Önce beğenelim mi? 💚💚
Gözlerimi huzurla açtığımda, başım göğsüne yaslı kollarım bedenine sarılıydı. İç geçirdim. Yakın zamanda kesinlikle en sevdiğim şey göğsünde uyanmaktı. Sayılı olsa bile en sevdiklerim arasında yerini almıştı.
Alıp verdiği sakin nefeslerden uyuduğunu anlayabiliyordum. Akşam söyledikleri düştü aklıma...
Öpmüş, tenimde dokunmuş yer bırakmayan adam bana "Sana sahip olmayacağım evlenmeden önce." demişti. Her seferinde böyle mi olacaktı? İstediği yere kadar dokunup beni o nokta da mı bırakacaktı?
İçimde onun için yanıp tutuşan kadınla nasıl baş edecektim. Evlenmeden demişti. Ne zaman evlenecektik? Onunla evlenmek fikri içimi kıpır kıpır etse de bunun yakın bi zamanda olmayacağını biliyordum. Sıkıntıyla aldığım soluk göğsünün üzerinde ki tüyleri kıpırdattı. Üzerinde duran tüyleri parmağımın ucuyla okşadım. Tam kalbinin üzerine gelen yere dudaklarımı bastırıp gözlerimi kapadım.
"Rahat dur Asya." diyen huysuz, boğuk sesini duyana kadar da dudaklarımı teninden ayırmadım. Durmadım da rahat falan...
Elimi göğsünden kaydırarak çenesine çıkarıp orada ki uzamış olan tüylerini okşadım. İçim şelale gibi akıyordu bu adama. Bu yaşta böyle bir sevdaya kapılacaksın deseler güler geçerdim. Ama olmuştu. Çokta güzel olmuştu. Çenesinden yanağına çıkardım elimi. Elimi tutup avuç içime dudaklarını bastırıp. Beni hafif kendinden uzaklaştıracak. Hiç tenime bile bakmadan yataktan ayaklarını sarkıtıp, çıplak sırtını bana dönecek şekilde oturdu.
Çarşafı çıplak bedenime sararak bende doğruldum.
"Ali?"diye titrek sesimle konuştum. Niye aniden doğrulmuştu? Niye yüzüme bile bakmamıştı?
Kenara bıraktığı gömleği eline alarak doğruldu. Gömleği bedenine geçirip." Kalk giyin yavrum kahvaltıya gidelim. " demişti. Sesinde bir soğukluk esamesi yoktu ama dönüp bana bakmaması canımı sıkıyordu.
"Niye bana bakmıyorsun Ali Ege?" derince bir nefes aldı. Kafasını arkaya atarak yüzünü sıvazladı.
"Gelipte seni o yatağa gömmemek için bakmıyorum güzelim. İrade mi sikip atmaman için bakmıyorum." dudağımı dişledim.
Atsaydı ya keşke!
"Şey ben giyiniyim o zaman." diye konuştum.
"Zahmet olmazsa..." ağzının içinde mırıldandı. "Aşağıda seni bekliyorum." tam tamam diyip onaylayacakken telefonum çaldı.
Annem arıyordu... Ahh salak kafam! Ali ile o kadar doluydu ki kafam akşam indiniz mi siye arayıp sorma zahmetinde bile bulunmamıştım. Daha fazla bekletmemek adına açtım telefonu.
"Annem..." dedim konuşmasına müsade bile etmeden. "Eve geldiğim gibi koltukta uyuyakalmışım." yalandan kim ölmüş ki?
"Olsun kızım uyu dinlen tabi. Biz de indiğimiz gibi hastaneye koşturduk zaten gelin hanımı doğuma almışlar suyu gelmişte." dedi heyecanla harmanlanmış sesiyle.
Hala mı olmuştum yani? Gözlerim yaşarmıştı. Abim ve yengemle her ne kadar yıldızım barışmasada o miniği çok seveceğime emindim. "Doğdu mu anne?"
"Evet annem, çok şükür ki aldık kucağımıza görsen varya minnacık birşey ele avuca sığmıyor. Şükürler olsun rabbime." gözümden düşen bir damla yaşı elimin tersiyle hemen sildim. "Bol bol öp benim için annem en kısa zamanda sınavlarım bitsin bende gelicem görmeye yeğenimi. Geçmiş olsun dileklerimi ilet onlara." ağlamamak için kendimi tutmamın sınırına gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Adamın Küçük Kadını
ChickLit"Ne işin var bu saatte sokakta" dedi. Şaşırmadım bu tepkisine ne zaman geç saatte dışarı da olsam aynı sözleri duyuyordum ama kendisini hiç bu saatte evde olmazdı. "Hava alıyorum Ali abi evde çok bunaldım" dedim tabi ki yalan söylemiştim tamamen on...