"Küçük bir mutluluk istiyorum. O kadar küçük olsun ki, istemesin kimse benden onu"
~Nazım Hikmet~
Hani derler Ya "ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi" bu tam Eda ve Serkan'ın durumuna göre söylenmiş bir sözdü sanki. Evlenirken ayrı bir günümüz bile olmasın diye söz vermişlerdi. Şimdi ikisi de ayrı yerlerdeydi. İkisi de birbirinden habersiz...
Ama bir an bile birbirlerini sevmekten vazgeçememişlerdi . Sonuçta " Ne kadar üzülsen de kırılsan da aşk geçmiyor."
Serkan o gece dönerken çok düşünmüştü. Onlar sürekli birlikte olmaya çalışırken hayat onları neden ayırıyordu?Belki de birlikte olurlarsa birbirlerinin sonunu getireceklerdi. Olsun, Serkan Eda'dan gelecek sona da hazırdı. Şimdi ne yapıyorlar bakalım.
Eda o gün zor da olsa o banktan kalkabilmişti. Ama şu an eve dönmeye hazır değildi. En azından birkaç gün yalnız kalıp düşünmesi gerekiyordu. Serkan'ın onu bulamayacağı bir yere gitmesi gerekiyordu. Serkan'a sürpriz yapmak için Serkan'ın ölen anneannesinin evinin peyzajıyla ilgileniyordu. Bittiğinde buraya Serkan'ın elinden tutup gelmek istemişti.Neredeyse bitmek üzereydi. Son olaylar olmasaydı şimdiye Serkan'a gösterecekti. Oraya gitmeye karar verdi. Ne Serkan'ın ne de diğerlerinin oraya gitmek aklına gelmezdi.
Evin bahçesine girdiğinde ister istemez çok duygulandı. Bu bahçeyi ne hayallerle hazırlamıştı. Yaparken neler düşünmüş, nelere umut bağlamıştı. Şimdi ise buraya tek başına geliyordu. Asla yapmaz dediği kişi de onu aldatmıştı. Yani o en azından böyle düşünüyordu. İçeriye geçip şömineyi görünce aklına dağ evinde yaşadıkları anıları geldi. Sanki ona acı çektirircesine Hepsi gözünde bir bir canlanıyordu. Kendisini çok yorgun hissediyordu. Şuraya uzanmak ve saatlerce uyumak istiyordu. Belki de uyandığında bunların bir kabus olmasını istiyordu. "Neden bizim de diğerleri gibi normal bir hayatımız yok, neden sürekli acı çekiyoruz?" Diye düşünmekten kendini alamıyordu. Uyandığında her şeyin bir kabus olması dileğiyle kendisini uykuya teslim etti...O gece Serkan istemeyerek de olsa eve dönmüştü. Eda'nın eve geleceğini düşünüyordu. O yüzden Eda dönene kadar evden ayrılmayacaktı. İçeri girdiğinde herkesin oturduğu yerde uyuyakaldığını gördü. Uyandırmadan sessiz sessiz yatak odasına gitti. Kapıdan girdiğinde gözüne çarpan ilk şey Eda'nın sabah çıkartıp yatağa fırlattığı geceliği oldu.Hep bu konuda tartışırlardı. Serkan takıntılı, düzen hastası birisiyken Eda da tam tersi dağınıktı:) Zıt kutupların birbirini çekmesi işte tam da bu olsa gerek :)sabah Eda yine üstünü değiştirip geceliğini yatağa fırlatmıştı. Serkan da " Offf Eda şunu dolaba asmak ne kadar zor olabilir ki?" Eda"Amaaan akşam yine giyeceğim nasıl olsa." Demişti. Sabah ki halleri, o tatlı kavgaları aklına gelince yüzünde Buruk bir tebessüm oluşmuştu .Ne kadar zor değil mi? Dün hayatınızda olan birisi bugün sanki hiç olmamış gibi... Sanki Bir rüyaymış gelip geçmiş gibi...
Aradan 4 gün geçmişti...
Serkan gün geçtikçe deliriyordu. "Acaba bir şey mi oldu?" Düşüncesi kafasından bir türlü çıkmıyordu. Artık polise gitmeyi düşünüyorlardı. Günlerdir Eda'dan ne bir iz vardı ne de bir haber...
Serkan günlerdir evde Eda'yı bekliyordu. Düşünebiliyor musunuz ?Serkan Bolat günlerce işe gitmiyor... Rüyamda görsem inanmam herhalde:)
Zaten gitse ne değişecekti ki odaklanamıyordu. Aklında, her düşüncesinin içinde Eda vardı. Eda ondan farklı mıydı? Hiç sanmıyorum.
