Jeonggi 4, Jungmin 1 Yaşında
"BABAAA! BABA KOŞ!" Diye bağırdı Jeonggi. Küçük kız kardeşi ilk kelimesini söyleyecek gibiydi ve babalarının bu anı görmeleri gerekiyordu, öyle değil mi?
Jungkook elindeki kamera ile hızla odaya girdiğinde Yoongi de arkasından heyecanla odaya girdi.
"Hadi Jungmin, hadi bebeğim. Bak çok kolay. Ba-ba!" Diyen Yoongi ile Jungkook kıkırdadı.
"Ne babası ya? Benim kardeşim ilk abi diyecek." Diyen Jeonggi ile ikisi de şaşırdı. Daha iki gün önce konuşmayı öğrenen Jeonggi babalarına kafa mı tutuyordu?
"Oğlumuz ilk asiliğini yapıyor Jungkook. Şu an aşırı duygusal bir babayım." Diyip Yoongi sahte göz yaşlarını sildiğinde, Jungkook kahkahasına engel olamadı.
"Hayatımda gördüğüm en şirin adamsın Yoongi-ah." Diyerek eşine hayranlığını belirtir belirtmez kamerayı tüm odayı kadraja alabileceği bir yere koyup sabitledi.
"Jungmin, bebeğim düşündüğün kadar zor değil. Agu agudan sıkılmadın mı artık? Bak gel seninle bir iki kelime konuşalım." Dedi, yere oturup bağdaş kurdu ve küçük kızını kucağına aldı Jungkook. Yoongi de yanlarına oturduğunda Jeonggi, Yoongi babasının kucağına oturup sırtını babasının göğsüne yasladı. Bu olanlar onun için tam bir komediydi.
"Bak şimdi çok kolay. Benden sonra tekrarla, ba-ba!" Dedikten sonra gülümsedi.
"Ba-" dedikten sonra Jungmin sustu ve kaşlarını çattı.
"Evet Jungmin-ah! Hadi! Ba-ba, baba!" Diyen Yoongi ile Jungmin aydınlanmış gibi gülümsedi ve tekrar etti.
"Ba-ba!" Dedikten sonra neşeyle ellerini çırptı. Jungkook kucağındaki kızına sıkıca sarılıp tüm yüzüne öpücük bıraktıtan sonra konuştu.
"Aferin benim kızıma!" Dedikten sonra bir öpücük daha kondurdu.
Yoongi ve Jeonggi sarmaş dolaş ikisini izleyip güldü.
"O kızını öperse ben de oğlumu öperim!" Dedikten hemen sonra Jeonggi'yi gıdıkladı, ardından da oğlunun göbeğine birkaç öpücük kondurdu.
Yoongi ve Jeonggi arasında özel bir bağ vardı. Jungkook bunun farkındaydı ve bazen kıskanmıyor da değildi. Fakat onları izlediğinde ikisinin beraber çok mutlu gözüktüklerini görüyor, kalbinin eridiğini hissediyordu.
Bir süre sonra saatin o küçük odada nasıl ilerlediğini Yoongi ve Jeonggi unuttu. Kamera ise hala kayıttaydı. Tanrı'ya şükürler olsun ki hala şarjı vardı.
Yoongi, Jeonggi'nin uydurduğu oyunun sonuna geldiklerinde derin bir nefes aldı.
"Şimdi ne oynamak istersin?" Dediğinde Jeonggi sinsice gülümsedi.
"Dövüşelim!" Büyük bir hevesle söyledi. Bacak kadar olan Jeonggi babasıyla dövüşmeyi seviyordu çünkü babası her seferinde ona yeniliyordu.
"Canımı acıtıyorsun velet. Başka bir şey seç." Diyen Yoongi ile Jeonghi dudaklarını büzdü.
"Lütfen baba! Söz canını acıtmayacağım! Lütfen, lütfen, lütfen!" Dediğinde Yoongi dizlerinin üzerinde yükseldi ve Jeonghi'yi tek omzuna aldı.
"Ama sen kaşınıyorsun." Dedi şakacı bir tonda, Jeonggi ise güldü.
İkisi bir süre boğuştu ardından ise ilk defa yenilen Jeonggi'den şu sözler duyuldu.
"Seni seviyorum baba." Ardından kollarını babasının boynuna doladı.
Otuz dört yaşındaki Min Yoongi, kalbinin uzun süre sonra ilk defa bu kadar gıdıklandığını hissetti. Oğlunu cidden çok seviyordu.
"Ben de seni seviyorum Jeonggi-ah." Ardından kollarını küçük bedene doladı.
O sırada içeri Jungkook ve Jungmin girdi. Jungkook yüzündeki gülümseme ile kucağındaki kızına biraz daha sıkı sarıldı.
Yoongi kapıya baktığında sızlandı. O cidden ağlamak üzereydi.
"Tanrı'm... Bugün beni cidden ağlatmaya çalışıyorsunuz." Dedikten hemen sonra gözlerinden akan birer yaşı elinin tersi ile sildi. Kalbindeki sevgi ona fazla gelmişti.
Jungkook kucağındaki kızları ile Yoongi'ye yaklaştığında, Yoongi konuştu.
"Seninle evlendiğimde ikimiz bir evin içinde, kalplerimizdeki sevgi ile çürür gideriz sanıyordum. Böyle olacağını hiç tahmin etmemiştim Jungkook-ah." Ardından bir burun çekiş sesi duyuldu.
Jungkook'un Yoongi'yi bu denli duygusal görüşünün üstünden yıllar geçmişti.
"Tanrı'm, sen cidden ağlıyorsun." Diyip yanına oturdu Jungkook.
Eşine sarılan Jungkook'un ardından Jungmin ve Jeonggi de babalarına sarıldılar. Küçük sarılmanın ardından Jungkook konuştu.
"Ben, seni ilk gördüğüm anda böyle olacağımızı biliyordum." Dedi Jungkook.
"Öyle mi?" Diyen Yoongi, sesindeki şaşkınlığı gizlemedi.
"Evet, öyle. Bazen küçük bir çocukla ilgileniyormuşum gibi, bazense yaşlı bir dedeyle sohbet ediyormuşum gibi hissettiriyorsun. Fakat her halinle o kadar güzelsin ki, seni ilk gördüğüm anda tam da şu anki gibi mükemmel bir aile kuracağımızı anlamıştım." Dedikten hemen sonra Jungkook, Yoongi'nin ıslak yanaklarını silip eşinin pembe dudaklarına bir öpücük kondurdu.
Bu öpücük; 'Sana sahip olduğumuz için şanslıyız.' anlamına geliyordu.
Onlar gerçekten şanslıydı çünkü Min Yoongi, kalbindeki sevgiyi ailesine vermeyi asla esirgemeyen bir adamdı.
《》《》《》《》《》《》《》《》《》
Özlediniz mi?
Ben çok özledim fakat aklıma yazacak hiçbir şey gelmedi. Bu nedenle çok, çok geciktim.
Umarım bu her yerinden softluk akan bölüm araya giren uzun zamanı telafi edebilir.
Yazım veya noktalama hatam varsa şimdiden özür dilerim.
Sınır;
☆ 80 oy, 35 yorum ☆Umarım beğenirsiniz.
Sizi seviyorum.
Bye~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mission: be a family + yoonkook
ФанфикMin Yoongi ve Jeon Jungkook için sıradan bir sabahta evin kapısı çaldı. Kapıya bakan Min Yoongi önce bir şey göremedi ve tam kapıyı kapatacakken sevimli bir kıkırtı duydu. Kafasını aşağı eğdiğinde ise bir bebek ile karşılaştı. "T-Tanrım..! J-Jungkoo...