13.07.2020
🍃
(Yeksan'ın sınıflarından birisi)
Sabah erkenden Yeksan'a gelip sergi için son hazırlıklarımızı tamamlamıştık. Yarın hepimizin beklediği büyük gündü. Hiç uyumadığımız bir sürü geceleremiz olmuştu.Gece gündüz kavramı da kalmamıştı aslında bakarsanız. En sonda ise bu şekilde emeklerimizin karşılığını almak paha biçilemezdi. Gerçekten her şey içimize tam anlamıyla sinmişti.
Karen'in bana baktığını hissettiğimde duraksadım, bende ona baktım ve gülümsedim. O gerçekten çok güzel bir adamdı. Dün söylediği şeyden sonra asla uyuyamamıştım. Aslında bakarsanız son zamanlardaki hareketleri dediğini doğruluyordu. Ama yine de onun ağzından beni sevdiğini duymak benim dünyamdaki en özel şeydi.
Elimdeki tabloyu kenara bırakıp yanına gittim "Senin eserin en özeli olacak" dedim. Kafasını salladı ve tam gözlerimin içine baktı "Görmek ister misin?""Hayır" dedim hızlıca ve devam ettim "Kaptanımızın resmini yerinde görmek istiyorum" Güldü ve başını dizine yasladı.
Öyle tatlı gözüküyordu ki şuan.
"Uykusuz gözüküyorsun" dedi ve muzipçe güldü "Biri uyutmadı mı?"
"Evet,birisi uyutmadı"
"Etkileyici birisi olmalı" Güldüm "Öyle"
Bir anda ruh hali değişip kaşlarını çattı "Yine de yazar insan lan merak ettim.""Sen kesin ikizler burcusun bak" Beni takmayıp devam etti "Ciddiyim ne olursa olsun beni cevapsız bırakma" Kafamı onaylar şekilde hareket ettirdim. Gideceğim sırada aklıma gelen fikirle tekrar ona döndüm "Karen,sergi günü senin tablonun önünde fotoğraf çekilelim olur mu?" Gözlerini kıstı "Olur da nereden çıktı şimdi?"
"Bilmem ilk fotoğrafımız o olsun istedim"
"Ne olarak ilk fotoğrafımız o olsun?"Saçma sapan ellerimi hareket ettirerek sorusuna cevap vermeye çalıştım "Yani ne demek ne olarak iki insan olarak ne biliyim ne saçma sor..." Ayağa kalktı ve ellerimi tuttu "Bu geceki buluşmadan sonra ne olarak fotoğraf çekileceğimizi rahatlıkla söyleyeceğiz,ama geceye kadar söylemeyelim." Bakışları dudaklarıma indi "Olur mu?"
"Sorma o zaman" Güldü "Peki Eylül Hanım" Parmak uçlarımda yükselerek yanağına bir öpücük kondurup hızla uzaklaştım yanından. Uzaktan gelen sesiyle kıkırdadım "Yine öptü lan"
"Ne vuruyorsun la...ah canım kardeşim Karen,tekrar vurmak ister misin?" Sert bir ses geldiğinde kafasını tutan Berkan'la karşılaştım. Karen Berkan'a bir böcekmiş gibi bakıyordu "Seni dövmeme hiç gerek yok kendi belanı buluyorsun hep" Berkan sinirle doğruldu "Kim açtı lan bu pencereyi kafamın dibinde?"
"Ben açtım Berkancığım." Fatih Hoca'nın sesiyle herkes gülmeye başladı. "Öyle mi desenize baştan, muhterem hocam siz isteyin pencere olayım veyahut pencereyi kafama geçireyim hiç önemli değil zaten ac..." Karen'in karnına dirseğini geçirmesiyle sustu "Sus, gereksiz gereksiz konuşma şerefsiz."
🍃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERAĞ
Short Story🍃 Eylül: Bir gün resmimi çizmeni isterdim. Karen: Bir gün resmini çizeceğim.