O sırada Ayfer hala da gittikçe endişelenmeye başlamıştı. Biliyordu Eda geri dönecekti ama son olaylardan sonra çok tedirgin oluyordu. İçi içine sığmıyor duvarlar üstüne üstüne geliyordu. Artık dayanamadı ve polisi aramaya karar verdi. Tam o sırada kapı çaldı. Ayfer hala söylenerek kapıyı açmaya gitti.
Ayfer hala: Of Melo bir kere de şu anahtarını yanına alsan kızım ya.
Ayfer hala kapıyı açınca karşısında Eda'yı gördü ve kısa bir şok etkisi geçirdikten sonra Eda'ya sarıldı. Eda o kadar bitkin, o kadar halsiz görünüyordu ki. Sanki tutmasa ellerinden kayıp düşecekti. O da halasına sarıldı ve hıçkırıklarının arasından " Neden hala neden? Neden ben mutlu olamıyorum?" Dedi.
Ayfer hala: Ah kuzum benim. Aşkım ne kadar çok merak ettik seni bir bilsen. Serk-
Eda: Halacım bir süre Serkan'dan bahsetmesek olur mu?
Ayfer hala: Ama Edacım düşündüğün gibi de-
Eda: Hala lütfen!
Ayfer hala: Tamam aşkım sen nasıl istersen. Ama şunu unutma olur mu o seni çok seviyor, hep sevdi...
Eda kısa bir süre durduktan sonra devam etti.
Eda: Halacım ben biraz odamda uyuyacağım. Kızlara haber verir misin, çok merak etmişlerdir şimdi.
Ayfer hala: Tamam kuzum. Sen yat dinlen ben de sana ennnn sevdiğin yemekleri yapıyım.
Eda odasına doğru yönelirken durdu ve bir şey daha ekledi.
Eda: Ha bu arada eğer, eğer o ararsa döndüğümü söyleme olur mu hala?
Ayfer hala: Şey Edacım. Neyse tamam canım.
Eda odasına çıktıktan sonra Ayfer hala hemen telefonunu alıp önce kızlara mesaj attı. Ceren ve Melo şirketteydi. Eda Akıllarından bir an olsun bile çıkmıyordu. Evde oturarak da hiçbir işe yaramıyorlardı. En iyisi işe gitmek diye düşünmüşlerdi. Fifi de ailesinin şirketindeydi.
Kızlara aynı anda mesaj geldi.
Dünya Tek Biz Beşimiz *adlı gruptan bir yeni mesaj*
Melo ve Ceren iç çekerek mesajı açtı.
Ayfer abla: Kızlar Eda geldi. Biraz bitkin odasında uyuyor. Size haber vermemi istedi hadi siz de çıkın gelin canlarım.
Ceren ve Melo mesajı okur okumaz heyecanla birbirlerine sarıldılar. O sırada Ceren'in telefonu çaldı. Arayan Fifiydi.
Fifi: Alo Ceren mesajı gördüüüm. Kızım o kadar rahatladım ki ben eve geçiyorum hemen orada buluşuruz.
Ceren: Tamam canım. Biz de hemen geliyoruz Meloyla.
Kızlar hızlıca şirketten çıkıp eve geldiler. Geldiklerinde Fifi de evin önündeydi. İçeri girdiklerinde Ayfer halanın ısrarlarına rağmen dayanamayıp Eda'nın odasına girdiler ve hep birlikte üstüne atladılar.
Eda: Bismillah ne oluyor Ya?
Melo: Dadam sen nerdesin Ya? Öldük meraktan öldük. Kaç gündür ne haldeyiz bir bilsen.
Eda: Kızlar özür dilerim.Size haber vermeliydim. Ama yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.
Ceren: Edacım biz ne zaman yalnız kaldık? Biz hep birlikte çözmez miydik sıkıntılarımızı, ne değişti?
Eda: Haklısınız kızlar çok özür dilerim. Bir daha olmayacak.
Ceren-Fifi-Melo: Söz mü?:)
Eda: Kız sözüüüüü:)))
Fifi: O zaman grup sarılmasıııı:)
Eda'nın günlerdir ilk defa yüzü gülüyordu. Bir kez daha kızların varlığına şükretti.
Ceren: Edacım aslında Serk-
Eda: Ceren lütfen! Serkan'dan bahsetmeyelim bir süre olur mu?
Ceren: Tamam canım sen nasıl istersen.
O sırada Melo mutfağa gidiyorum diyerek odadan çıkmış ve Serkan'a mesaj atmıştı. İkisinin de sebepsiz yere ayrılmalarına, üzülmelerine daha fazla dayanamayacaktı. Biliyordu Eda ona çok kızacaktı. Ama eğer ucunda barışmalarına dair küçücük bir umut bile olsa denemeye değerdi.
Mesaja " Eniştecim,Eda döndü evde. Sana döndüğünü söylememizi istemiyor. Ama ben yine de söylemek istedim. Gerisi sana kalmış. Bol şanslar:)"
O sırada Serkan albümü çıkarmış Eda'yla düğün fotoğraflarına bakıyordu. O kadar güzeldi ki her şey bir sıkıntı çıkacağını uzun zamandır hissetmiş' ama konduramamıştı. Telefonuna gelen bildirim sesiyle irkildi.
Ekranda "Melo kişisinden bir yeni mesaj" yazıyordu. Mesajı okumasıyla gözünden mutluluk yaşları aktı. Biliyordu, Eda onu kolay kolay dinlemeyecekti. Ama sonuçta artık buradaydı ve güvendeydi. Eda'nın yanına gitmek için yarını bekleyemeden hazırlanıp yola çıktı.
Eda odasında uyuyor, Kızlar da Ayfer halayla salonda oturuyorlardı. Ceren ve Fifi Melonun bir işler karıştırdığını anlamış Meloyu kenara çekmişlerdi.
Fifi: Melooo sen bir işler karıştırıyorsun ama sonumuz hayır olsun.
Melo: Kara kız ben hiç bir işler karıştırır mıyım? Aşk olsun sana.
Fifi: Yok canıııım ne karıştırması asla yapmazsın. Huyun değil:)
Ceren: Bir dk bir dk sen... yoksaaa... Serkan'a haber mi verdin? Ah Melo, dur kaçma! Melooo kaçmasana!
Salonda Ceren bir tarafa Melo bir tarafa koştururken kapı çaldı.
Melo: Ben bakarııııım!
Ceren: Bakarsın tabii.
Melo: Hoşgeldin enişte. Eda odasında uyuyor.
Serkan: Merhaba Melo. Çok teşekkür ederim haber verdiğin için.
Melo: Umarım barışırsınız dadamla:)
Serkan: Umarım...
Ayfer hala: SERKAN!
Serkan: Şşşş Ayfer hala Eda duyacak.
Ayfer hala: Aferin Melom. Kırk yılın başı iyi bir şey yapmışsın. Serkancım, Eda bize çok kızacak ama odasında. Git bir şansını dene. Hadi canım:)
Serkan: Çok teşekkürler Ayfer hala, kızlar:)
Serkan yavaş yavaş odaya çıkarken bir yandan da Eda'nın onu affetmeme ihtimalinden çok korkuyordu. Ama vazgeçmeyecekti. Eda "Seni gerçekten sevmiyorum artık." Diyene kadar vazgeçmeyecekti. Kapıyı yavaşça açtı. Yatakta bir peri kızı gibi uyuyan Eda'yı görünce yavaş yavaş yanına eğildi ve saçlarını okşadı. Eda gözlerini açtığında karşısında Serkan'ı görünce bağırmaya başladı.
Eda: Serkan senin burda ne işin var? Bir de utanmadan hala yanıma mı geliyorsun? Çık lütfen odamdan.
Serkan: Eda iki dk sadece iki dk dinler misin?
Eda: İSTEMİYORUM ÇIK!
Serkan: Eda lütfen. Hiçbir şey sandığın gibi değil.
Eda: Ne sandığım gibi değil Ya. Ben sana güvendim, sana inandım.
Serkan: Son kez beni dinle sonra yine inanıp inanmamak sana kalsın. Lütfen Sevgilim...
Eda: İyi anlat. Sadece 2 dakikan var.
O sırada Serkan'ın telefonu çalar. Arayan kişi Serra'dır ( Serkanla fotoğraflardaki kız) Eda ekrandaki " Serra kişisi arıyor" yazısını görünce gözünden bir damla yaş düştü.
Eda: Bu o kız değil mi?
Serkan: Evet ama sandığın gibi de-
Eda: Benim sana söyleyebilecek hiçbir şeyim kalmadı ki! Bitti Serkan... bitti...Bizim aramızdaki her şey bitti💔
Serkan: Eda, Eda lütfen bak sandığın gibi de-
Eda: Lütfen çıkar mısın? Daha fazlasına gücüm kalmadı💔
Eda yavaşça arkasını dönüp yatağa uzanmıştı. Canı o kadar yanıyordu ki... Sanki birisi içini söküp alıyordu ondan. Ama bitmişti, kararlıydı. Ne kadar acısa da ne kadar Kanasa da bitmişti...
Ya da o öyle sanıyordu...
Herkese merhabaaa. Umarım iyisinizdir. Bir önceki bölüme aldığım yorumlar beni çok mutlu etti. Umarım bu bölümü de en az bir önceki bölüm kadar seversiniz💜🧚🏻♀️
Bölümü okurken eklediğim müzikle birlikte okursanız çok sevinirim. Ya da eğer dikkatiniz dağılıyorsa bölümü okuduktan sonra müziği bu bölümü düşünerek dinlerseniz daha anlamlı oluyor bence. Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Çal Kapımı💜 (Kurgu)
RomantizmÇok sevdiğim dizi sen çal kapımıyı kendim hayali olarak kurgulamaya çalıştım.