Asker

Gösterin

"Evden kaçmak için öyle dedim. Görev bir gün bile sürse iki haftalık tatile ihtiyacım var." dedi.

"Niye?" diye sorduğumda Bahadır, Mehmet yerine cevap verdi.

"Kaynanası evi işgal etmiş. Ondan kaçıyor."

"O kadar terörist peşinde koşan adam karısının annesinden korkuyor." dedi Ali.

"Valla komutanım sizden beklemezdim. Yaşlı başlı kadından mı korkuyorsunuz?" diye sordu Okan.

"Benimki korkmak değil. Kadın ile tartışmaya girmek istemeyip uzaklaşmak." dedi Mehmet.

"Tabii insan kaybedeceği tartışmaya girmez." dedi Okan.

"Komutanına ne dedin sen?" diye soran Mehmet ile Okan "Bir şey demedim komutanım." dedi.

"Bende öyle ummuştum." diyen Mehmet'e "Adamı korkutma. Ayıp, ayıp." dedim.

"Korkutmak istesem Serdar'ı korkuturum." dedi Mehmet.

"Niye komutanım? Bir hatam mı oldu?" diye sordu Serdar.

"Ben uyuz adamım. Yeni gelene takarım. Çömezler ile uğraşırım." dedi Mehmet.

"Yazık be adama." dedi Doğan.

Helikopterin hazır olmasının ardından Albay yanımıza gelince "Kalkan timi! Hizaya gir!" diye gür bir sesle konuştum.

Herkes rütbesine göre helikopterin yanında sıralanırken Albay'a doğru bir adım attım ve asker selamı verdim.

"İki yüzbaşı, üç teğmen ve beş astsubay ile toplam on kişilik Kalkan timi emrinizde, komutanım!" dedim.

"Sağ ol, asker! Yerine dönebilirsin." dedi Albay.

Tim ile aynı hizaya geçtim ve Albay'ın karşısında hazır ola geçtim.

Albay "Rahat, asker." deyince aynı anda sol ayağımızı bir ayak boyu uzunluğunda sola çektik.

"Sizlere güvenim tam çocuklar. Onca masumum kanına girip sınırımıza yakın yerde terör estiren o itleri yakalayın! Türk askerinin kuvvetini onlara gösterin!" diye bağırdı Albay.

Yanımızda havalanmak için hazırda bekleyen helikopterin pervanesi hızla döndüğü için hem yüksek ses oluşturuyordu hem de rüzgar yapıyordu.

"Helikoptere bin asker!" diye emir veren Albay ile herkes sırasıyla helikoptere binmeye başladı.

Ben herkes bindikten sonra helikoptere binip kapıyı kapatırdım.

En sonuncu olarak helikoptere binince kapıyı kapattım ve yerime oturdum.