır beklediğinizi bildiğim için kendimi zorlayıp birkaç kelime bir şeyler yazdım.
Lütfen yorum yapın~
Umarım bu bölümü beğenirsiniz.
Sizi seviyorum.
Bye~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mission: be a family + yoonkook
FanfictionMin Yoongi ve Jeon Jungkook için sıradan bir sabahta evin kapısı çaldı. Kapıya bakan Min Yoongi önce bir şey göremedi ve tam kapıyı kapatacakken sevimli bir kıkırtı duydu. Kafasını aşağı eğdiğinde ise bir bebek ile karşılaştı. "T-Tanrım..! J-Jungkoo...