"ANNNEEEEEEEE!!!" diye çığlık atarak uyandı Dilan
Etrafına bakındığında kimsenin olmadığını farketti.
Zihni dopdolu ama ruhu bomboş gibiydi...Doğrulup yataktan kalkacakken, eline gelen şeyle yatağa baktı.
Kağıt üzerinde küçük bir papatya...Kağıdı hızla eline alıp açtı ve okumaya başladı:
"Sevdiğim ve sevmeyi asla bırakmayacağım tek kadına,
Dilan...
Seni ne kadar sevdiğimi anlatmaya gücüm yetmez biliyorum.
Seni bazen senden, kendimden bile kıskanabiliyorum.
Bir kere olsun, bir kere beni fark etmeni, beni sevmeni çok istedim, çok bekledim.
Ama nasip değilmiş.
Zaten sevgine de layık değilim biliyorum.
Ve girmeye kıyamadığım o kalbin, sahipliymiş meğer...Dilan'ım ben şimdi gidiyorum öbür alemlere...
Orada belki mutlu olurum ha?
Ben gidiyorum ama sana diyeceklerim var:-Sakın ani karar alma!
-Şimdi dersin 'aylardır bu dağlardayım. Ben neden anlattıklarınla karşılaşmadım? '
Söyleyeyim,
Onlar bu işi gizli yapar.
Herkesi içine almazlar. Genel olarak 15 ile 18 yaş aralıklar ve Azer'e bağlı kişiler alınıyor.
Esved'in sürekli sığınaktan uzaktan olma sebebi, en çok bu işlerle onun uğraşması. Azer nadir uğraşır.-Cesim'i sorarsan,
O yaşlandıktan sonra pek operasyonlara katılmadı. Ama bundan 2 yıl önce Diyarbakır'a yolculuk için çıktı sığınaktan.
Heval sayısının azlığından tek ben ve oyduk.
Bu yolda onu öldürmeyi ne kadar düşündüm. Ama benim yerime, başkasına nasipmiş öldürmek.
Oda senin dün kurtardığın asker....
O asker yolda önümüzü kesmişti ve çatışma başladı. Bu çatışma da Allah biliyor Cesim'i zerre korumadım. Ne hali varsa görsün dedim.
Ve 9 yerinden vurularak öldü!Azer ve Esved onun yaşlılığından bıktığı için ölümüne sevindiler bile.
Cesim'in vücuduna denk gelen o 9 kurşunuda o asker sıkmıştı.
Sankı tek odağı Cesim'i öldürmekti. Beni görmüyordu bile.Neyse Dilan, benim diyeceklerim bu kadar.
Unutma, aşikar yaptığın intikamın fazla etkisi yoktur. Sessiz intikam herzaman mahveder, yıkar...Hakkını helal et. Ne olur, affet...
Seni seviyorum
Yekta.. "Dilan gözlerinden akan yaşlarla katladı tekrar mektubu.
"Annee..." dedi acı çekercesine
"Komutan..." dedi yüzünde ki acı gülümseme ile...Ve aklına gelen şeyle, fırlarcasına çıktı çadırından.
İki adım bile atmamıştı kı çadırdan çıkalı, duraksadı, yutkundu...
Bir daha yutkundu..."Öldürmüşler... " dedi fısıldarcasına infaz ipinde asılı duran Yekta'nın bedenine bakarak, gözünden yeni bir damla düşerken.
Yavaşça yaklaştı ona.
Onun dudaklarında ufak bir tebessüm vardı. Sankı karşısında Dilan'ı görüpte gülümsemiş gibi...Belki herşeyi Dilan'a herşeyi anlatmanın rahatlığıydı...
Belki öbür tarafta Dilan'ın annesinden helallik almış olmanın rahatlığıydı...
Kim bilir...?Dilan Yekta'nın ölmüş ama diriden farksız yüzünü avuçladı.
"Teşekkür ederim Yekta. Affettim seni. Eminim annem de affeder..." dedi ve son kez bakıp, gözlerinde kı yaşlarla geri döndü çadırına...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ VERİYORUM
Roman pour Adolescents"Dilan!" diye seslendi Ömer ardından. Dilan ismini Ömer'den duymasıyla ilkte afalladı. Sonra ise hemen toparlanarak güler yüzüyle ona döndü; "Efendim Komutan?" Ömer önce kalbine sonra aklına işaret ederek konuştu; "Unutma şu fani dünya da ölsek te...