Hellooooooooo...
Lütfen bana saydırmayın yazamıyorum kafam burada hiç değildi. Bu bölümü de çerezlik olarak paylaşıyorum.
Bir gece hastanede kaldıktan sonra doktor taburcu olmamın uygun olacağını söylemişti, bir süre evde istirahat ettikten sonra kontrole gelecektim ayağımın çatlak durumuna göre de alçının çıkıp çıkmayacağı belli olacaktı. Annemlere haber vermemiştim vermekte istemiyordum. Haber verirsem ilk uçakta buraya geleceklerini biliyordum. Telefonda konuşmuştuk Ali her ne kadar söylemem konusun da ısrar etsede onu dinlememiştim. Gelmelerini istemiyordum Ali'ye çektirmem gerekenler vardı nasıl beni üç gün boyunca arayıp sormadıysa burnundan fitil fitil getirecektim o günleri...
Oda da oturmuş Ali'nin çıkış işlemlerini halletmesini bekliyordum. Özel hastaneye getirttiği için masrafı oldukça fazla olacaktı ama zerre acımıyordum ona paralarını mezara götürecek hali yoktu ya biricik nişanlısı için harcamalıydı biraz da...
Bir kaç dakikanın ardından odanın kapısı açıldığında Ali'nin sonunda geldiğini görüp sıkıntıdan tuttuğum nefesimi dışarı saldım."Çıkabiliriz güzelim." Dedi yanıma adımlarken elinde tekerlekli sandalye vardı yanıma ulaştığında cevap vermeden yatağın kenarına tutunup sandalyeye oturmak istemiştim müsade etmeden kucağına alıp kendisi oturtmuştu. "İnatçı keçi." Diye söylendi kulağımın dibinde omuzumu silktim. Sandığı kadar kolay olmayacaktı affetmem.
"Canının istediği bişey var mı, eve geçmeden alalım. Seni bırakıp çıkamam bir daha evden." Yanımdan ayrılmayacağını anlamış oldum. "Kötürüm olmadım Ali kendi başıma kalabilirim bakıcılığımı yapmana gerek yok." Yavaşlayan tekerlekli sandalye ile Ali'yi kulağımın dibinde hissettim nefesimi tuttum bu adam dengelerimi bozuyordu. "Kendimi affettirmem gereken bir nişanlım var ve yalnız kalmanı istemiyorum." Kulağımın altını öptü titrememek için kendimi zor tuttum etkilendiğim yerleri çok iyi biliyordu.
Sonunda arabanın yanına ulaştığımızda şükrettim bu adam benim bu dünya da ki sınavımdı. Kalkmama müsade etmeden beni gene kucaklayıp ön kapıdan içeriye soktuğunda uzanıp kemerimi bağladı. Yüzüne bakmamak için verdiğim savaşta gayet başarılıydım ki yüzümü tutup kendine çevirdi. "Ali'nin göz bebeği..." dedi içli içli gözleri yüzümün her zerresini tararken "Saklama benden gözlerini, yeterince çaresiz hissettirdin dünden beri bana kendimi yetmedimi artık?"
Elimi uzatıp çenemde ki elini bileğine tutunarak yüzümden uzaklaştırdım. "Gidebilir miyiz artık yorgunum." Dedim. Kapımı sertçe çarptığında olduğum yerde sıçradım. Sinirli bir adamdı ve ben sinirlerini zıplatıyor olabilirdim birazcık. Kendi tarafına geçip oturduğunda seri bir şekilde aracı çalıştırdı.
Kollarımı göğsümde birleştirdiğim de tekrardan sesini duydum. "Hatalı senken nasıl bana döndü bu iş anasını satayım. Tamam haklısın aramalıydım ama içimden gelmedi." Dedi. İçimden gelmedi dedi sinirle ona döndüğümde sesimin seviyesine dikkat etmeden cırladım.
"İçinden gelmeyen neydi gerizekalı nişanlınım ben senin ne demek içimden gelmedi benimle ilgili içinden birşey yapmak gelmiyorsa siktir git hayatımdan." Gözümden akan yaşı elimle sildiğimde "Asya kelimelerine dikkat et." Hala ne diyordu ya sinirle onun tarafında kalan elimi sertçe göğsüne çarptığında inledi. " Siktir git tamam mı yanımda kalmanı istemiyorum." Tekrar vurmak için kaldırdığım elimi tutup sertçe kendine çekip bacaklarının arasına soktu. Gözlerim fal taşı gibi açıldığında çekmek için yaptığım hamla bileğime daha sert asılıp bastırdığımda elim bacaklarının tam arasında pantolonunun ince kumaşından onu çok rahat hissettiğim yerde kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Adamın Küçük Kadını
Chick-Lit"Ne işin var bu saatte sokakta" dedi. Şaşırmadım bu tepkisine ne zaman geç saatte dışarı da olsam aynı sözleri duyuyordum ama kendisini hiç bu saatte evde olmazdı. "Hava alıyorum Ali abi evde çok bunaldım" dedim tabi ki yalan söylemiştim tamamen on...