37.BÖLüm

2.4K 248 54
                                    

Gecikti biliyorum, kusura bakmayın. Diğer bölümü de en geç sabah atmayı planlıyorum.

İyi okumalar .Bol bol satır arası yorum yaparsanız çok sevinirim şimdiden teşekkürler 💜💙🖤❤️

"Otobüsün camına kafasını dayadı.
Yine hayal etti.
Hayal etmek kadar güzel şey yoktu.
İnsanı insan eden hayal etmekti."
Sait Faik Abasıyanık.

37.BÖLüm

Yazar'dan

Genç kız her zamankinden farklı olarak sade giyinmişti. Sevdiği çocuğun onu bu şekilde görmek istediğini biliyordu çünkü.

O gün içinde garip bir his vardı. Derler ya hani sonmuş gibi. İşte tam da o gün onun sonu imiş gibi hissediyordu.

Gülerek başını salladı. Gereksiz yere evham yapmak istemiyordu. Sonuçta bugün güzel bir gündü. Bugün sevdiği çocuk ilk defa başbaşa birşey yapmak istemişti.

Masada duran kutuyu buruk bir tebessüm ile yanına aldı. Bu kutu yaptığı hatalar için bir özür idi. Annesi ile yaptığı konuşma sırasında yaptıkları resmen boğazını sıkmıştı.

"Benim kızıma ne yaptın? Seni Ece olmaktan uzak tutan ne? Bu kadar kötü olmayı nasıl becerebildin!?"

"Ben kötü değilim. Beni bu hâle kocan getirdi!"

"Onun sana yaptıklarının hesabını başkasına soramazsın! Hele ki gencecik bir kızın hayatını mahvetmek pahasına."

"Anne bak biliyorum haklı değildim ama kötü de değilim ben."

"Kendin olana kadar bir daha bana anne deme. Bana kızımı getirene kadar bana anne deme."

Sırma'ya yaptıklarına karşı bir özür hediyesi almıştı. Verecek yüzü olmadığı için sevdiği çocuktan ona iletmesini isteyecekti.

Sırma onu affederdi ,biliyordu. Çünkü kendisinin aksine Sırma iyi biriydi. Evet, kendini asla iyi biri olarak görmemişti.

Ama deniyordu. İyi olmak için çabalıyordu. Annesine kendini affettirmesi gerekiyordu. Çünkü o annesinin küçük ,melek kalpli kızıydı.

Eski Ece olmak için elinden gelen herşeyi yapmaya söz vermişti. Ama hayatın ne getireceği asla belli olmazdı. Tıpkı felaketlerin sonu belli olmadığı gibi.

Annesinin yanaklarından öptü. Onu mutfakta bekleyen en yakın arkadaşına sıkı sıkı sarıldı. Babasına da onu sevdiğine dair bir mesaj gönderdi.

Onu sadece özel günlerde arayan babasına. Bilseydi babası, Ece'nin gideceğini yine de böyle davranır mıydı?

Herkes şanslı doğmuyordu. Her genç kız gibi babasına aşık büyümemişti. Aksine babası onu görmezden geldiği için sadece kendini fark ettirme çabasına girmişti.

İçindeki hisler ile parka doğru ilerledi. Bir yandan saati kontrol ediyor bir yandan da Buğra'nın yolunu gözlüyordu.

Hava iyice kararmıştı ama ne gelen vardı ne giden. Geçen saatlerin ardından yere oturdu. Titiz biriydi aslında ama şuanda bunu düşünemeyecek kadar çok canı acıyordu.

Ağlamamak için kendini başka şeyler düşünmeye zorlasa da sonunda galip gelen gözyaşları olmuştu. Oturduğu yerde kıpırdamadı. Hıçkırıkları parkı doldurmuştu.

Bir ses duyuldu sonra, mesaj sesi. Heyecanla telefonunu açtı. Gözyaşları durmuş, yüzünü koca bir gülümseme kaplamıştı.

Buğram
"Ece, geciktim biliyorum çok özür dilerim. Yarım saate oradayım. Söz veriyorum telafi edeceğim."

Şeker mahallesi ( yeniden)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin