11

2.2K 154 171
                                    

Ertesi sabah Louis okula geldiğinde ilk yaptığı şey Bay Styles'ın odasına gitmekti. Onu özlüyordu hiçbir zaman ona doyamıyordu. Her zaman daha fazlasını istiyordu. Ve Bay Styles'ın ona karşı kibar davranması daha çok kendisine çekiyordu.

Louis kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde kapıyı arkasından kilitledi. Harry onun yüzüne baktı. "Louis, her istediğinde buraya gelemezsin."

"Ama..." dedi ona doğru yürürken "Sizi çok özlüyorum." Harry bir şey demedi. Louis gelip kucağına oturduğunda elleri ait olduğu yere -kalçalarına- gitti. Yine de sürekli gelmesini istemiyordu.

"Belli olacak." dedi kucağındaki çocuğun bacaklarını
okşarken. Louis omuzlarını silkti ve öpmek için bir hamle yaptı. Harry kafasını yana çevirdiğinde Louis durdu ve geri çekildi. Ne yapması gerektiğini bilemedi ve öylece oturmaya devam etti. Onu reddedeceğini düşünmemişti.

"Burada değil." dedi Harry kısaca. Louis onayladı ama üzülmüştü. Bunun hayalini kurmuştu ve şimdi reddedilmek üzmüştü.

"Evime gelebilirsin ama burası olmaz." dedi Harry bu sefer. "Bu yaptığımız çok tehlikeli." Louis'nin asık suratını fark etmişti ve kurtarmaya çalışıyordu.

Louis kafasını Harry'nin omzuna koydu ve öylece durdu. Bu bile ona iyi geliyordu. Ona aşık olması onun sorunu değildi. Sadece yanında olmak istiyordu.

Harry, Louis'nin çenesinden tutup kendisine bakmasını sağladı ve az önce reddettiği dudaklara masum bir öpücük verdi.

Louis ayağı kalktı. Harry onun gideceğini düşündü ama o söz dinleyen biri değildi. Pantolonunu çıkardı ve tekrar kucağına oturmadan hemen önce Harry'nin de pantolonunun fermuarını açtı.

"Hadi ama Louis.. Sana yapmayacağız demiştim." Louis bu sefer Harry'nin boynunda yerini aldığında aynı zamanda ona sürtünüyordu.

Harry konuşmaktan başka bir şey yapmıyordu. Sadece yapmamaları gerektiğini söylüyordu ama Louis onun da istediğini biliyordu. Bu yüzden bunu bir izin olarak algılıyordu.

"İstiyorum." dedi Louis boynuna doğru. Harry derin bir nefes aldı. "Bu son." dedi Harry.

Louis aniden geri çekildi. "Tamamen mi?"

"Hayır." dedi Harry onun endişeli yüzüne bakarak. "Okulda yapmayacağız." Louis rahatladı ve tekrar eski konumuna döndü. Boynuna ıslak öpücükler verirken Harry de onun kalçalarını okşuyordu. Hızlı olması gerektiğine karar verdi ve Louis'nin iç çamaşırını da çıkardı. Kendisininkini de çıkardığında kendisini konumladı ve yavaşça içine girdi.

Louis boynuna daha çok gömüldü ve Harry'nin omuzlarına tutundu. Ses çıkarmamaya çalışıyordu.

"Şş." dedi Harry saçlarını okşayarak. Alışmasını bekledi. Louis'nin rahatladığını hissettiğinde yavaşça hareketlerine devam etti. Louis'nin kesik kesik çıkan küçük mırıldanmalarını duyuyordu ve bu Harry'ye iyi gelmiyordu. Louis'nin bu kadar güzel olması onu delirtiyordu.

Louis geri çekildi. Harry'nin kaslı kollarına tutundu ve üstünde zıplamaya başladı. Harry birbirine bastırılmış dudaklarını, kapanmış gözlerini ve dağılmış görüntüsünü izledi.

Louis hareketlerine devam ederken onu öpmesi için Harry'ye yaklaştı. Harry anlayıp onu öpmeye başladığında Louis dudaklarını araladı ve Harry'nin dilini kabul etti.

Geri çekildi ve Louis bir eliyle Harry'nin omzuna tutunurken diğer eliyle kendisini okşamaya başladı.
Küçük küçük inliyordu ve arada Harry'nin adını sayıklıyordu.

Birden kapı tıklatıldığında Louis gözlerini açtı ve bütün hareketlerini kesti. Harry refleksle Louis'nin ağzını kapattı.

Louis ağzındaki büyük elle etrafa bakıyordu. Harry de gözlerini kapıya dikmişti.

"Kilitli." diye bir ses duydular.

"İçeride olduğunu söylemiştin." dedi başka bir ses.

"Öyleydi ama." kızın sesi üzgün geliyordu. "En son içerideydi. Ne ara çıktı bilmiyorum ki."

"Neyse çıkmış olmalı." dedi diğer kız ve uzaklaştılar.

Harry elini çekti ve arkasına yaslandı. "Yakalanabilirdik."

"Böyle daha heyecanlı." Louis kıkırdadı. Harry'nin korkmuş yüzü onu güldürmüştü.

"Eğer kapıyı kilitlemeseydin-" Louis onu lafını kesti. "Ama kilitledim. Gördüğün gibi."

Harry, Louis'yi kendisine çekti ve hızlandı. Kendince onu cezalandırdığını düşünüyordu ama bu Louis için bir ödüldü. Aldığı zevki tarif edemezdi. Tamamen dağılmıştı.

Harry daha da hızlandı ve Louis onun yakın olduğunu anlayınca tekrar elini kendisine attı. Birkaç hareketten sonra Harry, Louis'nin içine geldi ve hareketlerini yavaşlattı. Hemen ardından Louis'de eline geldiğinde kendisine dinlenme fırsatı vermeden ayağı kalktı ve masanın köşesinde duran ıslak mendille kendisini temizledi. Pantolonunu tekrar giydiğinde masasının önünde duran sandalyelerden birine oturdu ve birkaç dakika öylece durdu. Sindirmesi gerekiyordu.

"Zil çaldıktan sonra çık." dedi Harry. "Kimsenin görmemesi lazım." Louis onayladı.

Harry ona bir bakış attı. "Ve bir sonraki derse girme." Louis ona sorgularcasına baktı. "Ben becerildim diye bağırıyorsun." Louis güldü.

Zil sesini duyduklarında Harry kapıya gitti ve kilidini açtı. Birkaç dakika boyunca herkesin dağılmasını bekledi. Ardından kapıyı açıp dışarı baktığında birkaç öğrenci vardı. Harry dışarı çıktı. "Herkes sınıfına." dedi gür sesiyle. Aralarından esmer olan "Dersimiz beden." dedi.

Harry sinirle baktı. "Dersin bedense burada ne işin var? Git spor falan yap!"

Çocuk gözlerini devirdi ve daha fazla uğraşmamak için gitti. Arkadaşları da onu takip etti. Şimdi koridor boştu. Harry hızlı adımlarla geri döndü ve Louis'ye "Çık." dedi kısaca. Louis ona denileni yaptı ve hızlı adımlarla arkasına bile bakmadan erkekler tuvaletine yürüdü.

Harry sınıfına geç kalmıştı ve normalde dakikasında giderdi. Çünkü matematik öğretmenleri böyledir: Psikopat.

Alması gerekenleri aldı ve hızlı adımlarla sınıfa gitti. Louis ise kabinlerin birinde tuvalet kapağının üstünde oturup kendi kendine gülümseyip utanıyordu. Harry'yi her şeyiyle seviyordu.

FearlessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin