2.5

621 40 2
                                    

17Şubat2021

🍃

Resimler yapılmış Aslı bebek teslim edilmişti. Yani bugünlük Yeksan'daki işimiz bitmişti. Karen sabah beni evimden aldığı gibi şimdi de geri bırakacaktı. Fakat trafik sabahki gibi değildi o yüzden çok yavaş ilerliyorduk.

Telefonuna müzik açmak için uzandığımı anlayınca kendisi verdi. Ekranda benim resmim vardı ve bunu bilsemde her gördüğümde gülümsüyordum. "Daha güzelini bulamıyorum değiştiremedim."

Deli.

Şarkılarının arasında gezinirken çok eskiden dinlediğim bir müziğe denk geldim. "Brandon Colbein - So bad önceden dinlediğim bir şarkıydı...seni hatırlatıyordu."

"O şarkının sözlerini biliyorsun değil mi?" Bakışları beni buldu. "Elbette." Dilini ağzının içinde yuvarladı "Beni çok fena istiyordun yani." Peki bu sefer onun dilinde konuşacaktım. "Şüphen mi vardı?" Havalı ifadesi yerine şaşkınlığı bıraktı. "Kenara çekiyorum arabayı."

"Ne?"

"Bu anı kaçırmayalım." Telaşla
"Saç..saçmalama arabada yani... olmaz!" Gözlerini kıstı "Bana gidelim."

"Hayır Karen ya istiyorumdan ne anladın acaba? Benimki tamamen masum." Sinirle önüne döndü
"Masummuş, hem kışkırtıyor hem masum diyor."

"Kışkırtmadım sen hazır bekliyorsun."

"Sende hazır olsan iyi olurdu bence." Utançtan yerin dibine girmeme iki-üç saniye falan kalmıştı ki daha fazla uzatmadan ikimizde sustuk.

Sonunda evime gelebilmiştik. Oturarak yorulmuştum resmen. Karen'le İstanbul'dan taşınma fikrine oldukça sıcak bakıyordum onun bu fikirden haberi olmasada. 

Ben arabasından inecekken "Babana selam söyle." Demesiyle gülmeden edemedim. "Babamı mı seviyorsun aslında? Ben yalnızca bir araç mıydım bu ilişkide? "

"Ne sandın başka? Hadi git de baban gelsin." Kahkahalarla gülmeye başladım "Peki öyle olsun Karen Bey." Ellerimi kemikli yüzüne koyup burnunu öptüm. Bu hareketimi o sevmiyordu ama benim hoşuma gidiyordu. "Arabada olur bence uygun." Neyden bahsettiğini anlayınca düz düz suratına baktım. "Terbiyesiz."

"Kur yapan sensin terbiyesiz olan ben, sokarım böyle işe." Elimle ağzını kapattım "Düzgün konuşsana." Pekala, dediği gibi çocuğa resmen asılan bendim. Hep o yapacak değildi sonuçta.

Avucumun içini öptüğünde elimi çektim. O da anlam veremediğim bir şey yaptı. Elini cebine sokup ağzına götürdü. "Sabah attığın öpücük biraz bayatlamış ama idare eder."

"Demek bayatladı." Kafasını salladı. "Hmm o zaman.." deyip yeni bir öpücük verdim ona. "..tazeleyelim." Güldüğünde küçük gamzesi ortaya çıktı. "İyi ki doğdun demem için yalnızca doğum günün olmasına gerek yok, ben bunu her an diyorum zaten Eylül."

"Teşekkür ederim." diyebildim. Saçma olsada aklıma bu gelmişti o anda. İltifatları karşısında savunmasız kalıyordum. 

Ciddileşip yutkundu ve benim ona yaptığım gibi burnumun ucunu öptü "Seni seviyorum."

🍃

FERAĞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin