"Ne işin var bu saatte sokakta" dedi. Şaşırmadım bu tepkisine ne zaman geç saatte dışarı da olsam aynı sözleri duyuyordum ama kendisini hiç bu saatte evde olmazdı.
"Hava alıyorum Ali abi evde çok bunaldım" dedim tabi ki yalan söylemiştim tamamen on...
Ali gelmişti. Sersemlemiş halimden sıyrılmaya çalıştım. Bakışları benden yanıma kayıp Mert'e odaklanmıştı. Beni almaya gelmiş olduğu için içimde çiçekler açmış gibi hissettim.
Mert'e olan bakışlarından dolayı açıkcası biraz ürkmüştüm. Mert, Ali'yi tanımadığı için bana bakıyordu.
"Mert teşekkür ederim ama..." gözlerimle Ali'yi işaret ederek "Erkek arkadaşım gelmiş onunla dönücem." gözleri benden kayıp arabaya yaslı olan sevgilime kaymıştı. Kısa bir bakış atıp tekrar bana döndü.
Sağ kolumun dirsek kısmına dokunup, "Önemli değil Asya yarın görüşürüz." hafif bir tebessüm ettim bir an önce Ali'nin yanına gitmek istiyordum. Bakışları pek hayra alamet gibi durmuyordu sanki yanıma gelmek istiyordu da kendini tutuyor gibi duruyordu.
"Her zaman yanında olduğumu unutma, Furkan itini de takma kafana." kafamı salladım.
"Teşekkür ederim Mert." minnetle tebessüm ettim. "Görüşürüz." aynı şekilde karşılık verdiğinde hızlı adımlarla Ali'nin yanına yürümeye başladım. Mert'te olan bakışları bana döndü. Çatılmış kaşları ve kararmış gözleriyle bana bakıyordu, daha doğrusu kıyafetlerime... Kızmışmıydı?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Tam olarak Asyanın fiziğini böyle düşünebilirsiniz. Ne zayıf ne kilolu :) )
"Sevgilim" dedim yanına vardığım da kollarımı beline sardım, sarıldım sıkıca kollarını sarmadı bana kaskatı kesilmişti vucudu elimle sırtını sıvazladım yavaşça taş gibiydi maşallah!
"Haber vermedin geleceğini... " derin bir soluk bıraktı saçlarıma,"Kimdi o yanında ki?"
"Bi arkadaşım." demiştim adıyla tanıtmak istemiyordum, aklımda ona oynadığım küçük oyun dönüyordu. Mert'i farklı bir şekilde anlatmıştım şaka da olsa adını duymaktan hoşlanacağını sanmıyordum.
"Adı yok mu bu arkadaşın?" boşta kalan kollarının biri belime biri saçlarımın arasına karıştırıp kendine iyice yanaştırdı beni derin bir soluk aldı saçlarımdan sakinleşmek ister gibii...
"V-var olmaz mı hayatım hiç." ufakça bir yutkundum. "M-mert." Nasıl bir tepki vereceğini kestiremediğim için çekinmiştim.
"Telefonda bana oyun oynadığın kişi yani!" sesi sakindi ama öyle kalacağının garantisi de yoktu.
"Ne söyledi sana? Koluna neden dokundu?" Furkan ile ilgili söylediği şeyi ona söyleyemezdim.
"H-hiç görüşürüz dedi sadece ne söyleyecek." solukları saçlarıma değerken, kollarının arasında ona yaslı dururken yalan söylemek o kadar zordu ki içim titriyordu resmen!
"Her görüşürüz dediğinin koluna mı dokunuyor o it!" öyle basit birşeymiş gibi söylersem tabi ki böyle tepki vermesi çok normaldi. Kollarımı hafif gevşetip yüzüne baktım başı bana eğikti. Göz göze geldiğimiz de içim titredi bakışlarıyla, adamın gözlerine ölebilirdim.
