Selam canlarım... Sizi çok beklettim değil mi? Biliyorum, bunun için gerçekten üzgünüm... Bu yüzden size ilk sahnemiz soft olacak şekilde bir bölüm getirdim, aşağıda buluşuruz, iyi okumalar dilerim!- - - - - -
| Bölüm 18: Kader Çizgisi
"Güç kimdeyse, kader onun ellerindedir."
Gecelerin gündüzleri, gündüzlerin ay'ı ve her ay'ın güneşi kovaladığı bir dünyanın içinde; her dakikanın yerini yavaşça saate bıraktığı ve her saatin günlere dönüştüğü bu evrende, gerçekten de kader, gücü elinde tutan kişinin mi yönüne dönüyor?
Yoksa kendi düzenini kuran bu evrende kader mi bizi kendine çeviriyor?
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki; bildiğimiz son burada olmamasına rağmen hayata devam ediyor, ve bir gün öleceğimizi bile bile nefes almaktan korkmuyoruz.
Ya siz? Siz aldığınız nefesten korkuyor musunuz?
Her ne kadar insanlar bazı şeylerin üstünü örterek yaşamaya devam etse bile, asıl gerçek olanın doğruların üzerine örtülen şeffaflığın olduğunu bilemezler.
İsterseniz bir sır saklayın, isterseniz kendizi saklayın.
Gerçek elbet ortaya çıkar.
Her yalanı bir gün doğrusunu söylemek için atarken, her üstünü örttüğünüz gerçeği de bir gün ortaya çıkacağını bile bile saklarsınız.
Sadece, o an bunu düşünmezsiniz işte.
Eğer kaderi elinizde tutabilecek kadar gücünüz varsa, aldığınız her nefesi ölüme götürürken korkusuzca soluyabilecek kadar da cesaretiniz vardır.
*
Her insan için böyle midir bilinmez ama, bu Nevzat için böyleydi.
Ya da öyle sanıyordu.
Adımlarını merdivenin sonunda durdurduğunda dünden beri uğramadığı odanın kapısının önünde durdu.
Nevzat bu odanın içinde iyi birisi oluyordu.
Kapıyı yavaşça tıkladığında, "Gel." dedi aşina olduğu o yumuşak ses.
İçeri girdiğinde yüzüne o sıcak, samimi tebessümünü yerleştirdi. Başını kapıdan uzattığında, camın kenarında oturan bedene çevirdi bakışlarını. "Gelebilir miyim?"
Gülümsedi kadın. "Kendi evinde benden izin mi istiyorsun? Gel hadi."
Nevzat içeri girdiğinde kapıyı ardından kapattı ve yatağın kenarındaki sandalyeye oturdu. Camın kenarında ona bakan esmer kadın serumunu çıkarmış, üstelik soğukta duruyordu. Kaşları çatıldı Nevzat'ın.
"Neden soğukta duruyorsun Nilüfer? Bir de serumunu çıkarmışsın. Yatağa geç, hadi."
Nilüfer başını sallayıp yatağa otururken üşüdüğünü fark edip yorganı üzerine çekmişti. Nevzat yerinden kalkıp koluna serumu takmasına yardımcı olduğunda, yeniden yerine oturmuş ve bedenini Nilüfer'e çevirmişti.
"Gelemedim yanına dünden beri. Nasılsın? Ağrın var mı?"
"Çok değil." diye mırıldandı kadın. "İlaçlar ağrılarıma iyi geliyor. Hoş, yakında tamamen ağrılarımın kesileceğini var sayarsak, bunun çok da bir önemi yok, değil mi?"
Nilüfer'in hafif bir tebessümle söylediği sözler, Nevzat'ın kaşlarının çatılmasına sebep oldu. "O ne demek öyle? İyisin, ağrıların az. Böyle konuşma..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Bedenler (2)
Teen FictionYeni hayat, yeni insanlar ve yeni oyunlar. İntikam yemini Demirel ailesini dağıtırken her şey paramparça oluyordu. Ama yabancı acımayacaktı, istediğini alacaktı. Çektiği acı kadar can yakacaktı. Bilmediği tek şey ise sevginin önüne hiçbir şeyin geçe...