"Ne işin var bu saatte sokakta" dedi. Şaşırmadım bu tepkisine ne zaman geç saatte dışarı da olsam aynı sözleri duyuyordum ama kendisini hiç bu saatte evde olmazdı.
"Hava alıyorum Ali abi evde çok bunaldım" dedim tabi ki yalan söylemiştim tamamen on...
Heyecandan ölmek terimini şuan gerçekten son raddesinde yaşıyordum. Dudakları dudaklarıma değdiği an öldüm de cennete kavuştum gibi hissettim... Bir o kadar güzel bir o kadar başka daha önce hissetmediğim gibi birşey...
Dudakları dudaklarımın üzerinde hareket ederken ne yapmam gerektiğini nasıl hareket edeceğimi bilmiyordum. Kısa bir an benden ayrıldı. Derin bir soluk çektim içime çok kısa sürdü.
"Ağzını aç güzelim." dedi dediğini daha tam sindiremeden, dudakları dudaklarımın arasında ki yerini aldı ağzımı aralamamla alt dudağını ağzımın içine yollayıp üst dudağımı kavrayıp emerek bıraktı. İnledim Allah'ım bu his beni öldürecekti, nefessizlikten olduğum yere yığılacaktım. Tekrar saldırdı dudaklarıma bu sefer daha sert, dudaklarımın arasından dilini ağzımın içine itti dili dilime değdiğinde iğrenmek yerine inanılmaz bir zevk aldım, böyle güzel birşey olduğunu bilseydim daha önceden ben saldırırdım dudaklarına yani sanırım yapardım.
Olduğum konumda ondan hafif yüksekte yatağın üstünde, dizlerimin üzerinde duruyordum. Ellerini iki diz kapağının arkasına koyup beni kavradığı gibi kucağına oturttu. Ona temas etmemle inledi. Kalbim durduraksız atıyordu. Bana her dokunduğunda böyle mi olacaktım?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bu giflere bayılıyorumm.)
Kucağında bir eli beni sıkıca kavradı, elimi omzuna koydum. Diğer eli bacağımın üstünü okşayıp sıktı. İnledi, dudaklarımdan koptu alnını alnıma yasladı. Derin derin nefesler alıp verirken bir birimizin soluklarında nefeslendik. Oldukça güzel bir histi. Onunla olan her an güzeldi ama bu bambaşkaydı.
"Güzelim" dedi dudaklarını yaladı, gözlerim dudaklarına indi. Tekrar istiyordum ama cesaretim yoktu. Eli bacağımın üstünü okşadı. Hissettiğim şeyle yerimde kıpırdandım bilmeden ona sürtündüm. "Kıpırdanma!" diye uyardı, olduğum gibi durdum, hissettiğim şeyden sonra hareket etmem zaten imkansızdı.
"Bana biraz zaman ver. Herşeyi kafamda toparlamalıyım." bunu ne için söylüyordu.
"Ne için zaman?" dedim içime kaçmış olan sesimle...
"Biz olurmuyuz, bizden olur mu diye düşünmem için" olurdu çok güzel olurdu, düşünmeye ne gerek vardı.
"Ben çok bekledim. Daha beklemek istemiyorum Ali!" tehtit etmem gerekirse edecektim. Beni öpmeden önce ki konuşmamıza gitti aklım başkasının olma ihtimalini söylediğimde gösterdiği tavır net bir şekilde kıskançlıktı, yanlış anlamamın imkanı yoktu o tavırlarının...
"O ne demek?" dedi ya anlamadı yada anlamamazlığa verdi. İkindi seçeneğim olduğuna neredeyse emindim.
Onun bana gelmesi için kızdırmam gerekiyorsa kızdıracaktım. "Hayatımda artık farklı birşeyler olsun, birisiyle özel birşeyler yaşamak, birinin bana dokunmasının nasıl bir his bırakacağını merak ediyorum." tamamen blöf yapıyordum ondan başkasının bana dokunmasına asla müsaade etmezdim.
