Fearless

7

Sonunda haftasonuydu. Louis sınavları atlattığı için kendine ödül verdi ve ders çalışmadı. Bugün de geç kalkmıştı. Geç uyanmayı seviyordu.

Televizyonun karşısında otururken bir yandan da telefonda boş boş dolaşıyordu. Bütün günü boştu. Normal insanlar bu boşluktan sıkılabilirdi ama o buna bayılıyordu. Boş boş oturmak, telefona bakmak, dizi izlemek, duvara bakıp düşüncelere dalmak bile onun için eğlenceliydi.

Televizyonda bir komedi dizisi vardı. Ama Louis izlemiyordu. Arada bir göz atıyordu. Televizyonu çoğunlukla sadece evde ses olsun diye açıyordu. Televizyon izlemeyi sevmezdi. Onun yerine internetten dizi film izlerdi.

Louis'nin aklına Harry geldi. Acaba mesaj atmalı mıydı? Yoksa mesajı ondan mı beklemeliydi? Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. İsterse onu evine davet edebilirdi ama açıkçası Louis biraz da işleri batırmaktan korkuyordu. Deneyimsizdi ve ters bir şey yapmaktan korkuyordu. Harry'yi memnun etmek istiyordu. Sonsuza kadar faciayla hatırlayacağı bir anı yaratmak istemiyordu.

Ama gördüğüne göre her şey çok basitti. Ortada sadece zevk vardı. Yine de Louis korkuyordu. Canının acımasını istemiyordu. Dibine kadar zevki yaşmak istiyordu. Mesaj atmaya karar verdi.

Louis:

Selam Bay Stylesss

Harry:

Oh, merhaba Louis
Ben de sana yazacaktım

Louis:

Öyle mi
:)

Harry:

Evet
Eğer bugün müsaitsen..?
Bana gelirsin

Louis:

Bugün mü?

Harry:

Evet
Tabi istersen?

Louis:

Çok isterim!!
Bana konumunuzu atar mısınızz

@Harry:

Atıyorum

Louis heyecanla yerinden kalktı. Harry onu istiyordu. Onu evine çağırmıştı. Hızla banyoya koştu ve hızlıca duş aldı. Duştan çıktığında siyah dar pantolonunu ve üstüne sade beyaz bir tişört giydi.

Evden çıktı ve yola çıkıp bir taksi bekledi. Çabuk gelse iyi olurdu. Çünkü Louis'nin içi içine sığmıyordu. Arzuladığı her şeye sahip olacaktı. Sadece birkaç dakikaya. O beden, geniş omuzlar, kaslı kollar, dudaklarına ve onun bakışlarına.

Bir taksi gördüğünde durdurdu ve telefonundan ona konumu gösterdi. Sessizce oturdu ve gülümsemesine engel olmaya çalıştı. Taksicinin onun deli olduğunu düşünmesini istemiyordu.

Bir evin önünde durduklarında Louis parayı ödedi ve arabadan indi. Etrafına baktı. Güzel evlerin olduğu bir yerdi. Telefonunu çıkarıp Harry'yi aradı ve cevap vermesini bekledi.

"Alo? Ben geldim. Yani doğru yerdeysem." Etrafında döndü ve çevresine baktı.

"Evet Louis doğru yerdesin. Arkana bak."

Louis arkasını döndü ve evin kapısının önünde Harry'yi gördü. Gülümseyerek ona doğru yürüdü ve içeri girdi. Harry kapıyı kapatınca Louis dudaklarına yöneldi. Bunu yapabilirdi değil mi? Sonuçta birazdan bundan daha fazlası olacaktı. Harry de onun boyuna gelebilmek için eğildi ve ona bir öpücük verdi. Ayrıldıklarında Harry onun ceketini aldı ve kapının yanındaki askılığa astı.