Geciktiği için üzgünüm, sınavlarım başladığı için ancak yazdım.
Bayağı uzun bir bölüm ama, telafi eder❤️
İyi okumalar sizlere!Bölüm Şarkısı: Tuğkan•Seni Çok Özlüyorum
(İki bölümdür Tuğkan koyuyorum ama bayıldım cidden, siz de dinleyin seversiniz muhtemelen.)
~
8 Yıl Önce
Gökyüzü aydınlığını kaybetmişti, gecenin ürpertici karanlığı gökyüzüne taht kurmak üzereyken, Akasya sokağı da birer birer boşalıp insanlar evlerine giderken sessizlik bir dağ misali her yeri kaplamıştı. Tek ses, 9-10 yaşlarındaki dört çocuğun kahkahalarıydı.
Aradan geçen birkaç dakika sonra sokakta adım sesleri duyulmaya başladı. 9 yaşında, kahverengi saçları ve aynı renk gözleri olan küçük bir çocuk arkadaşlarının yanına gidiyordu. Yoldan geçerken gözyaşları birer inci gibi yanaklarından süzülüyordu.
Küçük kızı ilk fark eden onunla hemen hemen aynı yaşlarda olan mavi gözlü çocuk oldu. Arkadaşının geldiğini görünce çok sevinse de o gözyaşları mutluluğunu gölgeledi. Çocuk, bir anda tüm oyunu unuturken koşarak kızın yanına gitti, deli gibi hızla koşmuştu. Küçük kız üzgündü. "Ağlama," diye mırıldandı mavi gözlü çocuk. "Lütfen ağlama."
Gökyüzü mavisi gözleri, kızın kahverengilerine bakarken neden üzgün olduğunu anlayamamıştı.Yanağını avuçladı ve kırgın gözlerle bakan o bedene sarıldı. İkisi bir müddet küçük bedenleriyle sarıldıktan sonra ilk ayrılan küçük Berrak oldu. Buruk bir gülümsemeyle bakarken bir anda enerjisi yerine gelmiş olmalı ki, "Maviş, hadi gel oynayalım!" dedi ve diğer arkadaşlarına doğru koşmaya başladı. Erkek olanın yüzü asıldı ve arkasından bağırdı: "Kızım bana Maviş diye seslenmesene, kendimi evcil hayvanınmış gibi hissediyorum!"
Kız gülmeye başlarken onu umursamadı ve "Hadi gel Maviş, hadi çabuk ol!" dedi. Arkasından mavi gözlü çocuk da pes ederek koşmaya başlarken arkadaşları onları gülerek izliyordu. Gerçekten çok güzel bir dostlardı.
"Şimdi ne oynayalım?" dedi Berke. Eve gitmek istemiyor, uzatmaya çalışıyordu. Aralarında en sorumluluk sahibi olan çocuk gözlerini devirdi. "Berke aytık eve gitmeliyiz, aileleyimiz meyak edebiliy!" dediğinde sarı saçlı kız gülmeye başladı. "Sen daha konuşamıyorsun bile akıllım, 9 yaşındasın ama hâlâ bebek gibisin!"dedi.
Kahverengi gözlü kız gülmeye başlarken küçük Rüzgâr somurtmaya başlamıştı. Sonra bu lafın altında kalmak istemedi ve "Sınav sonuçlayı öyle demiyor ama, hepinizden daha zekiyim ben!" dedi. Berrak'ın gülmesi kesilirken sarı saçlı kızın gülüşünden bir eksilme olmamıştı. "Zeki olmak bir işe yaramıyor, bu devirde kurnaz olursan her şeyi hallediyorsun. En kötü kopya çekerim, seni bile geçerim."
Berke gülmeye devam etti ama sonra bir şey fark etti. "Aaa, kafiye yaptı, çok da güzel yaptı!"
Bu sefer hepsi gülmeye başladığında yüzlerindeki o gülümseme, ağızlarından çıkan tüm kahkahalar sokakta yankılanırken, Berrak biraz önce yaşadığı tüm kötü şeyleri unutmuştu bile. Dostları ve mavi gözlü çocuk sayesinde işin üstesinden gelebileceğine inancı arttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYRILIK | Texting
Teen FictionBerrak: Asrın, ben ayrılmak istiyorum. Asrın: Ne? Asrın: Şaka yapıyorsun değil mi Berrak? - Ayrılan iki sevgili tekrar birleşebilir mi? Ya ikisi de yeni birileriyle tanışırlarsa? Birbirlerini gerçekten unutabilirler mi? 🕯️