Aradan bir hafta geçtiğinde ve Louis onunla hiç iletişim kurmadığında, Harry bunu garipsemişti.
Normalde Louis, her boş anı değerlendirirdi. Onu kendi evine çağırır ve eğer gelmezse ısrar ederdi. Ama şimdi Louis'nin yaptığı tek şey ondan uzak durmaktı. Okulda zaten Harry onunla çok fazla konuşmuyordu. Şimdi ise konuşmaya çalışsa da Louis'den kısa cevaplar alıyordu.
Harry birkaç kez ona mesaj atıp bir sorun olup olmadığını sormuştu ama Louis ona yine kısa cevaplar vermişti. Ama Harry bir şey olduğunu biliyordu. Louis hiçbir zaman böyle davranmazdı.
Louis'nin içinde atamadığı nedensiz bir kırgınlık vardı. Kötü düşünmek istemiyordu ama kendini kötü sonlarda bulmaktan da alıkoyamıyordu. Bu yüzden onun ilk adımı atmasını istiyordu. Sürekli onun çabalaması yoruyordu ve biraz da onu denemek istiyordu.
Geçiştirilmek de istemiyordu, onun gerçekten önemsemesini istiyordu.
Harry ise her geçen gün onu daha çok istiyordu ve Louis'nin kendisini birden böyle çekmesi onun açısından hiç iyi olmamıştı. Harry resmen ergen bir çocuk gibi kendisini onu düşlerken buluyordu ve sonunda küçük bir işi oluyordu...
Onu fazla sıkmak istemiyordu. Son zamanlarda canı sıkkındı ve Harry ona biraz alan vermek istemişti. Bir de üstüne bunu söyleyemezdi. Onu sinirlendirmek istemezdi, çünkü Louis sinirlenince gerçekten korkutucu olabiliyordu.
Ama hafta sonu gelmeden ve onu cuma günü son kez gördüğünde Harry daha fazla dayanamayacağını anlamıştı. Hafta sonu için küçük bir plan yapmıştı.
Ona geleceğini söyleyen bir mesaj atmıştı ve yola çıkmıştı. Planı Louis'nin iki gün boyunca onda kalmasıydı. Hem Louis'nin kafası dağılmış olurdu. Hem de Harry isteğine ulaşmış olurdu. İki yönden de tamamen kazançlıydı. Hem Harry tamamen boştu. Yapacak hiçbir şeyi yoktu ve ona zamanını istediği kadar verebilirdi.
Harry onun evinin önüne park ettiğinde hızlıca eve doğru yürüdü. Kapıyı çaldığında Louis birkaç saniye içinde kapıyı açmıştı. Harry içeri girdiğinde ona gülümsedi. "Selam."
"Selam." Harry ayakkabılarını çıkarırken Louis onu izliyordu. Harry ayakkabılarını bir kenara koyduğunda ona yaklaştı ve özlediği dudaklara yöneldiğinde ona derin bir öpücük vermek istemişti. Ama Louis bunu kısa kesmişti ve Harry şaşırdığında Louis onu beklemeden içeri geçmişti.
Harry içeri geçtiğinde onun yanına oturdu. Louis'nin bu kadar sessiz olması onu geriyordu. Bir şey yapıp yapmadığını düşünüyordu ama aklına bir şey gelmiyordu. Neye üzülüp üzülmediğini anlayamazdı.
"Louis... bir sorun mu var?" Harry ona endişeli bir bakış attığında Louis gözlerini devirmemek için kendisini zor tutmuştu.
"Kaç kere söyleyeceğim? Yok dedim ya." Louis tekrar önüne döndüğünde televizyondaki anlamsız programı izledi. Ona sinirliydi ve 1 hafta geçmesi sinirinin yatıştığı anlamına gelmiyordu!
"Ben de diyecektim ki..." Louis bakışlarını ona çevirdi. "Sana bende kalmanı teklif edecektim, bu hafta sonu."
Louis doğruldu ve ona döndü. Şimdi ilgisini çekmeyi başarabilmişti.
"Nasıl yani?" Harry onun şaşkın bakışları karşısında gülmeden duramadı.
"İki gün boyunca kalırsın. Pazartesi de okula benim evimden gidersin, olur mu?"
"İki gün mü?" Louis sevinçten ağlayacaktı.
Harry başını evet anlamında salladı ve gülümseyerek ona baktı. Bu kadar mutlu olacağını bilseydi daha önce söylerdi. Ayrıca Harry de bunu çok istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fearless
FanfictionLouis, öğretmeni Bay Styles'a aşık oluyor ve onu kendisine aşık edeceğine neredeyse emin. 17! Louis 26! Harry