Canlı Yayın

5.4K 325 116
                                        

Güneş doğarken içeri giren Affan piçine baktım. Sanırım gece eğlenceden dolayı uyuyamamıştı. Bu beni eğlendirirdi. 

"Şu Türk'ü çözün. Diğer odaya geçirin. Ona bir sürpriz hazırladık." dedi Affan. 

Başımda bekleyen sağ kalan itler zincirlerimi çözerken saldırı için hazırlandım. Ayaklarımın bağlı olduğu zincir çözülürken hepsi bana karşı gizli bir korku besliyorlardı. 

Bağlı iken zap edemedikleri bir Türk askeri onlara neler yapardı?

Ellerimin çözülmesi ile tam hareket edecektim ki herkes silahını bana doğrulttu. Şerefsizler silahlı olmalarına rağmen bana yaklaşma cesaretinde bulunamıyorlardı.

"Yürü!" diyen Affan ile sertçe diğer odaya geçtim. Birçok basın eşyası görmem ile yapacaklarını anladım. 

Zorla sandalyeye oturtulduktan sonra ayaklarım zincir ile sandalyenin bacaklarına bağlandı.

"Son zamanlarda yapılan köy saldırılarını Türk askeri olarak üstünüze alınacaksın. Bunu itiraf edeceksin. Tüm dünya da canlı izleyecek." dedi.

"Hadi öldür beni. Bu dediğini yapmayacağım." dedim. 

"Belki bu yapmana yardım eder." dedi ve önüme bilgisayarını açıp koydu. Kız kardeşimin ve annemin canlı görüntülerini görmem ile küfrettim. 

"Şimdi ne yapacaksın yüzbaşı?" diye sordu. 

"Başlat yayını." dedim. Tabii ki istediklerini vermeyecektim. Yanıma farklı uyruklu bir muhabir oturunca derin bir nefes aldım.

Canlı yayının başlaması ile muhabir "Adınız nedir?" diye sordu.

"Mekin Korkmaz." dedim. 

Muhabir "Bağlantımız her an kesilebilir. Köylerde yapılan vahşilikleri Türk askerlerinin yaptığına dair itirafını bizlere geç olmadan söyle." dedi.

"Bir laf vardır, bilir misiniz? Bizim dirimiz asker, ölümüz şehittir; sizin diriniz kalleş, ölünüz leştir. Ben Türk askeriyim! Türk askeri düşmanlarına korku salabilir ama asla masumlara dokunmaz. Ben Mekin Korkmaz. Şu an o köylere saldıranlar tarafından zorla tutuluyorum." derken kameralar kapatılmaya çalışılıyordu. 

Affan piçi yayını kapatamayınca kameraları tekmeleyerek yere düşürdü. Sinirle kendimi yere attım. Sandalye kırılırken ayağa kalktım. 

Tam sandalyenin kırılan parçası ile saldıracakken kapının orada telaş yapan bir itin silahından çıkan kurşun göğsüme isabet etti.

Dengemi sağlayamayıp yere yığılırken yüzümü gören yere düşmüş kameraya baktım. Kelime-i şehadet getirirken huzurluydum. İstediklerini vermemiştim.

AskerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin