90 Azgın Terörist 30 Bile Olamayan Habersiz Asker???

431 27 2
                                    


Nefes nefese kalmıştı sığınağa gelirken. Diğer teröristlere yerini belli etmemek için bin bir takla atmıştı resmen.
Çünkü onun yeri belli olsa o askerinde yeri belli olurdu. Ve bunu istemiyordu. Neden bir düşmanını koruyor bilmiyor ama onun ölmesini istemiyordu. En azından kendi elinden ölen ilk asker olmasını istemiyordu.

Dilan bir an o genç askeri diğer arkadaşlarının öldürdüğünü düşününce içi huzursuzluk kapladı. Şuan eğlence peşinde olan arkadaşlarına baktı düşmanca.

O sıra arkasından gelen Azer'in sesiyle korkuyla irkildi.
"Hayırdır Dilan? Nerden geliyorsun?"

Genç kadın korkudan hızla çarpan kalbinin üstüne elini koydu ve Azer'e döndü. Bu adamı her gördüğünde korkuyordu.
Kumral omzuna düşen saçları, uzun boylu, esmer teni ve biri gri biri siyah olan göz renkleriyle her zaman korkutucu gelirdi Dilan'a.
Gözlerinden birinin gri olma sebebi ise bir çatışmada askerlerden birinin bıçağına denk gelmiş olması. Ve şuan o gözü %80 görmüyor.

Ama bu talihsiz sebebi bu çetenin kurucusu olmasına mani olmuyor. Eğer o değilde bir başka terörist bu zarara uğrasaydı çoktan 'artık işimize yaramaz' diye düşünülür ve öldürülürdü.
Ama Azer böyle değil. Onun ayrıcalığı var her zaman.
Dilan düşüncelerinden sıyrılıp Azer'i cevapladı; "Kontrole çıkmıştım başkan."
"Buldun mu bari birşey?" dedi genç kızı baştan aşağı süzerken.
"Yok!" dedi Dilan adamın bakışlarından rahatsız bir şekilde.
"Peki...." deyip duraksadı ve Dilan'a bir kaç adım daha yaklaşarak konuştu; "Masken olmadan mı kontrole çıktın?"

Dilan gelen soruyla afallamıştı.
Doğru ya.... Askerin olduğu yerde kaldı maskesi...
Eğer şuan iyi bir yalan uydurmazsa adı 'hain' diye çıkabilirdi.
Ve çıktığında onu nasıl işkenceler altında öldüreceklerini düşünmek bile istemiyordu.
" Başkan yakın civarları kontrol ettim. Onun için takmaya gerek duymadım."
"Umarım dediğin gibidir Dilan. Yoksa hainlere yaptıklarımızı bu sefer izler değil yaşarsın!." dedi yine kadını süzerken.

Dilan durumdan sıkılmıştı ve "İzninle Başkan." diyerek hızla uzaklaştı. Tabi ki Azer'in onun arkasından seslenişini duymamış değildi.
"GÖZÜM ÜZERİNDE DİLAN...!"

'O beni süzen tek gözünde kör olur inşallah!' diye söylenerek çadıra girdi Dilan......

🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷

"Sağa dön!"

Ömer sabahtan askerleri toplamış eğitime başlamışlardı. Birazdan tekrar dağa çıkacakladı.

"Siper al!"

Ömer emir veriyor, askerler harfiyen uyuyorlardı. Ama komutanlarının bugün pek keyfi olmadığının farkındaydılar..
Her zaman o şevk veren, ümit veren komutanları yoktu.

Ne güzel derdi öyle;"Haydi askerlerim! Bu vatan bizim! Başkasına yar etmek yok. Bu vatanın hakkını biz ödeyeceğiz ki, geride bıraktığımız anamız, babamız, bacımız rahat yaşasınlar. Rahatça "Ben şehit anasıyım," desinler. Var mısınız anamızı cennette o mertebeye çıkartmaya? Efendimiz (s.a.v)'in elinden kevser şerbeti içmeye? "

Hepsi çoşkuyla " Varız," derlerdi.

Ama şimdi sadece otoriter bir şekilde emir veren Ömer Komutan vardı karşılarında.
Çünkü Ömer'in aklında dünkü olay vardı...

"Sürün!"

Yeni bir emir daha vermişti Ömer Komutan.
Ama bu sefer askerler emri yerine getirmemişlerdi...!

Ömer 'duymamışlardır' diye düşünerek emri yineledi.

"Sürün!"

Fakat emir yine yerine getirilmemişti!

Ömer bu sefer daha sert ve yüksek sesle verdi emri,

"ASKER SÜRÜN!!!"

Yine tepki yok!

En son askerlerin arasından sarışın olanı bir adım öne çıktı.
Asker selamı verip hazır durduktan sonra konuştu;
"Bursa'lı Asteğmen Mehmed SEYLAN Yüzbaşım." diye kendini tanıttırdıktan sonra konuşmaya devam etti;
"Komutanım belki bu konuşma haddim değil. Ve bu konuşmanın sonucunda ne ceza verilirse razıyım. Ama tüm asker arkadaşlarım benle aynı fikirde diye konuşuyorum. Komutanım biz otoriter Ömer Komutanı istemiyoruz. Bizi şevke, ümide getirirken kendiside şevke ümide gelen Ömer yüzbaşımızı istiyoruz. Bize bu vatanın bizim olduğunu hatırlatan, Cennette ki şehit kardeşlerimizin huzurunu anlatan Komutanımızı istiyoruz." dedi ve arkadaşlarına dönerek "Haksız mıyım?" dedi tasdik edilmek istercesine.

Askerler ses çıkartmadan sadece başlarını sallayarak, hak vermekle yetindiler.

"Eğer hatam varsa kusuruma bakmayın. Herşeye razıyım." dedi ve bir adım geri atarak yerine geçti Bursa'lı Mehmed.

Ömer bir süre Mehmed'e baktı sadece. Ve yaklaştı.
Tam önünde durduğunda herkes gelecek cezayı beklerken o elini Mehmed'in omzuna koydu.
"Her zaman böyle düşüncesinden korkmayan bir asker ol. Türk askeri odur ki, tek Yaradan'dan korkar!." dedi ve elini indirerek tüm askerlere seslendi;
"Askerler dinlenin. Ardından dağa çıkacağız."

Askerler bir şey elde edememenin hüznünü yaşarken Komutanlarının son sözü yüzlerini güldürttü,
"Ne duruyorsunuz askerler? Vatanımız için!" dedi Ömer gitmeden önce göz kırparak...

🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
🔫🔫🔫🔫🔫🔫🔫🔫🔫🔫🔫🔫🔫🔫

Dilan yine giyinmiş kuşanmıştı saldırı için..

Çadırdan çıktığında karşısında Azer'i görünce ürpermişti tüm zerresi!
"Ne oldu başkan?" dedi tereddütle.
"Nereye yine?"
"Saldırıya,"
"Tek mi?" dedi Azer tek kaşını kaldırarak.
"Hayır başkan. Saldırıya tek gidilir mi? Sercan topladı ekibi bende şimdi çıkıyorum."
"İyi bari. Başarılar bekliyorum Dilan heval"
Dilan başıyla onayladı Azer'i ve hızla uzaklaştı yanından.

"Ekip hazır mı Sercan?" dedi ekiple konuşan Sercan'a
"Her zaman Dilan heval."
"Yürüyün o zaman!" dedi ve ardından 90 kişilik ekiple yine dağlara döküldü...

✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️✍️

1 saati aşkındır dağlardaydılar.
Yalnız hala askerlerden bir iz yoktu.
Ta ki hevallerden birisinin sesi duyulana kadar "Dilan heval işte oradalar!" dedi 500 km uzaklığı göstererek.

Tüm ekip saklanmışlardı bulundukları dağların ardına.
Dilan dürbünü alıp bakındı askerlere.
Bakınmasıyla yutkundu..
Dün öldüremediği asker de aralarındaydı.
Ve sayıları kendilerinden fazlasıyla azdı.
90 azgın terörist,
Neredeyse 30 olamayan habersiz  asker!

Dilan sonucu düşünmek bile istemedi.
Yanında el bombasını çıkaran teröristi görünce hızla bombayı elinden aldı ve çantasına koydu.
Ona şaşkınca bakan hevale ne açıklama yapabileceğini düşündü bir süre. Sonra ise bir teröriste göre çok saçma ama Dilan için şimdilik kurtarıcı bir açıklama yapmıştı.
"Biz 90 kişiyiz, onlar 30 bile olamıyorlar. Onları böyle arkadan vurmak bizim onurumuza yakışmaz!"

Terörist ve onur??!!
Pek alakaları olmayan bir mesele Dilan için.  Ama birşey diyememişlerdi.

"Ben şimdi silahla ateşe başlayacağım. Sizde benden sonra ateşe başlayın." dedi silahını askerlere doğrulturken.

Nişan aldı tam Komutanın ayağının dibine ve sıktı.....

Son...

SÖZ VERİYORUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin