26Mart2021
🍃
"Karen Bey." dedi babası. Bu sessizliği kıran iki kelimeyi söyledi. Sesindeki iması Pusat'ın nefesini sıkıntıyla dışarı vermesine neden oldu.
Çok zordu.
Seni dünyaya getirenlerle yabancı olmak. Böyle olunca kötü olan dünya daha acımasız hale gelmez miydi?
Gelirdi elbette.
"Neden geldiniz?" dedi Karen. Annesinin bakışları babasına göre daha sevecendi. Hatta birazdan ağlayacak ve oğluna sarılacak gibiydi. Sesinin titremesi bunu gösterdi. "Ne demek neden geldik oğlum?" Omzunun üzerinden gözlerime değdi bütün hisleri içinde esir olmuş adamın gözleri.
Benden bir şey mi bekliyordu?
Ellerimi sıkmaktan avuçlarım ter olmuştu. Ne yapabilirdim? Ne diyebilirdim? Onun kadar olmasa da boşlukta hissediyordum.
Gözlerini yumup açtıktan sonra tekrar annesine çevirdi. "Hastaneye gelmediniz çünkü sizi orada biri görseydi itibarınız beş paralık olurdu değil mi? Akay ailesinin oğlu uyuşturucudan yakasını kurtarmıyor.." güldü".. ne utanç verici." Sesini yükselterek devam etti, öyle ki salondaki herkes ürktü. " Suratıma bakmaya utanıyorsanız eğer utanç verici olan ben değil sizsiniz!"
Babası aşağılayıcı bir ifadeyle "Şimdi de içtiğin illeti mi savunuyorsun!" dedi. Berkan'la göz göze geldik, ortamın gerginliği daha da büyüyordu. Karen daha sakin konuştu."Beni az kalsın sevdiğim kadından ayıracak şeyi neden savunayım?"
Işık bir anda benim üzerime düştüğünde endişeyle gözlerimi kırpıştırdım ve o sırada anne ve babasıyla ilk kez göz göze geldik. Nasıl bir tavır takınmam gerek bilmiyordum. Öylece durdum.
"Sen misin sevdiği kadın?"dedi annesi. Berkan'ın fısıltısını yalnızca ben ve Pusat duydu. "Yok benim."
Kafamı sallamakla yetindim.
"Nasıl bir duygu?" dedi Pusat babasına bakarak.
"Ne?"
"Oğlunuzun sizin için değil de bir kız için yaşamayı seçmesi?"
Bu kırıcıydı. Asla gurur duyacağım bir durumda değildim. Aksine çok utandım. Pusat'ın söylediklerinden sonra sırtıma yük binmiş kadar oldu.
"Söylediklerine dikkat et." Annesi ikisi arasındaki tartışmayı boşverip Karen'e yaklaştı. Yavaş yavaş kollarını kaldırarak "Yaran nerede?" dedi. Çenesiyle işaret etmekle yetindi. Elini oğlunun yarasının üzerinde usulca gezdirip diğer eliyle yanağını okşadı. "Benim güzel oğlum, canın çok yandı değil mi?"
Karen cevap vermese de hepimiz canının çok yandığını biliyorduk. Elbette annesi de biliyordu o yüzden elleriyle şifa olmaya devam etti. Eminim tüm ilaçlardan daha etkiliydi bu yaptıkları.
"Yandı elbette...özür dilerim, dünyadaki en kötü anneyim biliyorum ama lütfen bu saatten sonra izin ver yanında olayım, daha fazla acı çekmeni istemiyorum."
"Acı çekmiyorum."
"İnatçı çocuğum benim, hiç değişmedi biliyor musun?" Berkan cevap verdi "Biliyorum."
Ne? Berkan mı cevap verdi?
Allah'ım burada bari rahat dursaydı! Parmağımı dudağıma sertçe bastırarak gizlice sus işareti yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERAĞ
Short Story🍃 Eylül: Bir gün resmimi çizmeni isterdim. Karen: Bir gün resmini çizeceğim.