41.BÖLüm

2.4K 244 79
                                    

Sürprizlere doyamadım. Üçüncü bölüm de sizlerle.

Bol bol satır arası yorum yaparsanız çok sevinirim şimdiden teşekkürler, iyi okumalar canlarım ❤️💙💜🖤.

"Çok yaşında her zaman ki çocuksun gene. Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç." Edip Cansever

41.BÖLüm

Bir insan sevdiğini kaybettiğinde, yaşam durgunlaşır. Annem hep derdi ki babamı kaybettiğimde evimizin çatısı başımıza yıkılmış gibi hissetmiştik.

Ödüm kopuyordu benim de çatım başıma yıkılır diye.

Gözlerimi üzerinde tonlarca ağırlık var gibiydi. Bütün vücudum ağrıyordu. Sanki dayak yemiştim. Kulağıma sesler geliyordu ama tepki veremiyordum. Kilitlenmiş gibiydim. 

Göğüs kafesimin üzerinde nefesimi kesen bir ağırlık vardı. Canımı yakan, hareketlerimi kısıtlayan bir ağırlık.

"Sırma, aç gözlerini."

Tanıdık bir ses odada yankı yaparken daha fazla dayanamadım. Beni çeken karanlığa karşı koyamadan bilincim kapandı. 

"Lan Murat, nabzına bak. "

"Atıyor, uyansana kızım."

"Sırma, korkuyorum ikiz. Kalk artık."

"Güzelim, duyuyor musun bizi?"

Gözlerimi yavaşça araladım. Işıktan kamaşan gözlerimi ovuşturdum. Önümde duran kişinin yardımıyla uzandığım yerden kalktım.

"Sonunda be ikiz. İyi misin?"

"Konuşsana, sana diyoruz."

Kuruyan dudaklarımı ıslattım. Konuşmak o kadar zor geliyordu ki. Vücudumun üzerinde tonlarca ağırlık var gibiydi. Dudaklarımı araladım, tek bir kelime döküldü onlardan.

"E-efe"

Diren kızaran gözleri ile arkayı işaret etti. Afra'nın dizinde hareketsizce yatıyordu. Murat başında bir şeyler ile uğraşırken, Afra'nın gözleri bomboş bakıyordu.

"Yaşıyor mu?"

Afra'nın bakışları bana döndü. Öyle yorgun görünüyordu ki, öyle acıyla bakıyordu ki daha fazla yerimde duramadım. Ağır adımlarla yanlarına yürüdüm.

Titreyen ellerimi Efe'nin saçlarına dokundurdum. Ellerim kan içindeydi. Tıpkı diğer kızların ki gibi. 

"Sırma, burada ne oldu?"

"Efe niye bu halde?"

İz ve Murat'ın sorularıyla gözlerimi elimdeki kandan ayırdım. 

"Siz niye buradasınız ve burası neresi?"

"Bilmiyorum. Senden bir mesaj geldi. Konum atmıştın. Geldiğimizde her yerde kan lekeleri vardı. Sizde bu odada baygındınız."

"İz size bakarken bende yaralı arkadaşa yürüdüm. O sırada kapı arkamızdan kapandı. Bir süre sonra da şu çifte kumruları  ve bu arkadaşı getirip attılar odaya."

"Çifte kumrular ve arkadaş derken?"

Murat omzumdan tutup yüzümü kapının oraya çevirdi. Atakan, Ceren ve Buğra yan yana oturuyordu. Üstelik pekte kendilerinde gibi değillerdi. 

Diren, elini boşver dercesine salladı.

"Kafaları iyi değil. Onlara ne verdiklerini de bilmiyoruz."

Şeker mahallesi ( yeniden)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin