ESVED..

307 27 1
                                    

Dilan iyileşen yarasını kontrol ederken Azer'in sözlerini anımsamış ve yine sinirlenmişti.
Pislik herif!

Aslında Azer hiçbir kadına teklif etmez, yada "kabul et" demezdi.

Onun olan tüm kadınlara zorla sahip olmuştu. İstisnalar hariç..
O istisnalar da hangi akla hizmet kendi rızalarıyla giriyorlardı Azer'in koynuna bilmiyordu Dilan.
Azer'in Dilan'dan izin istemesinin sebebi Esved abiydi.!

Dilan Esved abiyi askerlerin ellerinden son dakika kurtarmıştı aylar önce...

Tanışmaları da böyle olmuştu zaten.
Esved'e göre hayatını kurtarmış bu kadına minnetardı ve birşeyler yapmalıydı onun için...

Azer'in manevi abisi olan Esved, Azer'den Dilan'ı ekibe almasını istemişti.
Bu aslında istek altında bir emirdi!
Azer'de bu yolla tanışmıştı.

Esved "Dilan benim size emanetimdir!" diyerek ayrılmıştı yanlarından.
Bunun için Azer'de sonra gelen ilk kişi Dilan'dır..!

Zaten çok iyi bir nişancı ve dövüşçü olduğu için bu mertebeye gelmek zor olmamıştı.

Azer Dilan ekibe geldikten kısa bir süre sonra köşede sıkıştırmış ve saldırmıştı.
Elinden zar zor kurtulan Dilan, o gün her ne kadar istemese de ekipten ayrılmak istemişti.

Esved bu olayı duymuş ve o gün ekibin yanına gelmişti.
İlk işi Azer'in yanına uğrayıp sıkı bir yumruk attıktan sonra;
"Ben Dilan'ı sana emanet ettim. Emanete böyle mi sahip çıkarsın Azer? Dua et ekipte yerin var!
Bundan sonra ekipte Dilan'ın izni olmadan asla birşey olmayacak ve ona yaklaşmayacaksın. Anladın mı Azer?" demişti.
İşte bundan sonra Dilan ekipte kalmaya devam etti.
Ve o gün öğrendi ekipte Esved'in bir kuşu olduğunu...

Ama kim olduğunu kimse bilmiyor. Ve ne olursa olsun Esved hemen duyuyordu.

Esved o gün gitmeden de Dilan'ın yanına uğramıştı ve şu sözleri sarfetmişti;
"Dilan heval şunu bil, şu dağa bir kere çıktın mı can bedenden çıkmadan inemezsin geri." demiş ve gitmişti.

Dışarıdan gelen Sercan'ın sesiyle Dilan düşüncelerinde ayrıldı.

"Dilan heval müsait misin?"
"Müsaitim Sercan gel"

Sercan aldığı izinle girdi Dilan'ın çadırına.

"Hayırdır?" dedi Dilan
"Azer başkan soruyor 'dağa çıkmak için hazır mı?' diye. Çok boşlamışız dağı"
"Hayret! Kendisi niye gelmedi?" dedi Dilan alayla
"Esved abiden yine uyarı aldı"
"Niye?"
"Seni dün tehdit ettiği için"

Evet 'pişman olacaksın' bir tehditti.
Ama dün burada o ben ve Sercan'dan başka kimse yoktu ki!
Azer'de kendini söyleyecek kadar aptal değil.

"İyi de dün bizden başka kimse yoktu ki?" dedi sorarcasına Dilan gözlerini şüpheyle kısarak.

Sercan bu sorunun üstüne gözle görülür bir şekilde panik geçti gözlerinden.
Ve Dilan' dan da kaçmamıştı bu.

"Dilan heval dün çadırdan çıktıktan sonra burayı dinleyen iki heval gördüm. Ama karanlık olduğundan yüzlerini seçemedim."

Dilan Sercan'a doğru adımladı. Tam önünde durduğunda gözlerini gözlerine dikti. Ve işaret parmağını tehdit edercesine kaldırıp sallayarak;
" Sercan.... Sercan... Bu yalanınla Azer'i kandırabilirsin ama beni asla!
O kuş sensin değil mi?"

"Yok Dilan heval. Valla yok!"

"Yemin etme lan! Çarpılacaksın!"

Sercan köşeye sıkışmıştı. Dilan bundan yararlanarak daha da üstüne gitti;
"Şimdi söyle bakalım. O kuş sensin değil mi? Yani bu düşüncemi Azer'e paylaşmayabilirim itiraf edersen..."

Azer'in ismi geçerken gözleri korkuyla açılan Sercan bir anda yalvarmaya başladı;
"Evet benim. Ama yalvarırım söyleme Başkan'a.. Kulun köpeğin olayım. İnfaz eder beni!"

Dilan önünde elini tutup öpmeye çalışan ve yalvaran hevali atik bir hareketle itti.

"Ehhh tamam be! Söylemeyeceğim. Hem benim işime de gelir. O Azer köpeği meydanı boş bulmaz."

Sercan bu sözlerle rahatlamıştı.
"Şimdi yürü gidelim ekibin yanına" dedi çadırdan çıkarken.

Ekibe giderken aklından birbir türlü düşünce yatıyordu.

'Ulan Türk askerleri! Şeref, onur sahibi olan sizlersiniz. Canınız, ananız, bacınız da söz konusu olsa karşıda ki senin gibi insanın önünde boyun eğmiyorsun! Sırtını Rabbine dayıyorsun. Biz de aynı Allah'a inanıyoruz. Peki biz neden bu kadar korkağız!'

Sercan az önce can korkusundan onun elini öpmüş yalvarmıştı. Ama yeri geliyor o kadını güçsüz bulduklarında' ben erkeğim' diye güç gösterisi gösterirler kadın üstünde.

Dilan birde bundan aylar önce gözleri önünde öldürülen askeri anımsadı. Askere yapmadıkları iğrençlik, işkence kalmamıştı. Ama bir türlü asker diğer askerlerin yerini söylemiyordu. Gözleri önünde yakaladıkları annesini, karısını ve iki aylık bebeğini canice öldürmüşlerdi. Asker buna rağmen ne ağzını açmıştı. Ne de Azer'lere diz çöküp yalvardı. Sadece Tevhid...
Şehadet getirip duruyordu.

Bundan sonrasına dayanamamış. Ağlayarak çıkmıştı oradan.

Lanetler etmişti bu pisliğe bulaştığı için. Onun neden ağladığını soranlara "askerlerin öldürdüğü abimi hatırladım" cevabını vermişti.

Zaten çok geçmeden askerin ölüm haberini almıştı.
Hatta duyunca sevinmişti.
Kurtuldu... diye

SON...

SÖZ VERİYORUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin