34.BÖLüm

3.6K 304 110
                                    

Sizden ufak bir ricam var. En güzel gidişler kitabına da bir şans verir misiniz? Şimdiden teşekkür ederim.

İyi okumalar 💜💙🖤❤️.

"Annem bu sabah 'Gönlün mü hasta?' dedi. Ömrün bir söze sığdı da ben 'Evet.' diyemedim."

34.BÖLüm

"Beni iyi dinleyin ve bunu asla unutmayın. Ünlü biri der ki;
Kaldı işte,

Çayımız bardakta
Çocukluğumuz sokakta
Mutluluğumuz kursakta
Sevdiklerimiz uzakta
Gülüşlerimiz fotoğrafta."


"Hala?"

"Bunu niye mi anlatıyorum?"

"Evet ,yani ben anlamadım da."

Yüzünde acı bir tebessüm yer edindi.

"Kalır Sırma. Kursağında kalır. O çocuk uzakta kalır yapma."

Bizi yakalayan halam Aden idi. Annem olayı anlayınca halamı aramıştı. Eniştem de hastanede nöbette olunca çıkıp gelmişti.

Babama da 'Kartal yok kızları bana götürüyorum.' demişti. Parkta bize ufak bir bakış atıp eve getirmişti. Şimdi ise birşeyler söylüyordu.

Farkındaydım, ağır şeyler söyleyecekti. Farkındayım, hepsinde de haklı olacaktı.

"Hala, bak biliyorum yanlış. Ama ben seviyorum. Gerçekten seviyorum. Ben onun yanında mutluyum, sevildiğimi de biliyorum."

"Yanlış, Sırma çok yanlış. Sevme diyemem. Çünkü sevmek ne demek çok iyi bilirim. Unut diyemem. Çünkü unutmanın ağırlığını da çok iyi bilirim.

Ama üzülürsün, çok üzülürsün. Sıraç duyunca ne olacak? O adam bir suçlu baban ise polis."

"Ben bunun farkındayım ama hiç mi oluru yok? Ben olması için herşeyi yaparım. Hiç mi ihtimali yok?"

"Güzel geliyor değil mi? Elinden tutuyor, sımsıkı sarılıyor, kokunu içine çekiyor, güzel gülüyor, çok ta anlamlı bakıyor.

Hele cümleleri, seni dünyanın en mutlu insanı yapıyor. Sanki çok değerli birşeymişsin gibi hissettiriyor. Bunun sonu çok ağır olur."

"Hala-"

"Dinle beni lütfen. Mutluluğu en üstte yaşatıyor dimi sana?"

"Evet. Ben onun yanında benim işte. Cesur, mutlu, değerli. Ben onun yanında Sırmayım hala."

"Çakılırsın. Öyle bir çarparsın ki zemine, paramparça olursun. Çaresiz kalırsın. Ben seni biliyorum kuzum, kaldıramazsın."

"Çaresiz mi? Çaresizlik ne ki? Niye korkuyorsun bu kadar? Belki de ben mutlu olurum. Belki de hiçte öyle şeyler yaşamam."

"İnsan mesela canını yakan kişiye sarılıp ağlamak istiyor ya, işte çaresizlik böyle birşey."

Bunu söylerken gözünden bir damla yaş düşmüştü. Biliyordum sebebi aşk değildi. Babaannem idi. Onun çaresizliği annesiydi.

Düğün günü affettim demiş annesine. Sonra? Sonrası yok. Çıkarmıştı hayatından. Yaşasın ama benden uzakta olsun demişti.

Özel günlerde görürdük babaannemi. Halam gitmezdi yanına, kaldıramıyorum demişti. Onca şeye rağmen ben eskisi gibi olamıyorum demişti.

İstemiyordu. Onun gibi çaresiz kalmamı istemiyordu. Haklı mıydı? Belki. Vazgeçmeye niyetim var mıydı? Asla.

İlk defa birşeyi bu kadar çok istiyordum. İlk defa kendim için birşeyler istiyordum. Bu kadar zor olmamalı, bu kadar imkansız olmamalıydı.

Şeker mahallesi ( yeniden)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin