"Gökyüzündeki yıldızların bir müziği vardır, yeter ki onu duyacak kulaklarınız olsun." ~Pisagor~ Ev savaş alanına dönmüş, her yerde yastık tüyleri uçuşuyor, Serkan Deniz'i uyutmaya çalışıyor Pırıl ve Eda da çaresizlikle birbirlerine bakıyorlardı:) Fifi: Sen kaşındın Erdem gel buraya!:) Erdem: Senden gelecek her türlü savaşa hazırım gecelerin prensesi:) Fifi: Kusucam! Kaynakça nerden Erdemcim?:) Erdem: Aşk olsun! Ferit: E olsun tabii! Gel buraya Ceren! Ceren: İnsan hiç eşinin kafasına yastık atar mı Feritcim!:) Asıl sen gel buraya!:) Melo: Seyficim canııım sen niye orda kenarda duruyorsun gelsene buraya! Seyfi: Yok kalsın Melom iyiyim ben burda! Melo: Arkadaşlar hedef sevgilim bey! Geri sayım başlasın 3-2- Seyfi: Yo-yok hayır, hayırrr!:) Melo: 1-Ateşşşş!:) Bu sefer de herkes Seyfinin üstüne yastık atmaya çalışıyor ama Seyfi o kadar güzel kaçıyordu ki denk gelmiyordu. Erdem'den gelen son atış başarılıydı. Fakat bir sorun vardı:) İsabetli atışın hedef kişisi yanlış olmuş, isabetli atış beybisinin odasından çıkan Serkan'ın tam da alnının çatına gelmişti:) Herkes gülmemek için dişlerini sıkarken Serkan da Erdem'e ölümcül gözlerle bakıyordu:) Kısa bir süre sessizlik oldu. Erdem ufaktan kaçmaya çalışıyordu:) Erdem: Aaaaa Serkan Bey sizin ne işiniz var burada?:) Serkan: Allah allah ben neden buradayım ki acaba? Kendi evim olduğu için olabilir mi? Yok Ya ne alaka mantıksız! Erdem: Oldu o zaman Serkan Bey, ben şey yapıyım ben gidiyim! Serkan: Sen şey yap Erdem hadi!! Erdem: Deniz Nil'i de bir görse- Serkan: Hadi Erdem hadi canım kardeşim! Erdem: Canım kardeşim mi? Ayyy biliyordum Serkan Bey biliyordum beni kardeşiniz olarak gördüğünüzü! Siz şimdi bir süre işe de gelemezseniz ben kardeşiniz olarak hep patron koltuğunuzda otururum siz hiç merak etme- Serkan: Ya sabır elimden bir kaza çıkacak şimdi! Fifi: Hadi Erdemcim hadi canım!:) Erdem: Görüşürüz sevgili ailem, görüşürüz en sevdiğim abim!:) Serkan sabır çekerken Fifi de çekiştire çekiştire Erdem'i götürmeye çalışıyordu:) Biraz sohbet edip, bebek odasının kapısından, uzaktan, uyuyan Deniz Nil'i sevdikten sonra hepsi evlerine dağıldılar. Eda ve Serkan Deniz'le uğraşmaktan ilk günden yorgun düşmüşlerdi. Ama olsun tatlı bir yorgunluktu bu:) Gece boyunca sırayla Deniz Nil'i kontrol etmek için uyandılar:) Aradan 5 ay geçti...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Geçen 5 ayın kısa bir özeti💛🐣 Artık her şey tamamen düzene oturmuştu:) Bugün cumartesiydi. Hepsi Ceren ve Ferit'in evine kahvaltıya davetliydiler. Eda hazırlanmaya çalışırken Serkan da Deniz Nil'in altını değiştirmeye çalışıyordu:) Alt değiştirme serüveni hep çok sıkıntılı geçerdi:) Serkan eline yüzüne bulaştırır,en sonunda yine kendisini Eda'yı çağırırken bulurdu:)Ha bir de uyku serüveni var! Deniz Nil'i uyutma sırası Serkan'a geldiğinde genellikle o Deniz'i değil de Deniz onu uyutuyordu:) Bakalım bu seferki alt değiştirme serüvenimiz nasıl geçmiş ya da nasıl geçememiş:))) Serkan: Kızım, evladım, çocuğum iki dakika rahat dur da altını değiştiriyim. Bak şimdi hiç oluyor mu öyle? Yine çattın kaşlarını! Çocuğum babaya öyle bakılmaz:)! Bak şimdi anne gelecek beni maskara edeceksin! Hadi bebeğim hadi güzel kızım!:) Tam o sırada Eda gelmiş, çaktırmadan onları izliyordu. Huzurun temsili gibiydiler sanki... Serkan Deniz Nil'le konuşarak altını değiştirmeye çalışıyor, Deniz Nil ise babasına gülücükler saçarak ve sürekli hareket ederek işini zorlaştırıyordu:) Eda Serkan'ın perişan halini görünce yine dayanamayıp olaya el attı:) Eda: Serkan?:) Serkan: Şimdi hayatım ben şöyle açıklayayım duru- Eda: Sen aslında değiştirecektin de, Deniz Nil'in canı altının değiştirilmesini istemiyormuş değil mi?:) Serkan: İşte işte benim sevgilim! Hissediyorsun beni resmen!:) Eda: Tabii tabii! Hadi git sen üstünü değiştir ben kızımın altını değiştiririm:) Değil mi annecim? Evet prensesim:) Deniz Nil annesini görünce bir an da sakinleşmiş, sanki babasının inadına annesine altını değiştirmesi için izin vermişti:) Serkan hayretler içinde Deniz Nil'e ve Eda'ya bakıyordu:) Serkan: Tı tı tı tı! Bunu bir kenara yazdım Deniz Hanım:) Demek babaya zorluk çıkarıp, anneye rahat rahat yaptırıyorsunuz! Eda: Ne diyor annecim yine baban!:) Serkan: Aaaa şunlara bak! Takım oldular resmen:) Eda: E öyle olduk kızım değil mi?:) Deniz Nil annesinin kucağından sanki babasının gönlünü almak istercesine babasının kucağına gitmek istemişti:) Serkan: Gel, gel benim bebeğim!:) Ne oldu annesi:) Eda: Kıskanırım amaaa!:) Serkan da Eda'yı kendine çekip öpmüş sonra da üçü birlikte sarılmışlardı! O kadar güzel bir andı ki...İstemedikleri kadar mutlu, istemedikleri kadar huzurluydular:) Bozulmasından çok, çok korkuyorlardı...
