2.15

526 28 13
                                    

🍃

"Abi... iyisin değil mi?"

Pusat.

Karen'in kardeşi buradaydı. Koşarak geldiği belliydi, hızlı hızlı inip kalkan göğsü ve sık nefesleri bunu gösteriyordu. Belki de evden kaçarak gelmişti. Düz hafif uzun saçları, ağlamaktan kıpkırmızı olmuş kahverengi gözleri ve yaşına göre uzun boyuyla karşımızdaydı.

Karen hâlâ öylece duruyordu. Pusat'ı beklemiyordu haliyle hem de gecenin bu saatinde hiç beklemiyordu. Ben heyecanla yataktan kalkıp "İçeri geçsene." dedim. Gözlerini abisinden alamıyor her yerini inceliyordu. İyi olduğundan emin olmak istiyordu muhtemelen. Bana cevap vermeden kafasını aşağı yukarı sallayıp ürkek adımlarla yatağın yanına geldi.

Endişe ve utanç arasındaydı.

"Sen nasıl geldin?" dedi Karen. İkisi ne kadar şaşkın olsa da ben sevinçten havalara uçabilirdim. Bu tablo resmedilmeye değerdi. Pusat parmaklarıyla oynamayı bırakıp "Kaçtım." dedi.

"Bu saatte buraya tek başına mı geldin?"

"Ne yapsaydım?" Pusat'ın sesi Karen'den daha sakindi. Yalnızca sarılsalardı olmaz mıydı?

"Ne mi yapsaydın? Gelmeseydin Pusat."

"Nasıl gelmem? Abimsin sen benim ödüm koptu öldün sandım!" Birkaç saat önceki halim gözlerimin önüne geldi. Hatırlamak dahi istemiyordum. Karen oturur vaziyete gelip "Ölmedim." dedi.

"Evet görüyorum."

"Gidebilirsin şimdi, yokluğunu fark etmesinler." Pusat omuz silkti "Fark etsinler ne var sanki senin yanına geldim." Güldüm. Acaba buradan çıkıp gitse miydim? Yalnız kalmaları iyi olabilirdi. "Siz konuşun ben çık..."

"Hayır,çıkma." Karen'in sesiyle durdum. Pusat'ta çekingen tavırlarla bana bakıp "Bu kim?" dedi.

"Ben Eylül." Karen homurdandı "Eee bu kadar mı? Ben Eylül?" Başka zaman olsa omzuna bir tane geçirirdim ama şimdi gülmekle yetindim. "Abinin kız arkadaşıyım."

"Sevgili olarak mı?"

"Salak." Pusat abisine aldırış etmeden şaşkınca beni süzdü "Ama sen yani..siz çok güzelsiniz." Ne demek istiyordu? "Abime nasıl baktınız?" Kahkaha atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Anlaşılan Pusat'la iyi anlaşacaktık.

Karen ensesine bir tane vurunca sendeledi. "Ah abi acıdı ya!"

"Zevzek zevzek konuşma."

"Bak ben artık spor yapıyorum he karşılık verirsem görürsün." Karen alayla "Küçük boka bakın siz, ne yapıyorsun biberonunu mu indirip kaldırıyorsun?" dedi.

Pusat ters ters abisine bakıp tekrar bana döndü. "Şey ben sizi rahatsız ettiysem çıka..."

"Hayır!" Ani çıkışımla ikisi de ürktü. "Yani hayır olur mu hiç öyle şey? Ayrıca bana siz demene gerek yok."

"Yenge mi diyeyim?" Sanırım Karen'in sevgilim demesinden sonra en heyecanlandığım an bu andı.

İyice kafayı yedin Eylül!

"Ne istersen de fark etmez." Samimiyetle "Tamam o zaman yenge." dedi. Ne tatlı şeydi bu böyle. Karen'in kıskanç sesi kendini hemen belli etti. İlgi kendi üstünde olmayınca deliriyordu. "Tamam yeter benimle ilgilenin."

Pusat göz devirerek abisine döndü. Karen'in yanındaki herkes göz deviriyordu bence. Ona laf anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zordu çünkü. "Nasılsın?"

"İyiyim, olayı zaten biliyorsundur babam araştırmadan bırakmaz."

"Biliyorum, o kıza en ağır cezayı vermeleri için uğraşacak." Karen çenesini sıktı "Babalık yapıyor hesapta." Kardeşi abisinin elini tutup sıkı sıkı sardı "Onları boşver abi sen iyi ol yeter." Az önce vurduğu ensesini şimdi güven verircesine tuttup "İyiyim, iyi ki geldin." dedi.

Sakın ağlama Eylül gözyaşın kalmadı!

Pusat bu samimiyetten güç alarak sarılmaya yeltendiğinde ise yanağına tokat attı. Bu herif iyice deliriyordu.Buradan sonra bir psikoloğa görünmek iyi olabilirdi. "Yaklaşma lan."

"Ne var ya sarılalım işte!"

"Fazla samimiyete gerek yok, geç otur şurada."

Karen'le göz göze geldiğimizde ona ayıplarcasına baktım ve ağzımı oynatarak 'Kabasın' dedim. Gözlerini kıstı "Ne? Tava mıyım?"

"Evet tavasın Karen." Anladığına emindim ama rol yapıyordu. İşine geleni anlıyordu. Mesela ben şimdi 'üstümü çıkarıyorum' desem iki saniyede Pusat'ı kovar dibimde biterdi.

"Yenge ben burada uyusam olur mu? Çünkü çok yoruldum."

"Tabiki olur."

"Eylül sende burada yatsan olur mu?" Karen tatlı tatlı kardeşinin ses tonuyla konuşarak yanıbaşını gösteriyordu. Fakat kardeşi varken onun yanında uyumak istemiyordum. "Yok sağol."

"Ne demek yok sağol?"

"Ben şu koltukta yatarım, sen rahat uyu yaran var."

"Uyu..."

"Karen." Uyarı sesime yansıdığında başka bir şey demeden beyaz örtüyü üzerine çekti. Yanına giderek yanağına bir öpücük bıraktım "İyi uykular sevgilim."

"İyi uykular güzelim."

Ve bütün duyguları hissettiğimiz bir günün sonu.

Yarın yine güneş doğacak ve yine ferağ rüzgarı esecekti. Sevgi yine tüm kavgaların galibi olacaktı ve herkes gerçek mutluluğun ne olduğunu tekrar tekrar görecekti. Çiçek dolu bahçede gezerken dikenlerin batması ne kadar normalse hayatta büyük sınavların olması da o kadar normaldi. Hüzün olmazsa sevinç hissedilmez,korku olmadan cesaret görülmez, aşk olmazsa da nefret bilinmezdi. Tüm bu hengamede kendimiz olmayı başarabilirsek o güzel rüzgar hepimizi tuvale siyahıyla beyazıyla yeşiliyle kırmızısıyla en güzel halimizle resmedecekti.

🍃

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍃

Güzel Eylül 🤍

Yeni bölüm duyurularını ve hikayeler hakkında birçok şeyi Instagram'da paylaşıyorum. Sizi de beklerim :)

Instagram: zshasr

FERAĞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin