16

2.7K 147 661
                                    

Louis büyük bir mutlulukla geldiği okulda şimdi sıkıntıdan patlıyordu. Sabahtan beri matematik dersinin gelmesini bekliyordu ve şimdiden enerjisi bitmişti bile.

Fizik dersinin yarısında dayanamadı ve kafasını sert sıraya koydu. Hızı ayarlayamayıp biraz sert yatmıştı ve alnı acımıştı. Yine de bunu umursamadı. Çünkü hiç susmayan yaşlı fizik hocasının çatallı sesi ona psikolojik şiddet uyguluyordu. Fiziksel acı önemli değildi bunun yanında.

Üstüne konulan ceketle yanına döndü. Niall ona tatlı bir gülümseme göndermiş, ardından telefonuna bakmaya devam etmişti.

Louis kendi kendine gülümsedi. "Teneffüste dışarı çıkacağım." dedi fısıldayarak. "Gelmek ister misin?"

Niall başını salladı. "Önce çikolata alırsak olur."

Louis de başını salladı ve tekrar sıraya gömüldü. Fizik hocasının kulak tırmalayıcı sesiyle uyumak zordu, bu yüzden sadece gözlerini kapatıyordu ve zamanın hızlı geçmesini diliyordu. Matematik olsa bu kadar sıkılmazdı. Dersten sıkılınca bile ilgileneceği bir şey vardı sonuçta.

Zil çaldığında hiç beklemeden ayağa kalktı. Niall da onu takip ederken birlikte kantine gittiler. Louis içeri girip bir kenarda bekledi ve Niall kalabalığın arasına girdi, çabuk çıksa iyi olurdu. Zamanını burada harcamak istemiyordu. Biraz temiz hava almaya ihtiyacı vardı.

"Louis?" ona seslenen sesi duyduğunda sesin geldiği yöne doğru döndü. Luke. Her yerden çıkıyordu çocuk. "Ne yapıyorsun burada?" Yani, tamam, bu kadar aptal olduğunu belli etmesine gerek yoktu.

Louis tuhaf bir yüz ifadesiyle ona baktı. "Tamam, saçma bir soru oldu." dedi Luke gülerek. Sadece onu o günden beri görmemişti ve birkaç gün onun için yeterli bir süreydi.

"Biraz öyle oldu, evet." dedi Louis de gülerek.

"Neden burada bekliyorsun? Eğer... istediğin bir şey varsa senin için alabilirim. Sonuçta, ezilmeni istemeyiz."

Louis gözlerini devirdi. "Komiksin." dedi sade bir tonla. "Arkadaşımı bekliyorum."

"Biraz zor gelir gibi." dedi Luke kantine bakarak. "İstersen seninle dışarda bekleyelim. O da sonra gelir." dedi Luke kibar bir tonla.

"Hayır." dedi Louis. "Göremezse sınıfa geri gider."

"Boş versene, diğer teneffüs çıkarsınız siz de." Luke onu ikna etmeye çalıştı. Tek istediği onunla biraz yalnız kalmaktı. Bu yüzden ısrarcıydı.

"Diğer teneffüs olmaz." Matematik dersi vardı. Bunu kaçıramazdı.

"Oh, sonunda gelebildim." dedi Niall elindeki çikolata kabını açarken. "Sana da aldım." Niall elindeki çikolatayı Louis'ye uzattı. Louis elindeki çikolatayı aldı ve cebine koydu.

"Bu kim?" diye sordu Niall patavatsızca. Sesi gereğinden kaba çıkmıştı. "Luke, tuvalette tanıştığım çocuk. Söylemiştim ya, o. Luke, bu da Niall."

"Ah Louis, beni arkadaşlarına mı anlatıyorsun?" Luke sahte bir şekilde gözyaşlarını sildi. Ve Louis -tekrar- abartılı bir derecede gözlerini devirdi.

Hepsi kantinden çıkarken Luke hiçbir şey demeden onlara dahil olmuştu bile. Louis artık şaşırmıyordu. Luke'un davranışlarına alışmıştı. Niall için ise sorun değildi. Çikolatasıyla fazla ilgiliydi o şu an.

FearlessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin