1; Uyan! Seni küçük şeytan!

8.5K 477 277
                                    

Güneş ışıkları evli çiftin siyah çarşaf altındaki çıplak bedenlerine vururken ilk uyanan Jungkook oldu. Yanında güzelce uyuyan eşine gülümserken hafifçe kıpırdandı. Fakat kalçasında hissettiği acı ile yüzünü buruşturdu.

"Uyan! Seni küçük şeytan!"

Her seferinde böyle oluyordu. İkisi güzel bir gece geçiriyor ardından önce hangisi uyanırsa kalçasındaki acı yüzünden sinirle bağırıyordu.

"Uyan dedim küçük şeytan!"

Beyaz tenli gözlerini aralamış ve hem eşinin bağırmasından hem de kalçasındaki acı yüzünden yüzünü buruşturmuştu.

"Yine ne oldu?" Diye hayıflandı Yoongi.

"Gece götüm alev aldı demiştim! Al ağrıdan kıpırdayamıyorum şimdi!" Diyen esmer ile beyaz tenli hayretle konuştu.

"Bunu götümde karadelik açan adam mı söylüyor? Güleyim de havada kalmasın bari!" Der demez yalandan bir kahkaha savurdu.

Gece daha fazlasını isteyen çift şimdi tartışıyordu. Ne ironi ama..!

"Gıcıksın." Dedi Jungkook. Kaşları çatılırken dudakları da büzüldü yavaşça.

"Sinir bozucusun." Dedi Yoongi, baygın bakıyordu.

"Ve..." diye ekledi esmer.

"Seni seviyorum." Diye devam ettirdi beyaz tenli.

Jungkook gülümsedi ve eşinin dudaklarına küçük bir öpücük kondurmadan önce konuştu.

"Ben de seni seviyorum."

Ardından ikisinin de hoşuna giden o küçük kelebek öpücüklerinden birini kondurdu esmer olan.

"Duşa girelim ardından ağrıyan güzel kalçan için krem sürelim. Tamam mı?" Diye sordu Yoongi. Jungkook ise başı ile onaylamak ile yetindi.

İkisi de yavaşça yataktan kalkarken yüzlerini buruşturdular. Yaptıkları kısmı seviyordu ikisi de, sonrasını ise pek sevdikleri söylenemezdi.

Evli çift odalarındaki siyah ağırlıklı döşenmiş banyoya girdi. Birbirlerini yıkıyor, sohbet ediyor ve arada birbirlerini elliyorlardı.

Keyifli dakikaların ardından ilk konuşan Jungkook oldu.

"Sanırım buruşmaya başladım." Dedi ve ellerine baktı. Cidden yavaş yavaş buruşmaya başlamıştı. Yoongi ise bu haline gülümsüyordu.

Jungkook'un elini kendi elleri arasına aldı ve avucuna bir öpücük bıraktı.

"Hadi çıkalım. Buruşuk bir şekilde kalp krizinden ölmek istemiyorum."

Jungkook eşinin uzattığı bornozunu üzerine geçirirken konuştu.

"Kalp krizi mi, neden?"

Yoongi'nin cevabı ise gecikmedi.

"Her haliyle güzel olan bir eşe sahibim, Jungkook. Zavallı kalbimin şimdiye kadar dayanmış olması bile bir mucize."

"Aman Tanrım, Jeon Yoongi uzun süre sonra romantik davranıyor. Sanırım ağlayacağım." Dedi ve göz yaşlarını siler gibi yaptı Jungkook.

Birbirlerine kendi soyadları ile sesleniyorlardı. Aitlik hissini böylece zirvelerde yaşıyorlardı.

"O güzel çeneni kapat Min Jungkook." Dedi Yoongi. Jungkook onun huysuz davranışlarını seviyordu.

Yoongi huysuz olduğu zamanlarda kesinlikle şirin oluyordu. Şirin, huysuz bir dede... Jungkook'un bunu sevmemesi için bir nedeni yoktu. Sonuçta onu her hali ile kalbine kabul etmiş ve evlenmişti.

Yoongi'de bornozunu üzerine geçirdiğinde ve küvetteki suyu boşalttığında banyodan çıktılar.

Yoongi, Jungkook'tan önce davrandı ve kremi çekmeceden aldı. Tam hevesle Jungkook'a yaklaşmıştı ki Jungkook kremi elinden aldı.

"Banyoda fazlasıyla elleştin Yoongi. Bunu ben hallederim." Dediğinde Yoongi itiraz etmek için ağzını açmıştı. Fakat sonradan vazgeçip omuzlarını düşürdü ve dolaba yöneldi.

Kim bu sevimli adamın otuz yaşında olduğuna inanırdı ki?

Jungkook eşinin bu haline gülümseyip dolaptan birkaç parça aldı ve banyoya tekrardan girdi. Min Yoongi ise iç çamaşırını giymek ile meşguldü.

İç çamaşırını giymeyi başaran Yoongi dolapta biraz daha göz gezdirdi. Eli Jungkook'un beyaz tişörtlerinden birini kavradı. Onu üzerine geçirirken bugün evde olacağı için altına siyah eşofmanını giymeye karar verdi. Eşofmanını da bacaklarından geçirdikten sonra banyoya ilerledi.

Kapıyı açtığında üzerine siyah kapşonlusunu geçiren bir Jungkook ile karşılaştı.

Yoongi bu görüntü ile alt dudağını yavaşça dişlerinin arasına aldı ve kapı pervazına yaslandı.

Jeon Jungkook, Min Yoongi'nin tüm sınırlarını zorluyordu. Fakat Yoongi bundan kesinlikle rahatsız değildi.

Jeon Jungkook, kapı pervazına yaslanmış, arsızca kendisini izleyen eşine göz kırptı ve dolaptan kurutma makinesini çıkardı. Fişini taktıktan sonra eşini yavaşça yanına çekti ve lavabonun büyük, geniş mermerine eşini otutturdu.

Tam ellerini eşinin saçlarına daldıracaktı ki Yoongi'nin sesi duyuldu.

"Umarım ki ellerini yıkamışsındır." Bu ellerini yıkamadıysan tüm parmaklarını kırarım demekti.

"Elbette yıkadım." Dedi ve sabun kokusunu rahatlıkla alabilsin diye ellerini Yoongi'nin minik burnuna yaklaştırdı.

"Aferin sana~" Dedi ve Jungkook'un saçlarını karıştırdı Yoongi. Jungkook ise göz devirip önce Yoongi'nin saçlarını kuruttu. Sonra ise makineyi Yoongi'nin eline tutuşturup saçlarını kurutmasını bekledi.

Banyoda işleri bittiğinde Yoongi oturduğu yerden indi ve Jungkook ile birlikte mutfağa gittiler. İkisi de uyanalı neredeyse bir buçuk saat olmuştu fakat hala bir şey yememişlerdi.

Yoongi için yemek yemek pek sorun değildi fakat aynısı Jungkook için pek geçerli değildi. Jungkook her zaman yemek yemeyi sevmişti. Yoongi ise aklına gelmedikçe yemek yiyen biri değildi.

Beraber mutfağa giren evli çift kendilerine yiyecek bir şeyler hazırlarken kapı zilinin sesi evde yankılandı.

Yoongi Jungkook'u mutfakta bırakıp kapıya ilerledi. Kapıyı yavaşça açtı. Karşısında hiçbir şey göremeyen Yoongi'nin kaşları yavaşça çatılırken duyduğu küçük kıkırtı ile kafasını yere eğdi. Gördüğü küçük bir bebekten başka bir şey değildi.

Sinirle çatılan kaşları bu sefer şaşkınlıkla havaya kalktı ve eşine seslendi.

"T-Tanrım..! J-Jungkook, Jungkook bunu görmelisin!"

《》《》《》《》《》《》《》《》《》

Birileri demiş öldü...

Tamam, tamam çok eskidi yapmayacağım.

Sizi uzun süre beklettiğim için özür dilerim.

Hikaye çok soft gelmiş olabilir çünkü gerçekten çok soft ama üzülmeyin dirty talkların geçtiği bölümler de göreceğiz hsjqheqnbe

Karşılıklı konuşmalar içeren hikayelerde pek iyi değilim ama denemek istedim. Umarım hikayemi çokça seversiniz.

Sizi seviyorum.

Bye~

mission: be a family + yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin