3; Oğlum susar mısın, babanı yiyorum

5.6K 416 142
                                    

1 Ay Sonra

Sabahın bir köründe Jeonggi her zamanki gibi uyanmış, babalarının yüzlerine vuruyordu. Bu da onun "uyanın artık, acıktım" deme şekliydi.

Yüzüne aniden inen küçük eller sayesinde ilk uyanan her zamanki gibi Jungkook'tu.

"Min Jeonggi, bir gün de babalarını güzelce uyandırmıyorsun." Diye söylenirken aynı zamanda Jeonggi'yi kucağına alıyordu.

Bu arada bir hafta süren tartışmanın kazananı, sakince cevap veren Yoongi olmuştu. Aslında Yoongi için bir şey fark etmiyordu. Ama Jungkook olayı çok büyütünce bir ders vermek istedi. Ondan habersiz gidip Jeonggi'ye kendi soyadını verdi.

Jungkook bunu duyunca bir hafta boyunca Yoongi'nin yüzüne bile bakmadı, üstüne üstlük bir de gidip misafir odasında uyudu.

Fakat Yoongi işini bilen, zeki bir adamdı. Küçük jestler, romantik cümleler ve çokça tensel temas Jungkook'u yumuşatmak için yeterliydi.

Fakat Jungkook bu sefer hemen oltaya gelmemiş, hatta eşine kızarken ona "Daegu çomarı" diyip durmuştu. Yoongi ise içten içe bu duruma gülmeden edememişti.

Tabii sonrasında Yoongi işleri yoluna koymuş ve bir kutlama sevişmesi yapmışlardı.

Şimdi ise Jungkook, yedi aylık küçük bebeğinin biberonunun ağzını kapatıyordu.

Biberonu ve Jeonggi'yi alıp salona geçti. L koltukta hafifçe yatar pozisyona geldi ve Jeonggi'yi, başı göğsüne gelecek şekilde, karnına uzandırdı. Biberonun kapağını açıp biberonu Jeonggi'nin ağzına uzattı.

Jeonggi başta el çırptı ve lastik dokuyu ağzına alıp karnını doyurmaya başladı.

Jungkook onun için biberonu nazikçe tutuyorken Jeonggi küçük ellerini babasının eline yerleştirdi. Bunun üzerine Jungkook gülümsedi. Jeonggi kesinlikle sevimli bir bebekti.

Biberon belli bir hızla boşalırken Jungkook duyduğu ses ile kafasını sola çevirdi.

Yoongi elindeki fotoğraf makinesi ile gülümseyerek Jeonggi ve Jungkook'un fotoğrafını çekiyordu. Jungkook gülümsedi ve sorusunu yöneltti.

"Ne yapıyorsun?"

Yoongi de eşi gibi gülümsedi.

"İkinizi yatakta göremeyince güzel birkaç kare yakalarım diye fotoğraf makinesi ile gelmiştim ama bu kadar güzel bir manzara ile karşılaşacağımı tahmin etmemiştim." Derken Jungkook'un dibine oturmuştu bile.

Jungkook kıkırdadı, boş biberonu yakındaki sehpanın üzerine koydu ve Jeongi'yi yüz üstü bir şekilde tekrardan göbeğine uzandırıp sırtını sıvazlamaya başladı. Aynı zamanda konuşuyordu.

"Aferin oğlum, benim yıllardır yontamadığım babanı bir ayda yonttun. Sen geldiğinden beri bir romantik, bir romantik sana anlatamam." Dediğinde Jeonggi olduğu yerde dikleşip ellerini çırptı ve sanki denilen her şeyi anlamış gibi güldü.

Yoongi kendisine yapılan 'odun' imasından sonra kaşlarını çatıp dudaklarını büzdü.

"Sabah, sabah öyle laf yedim ki karnım doydu resmen."

Jungkook bu lafın üstüne güldü.

"Afiyet olsun." Derken Yoongi'ye yavaşça yaklaştı ve dudaklarına küçük bir buse kondurdu.

Yoongi gülümsedi ve Jungkook'un alt dudağını kendi dudakları arasına aldı.

Bu sırada Jeonggi sevinçle çığlık attı ve ellerini çırptı.

Yoongi, yavaşça Jungkook'tan ayrılırken Jungkook gülüyordu.

"Oğlum susar mısın, babanı yiyorum."

Yoongi babasının dediklerinden sonra Jeonggi, yüzü koltuğun sırt yaslama kısmına bakacak şekilde, kafasını babasının göğsüne yasladı ve kıkırdamaya devam etti. Yoongi ise Jungkook'a küçük, güzel öpücüklerini verdi.

《》《》《》《》《》《》《》《》《》

Sellllaammm, ben geldim.

Bölüm çok kısa ama lütfen vurmayın skqhwqjbe

Gençler lütfen yorum yapın.

Beğenmediyseniz beğenmediğiniz yerleri söyleyin ona göre değişiklikler yapayım.

Ya da fikirlerinizi söyleyin.

Birkaç bölümlük sınır koyacağım.

☆ 25 vote, 10 yorum. ☆

Sonrasında aksın bölümleeeerrrr ov yeeeessss.

Neyse çok konuştum.

Sizi seviyorum.

Bye~

mission: be a family + yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin