Yorgun bitkin bir halde geri döndü sığınağa Dilan.
Kararını vermişti, o askerî kurtaracaktı. Ama bir daha karşısına çıkmayacaktı.
Çatışmada karşılaşırlarsa onu da diğer askerler gibi görüp gözünü kırpmadan tetiğe basacaktı.Gece yarısı olmuştu.
"Heval al yorulmuşsundur." diyerek elinde ki içkiyi uzattı , komutanın kapısında nöbet bekleyen hevale."Sağol Dilan heval" diyerek aldı hevesle içinde yüksek dozda uyku ilacı olan içki bardağını.
Dilan hala anlamıyor bu içki zıggımını ne diye bu kadar severler?
Dilan hiç içmemişti, içmezde.Hem Kur'an da yasak değil mi?
Yani annesi ölmeden önce öyle derdi.
İçkinin, kumarın, domuz etinin yasak olduğunu söylerdi.
Ama Azer "o eski zaman da " deyip kestiriyor konuyu.
Dilan'da konunun üzerine gitmemişti.Duyduğu horlama sesiyle yüzü buruştu Dilan'ın
"Hayvan gibi uyuyorsun ya" diye söylenerek geçti adamın yanından.Sessizce kapıyı açtı ve girdi içeri.
Ömer kapı açılınca kapanmak üzere olan gözleriyle baktı kapıya.
Onu görünce her ne kadar istemese de indirmişti bakışlarını.Dilan hiçbirşey demeden önünde diz çöküp bağlarını açmaya başladı.
"Ne yapıyorsun? " dedi Ömer kaşlarını çatarak
Dilan ona cevap vermeden ayağa kalktı ve beraberinde getirdiği kıyafetleri Ömer'in önüne attı.
"Al şunları giy"
"Ben hainlerin kıyafetini giymem"
"Komutan mecbursun giymeye. Yoksa tanırlar seni üstündeki kıyafetlerle."
"Giymeyeceğim. Ve git""Sen vatanın için şehit olmak istiyorsun değil mi? "
Ömer bu ani gelen soruyla afallamıştı
"Evet"
"Ama sen burda kaçma ihtimalin varken kalırsan, şehit değil intihar etmiş olursun.
Burda kalıp onların kurşunuyla ölmek, daha doğrusu intihar etmek mi istiyorsun?
Yoksa şuan zorda kalan vatanın için hakkıyla savaşıp alnının akıyla vaktin geldiğinde şehit olmak mı istersin? "Dilan komutanın damarına vurduğunun farkındaydı. Bunu yere düşen gözlerinden anlayabiliyordu. Şu kısa sürede biraz olsun tanımıştı Komutanı.
"Çık o zaman giyineyim" cevabını alınca memnuniyetle çıktı Dilan kulübedenKısa bir süre sonra tıklattı kapıyı ve sessizce fısıldadı
"Müsait misin komutan? "
"Gel" dediğini duyunca kapıda ki adamı sürükleyerek girdi içeri.
Ömer kızın sürüklediği adamı görünce anlamlandıramayarak "onu ne yapacaksın? " dedi zorla ayakta dururken
Dilan sırıtırken cevapladı "E senin kıyafetleri giydireceğiz"Ömer aldığı cevapla oda sırıtmıştı.
Az fena kız değildiVe beraber giydirmişlerdi adamı
Şapkayı iyice yüzüne indirdiler ki tanınmasın. Son olarak sandalyeye bağlayıp ayağına sahte bir pansuman yapınca bitmişti işleri
"Haydi komutan birazdan eğlenceleri biter. Kendilerine gelirler. Geç kalıyoruz." dedi komutanın kolunu omzuna koyup dayanmasını sağlarken.
"Bundan sonrasını kendim halledebilirdim. Hain sayılırsın seni farkederlerse
" Komutan senin sayende az hainlik yapmadım. Buda tuzu biberi olsun birşey olmaz" dedi omzundan ona bakan komutana gülümseyerek bakarak
Adamla ilgilenirken terlemiş ve maskesini çıkartmıştı. Bu yüzden Ömer gülüşünü görmüş ve orada takılı kalmıştı...
Dilan ise onun ela gözlerinde takılı kalmıştı.
Dilan zor da olsa kendine gelip silkelenerek "Haydi" dedi ve komutanı kendisine yarı sarılı bir şekilde kulübeden çıktılar...
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ VERİYORUM
Teen Fiction"Dilan!" diye seslendi Ömer ardından. Dilan ismini Ömer'den duymasıyla ilkte afalladı. Sonra ise hemen toparlanarak güler yüzüyle ona döndü; "Efendim Komutan?" Ömer önce kalbine sonra aklına işaret ederek konuştu; "Unutma şu fani dünya da ölsek te...