Bölüm 26- Ben Senin Babanım

6.7K 632 676
                                    

Aynanın karşısındaki aksime bakarken içimdeki sıkıntı ve heyecanı dindirmeye çalışıyordum ama pek başarılı olduğum söylenemezdi.

Nefeslerim 100 metre engelli koşu yapmışım gibi göğsümün hızla inip kalkmasına sebep olurken öylece aynadaki kendimi izliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nefeslerim 100 metre engelli koşu yapmışım gibi göğsümün hızla inip kalkmasına sebep olurken öylece aynadaki kendimi izliyordum.

Mehtap Hanımla yaptığım görüşmeden sonra Aytun Beyi görmeyi kabul ettiğimi beyan etmemin üzerinden koca 1 hafta geçmişti. Bu geçen hafta içinde milyonlarca kez görüşmekten vazgeçmiş, sonra yeniden kendimi ikna etmiştim.

Bir yanım hala uzak durmam gerektiğini bas bas bağırsa da, bu görüşmenin gerekli olduğunu bilen mantıklı yanım her seferinde ağır basıyordu.

4 gün önce Mehtap Hanımla yeniden görüşmeye gittiğimde biraz daha sakinleşmemi ve mantıklı düşünmemi sağlamıştı. Onunda dediği gibi her şey çok farklı olabilirdi.

Böyle bir şeye hazır mıyım, gerçek babamla yüzleşmeye cesaretim var mı bilmiyordum ama yapmak zorundaydım. Eğer annemin bu şekilde olmasına sebep olan olayın sır perdesini aralamak istiyorsam başka çarem yoktu.

"Na-rin." Annemin seslenmesiyle bakışlarımı ona çevirdim.

Yatağın üzerinde oturmuş endişeli gözlerle bana bakıyordu. Yanındaki boşluğa vurduğunda derin bir nefes alıp son kez aynadan kendime baktım.

Dizlerime gelen fakir kol siyah bir elbise giyinmiştim. Dirseğime kadar sıkıp sonrasında bollaşarak dökülen kolları, belime kadar tam oturan ve dizlerime doğru uçuş uçuş olan etekleri ile tam bir yaz elbisesiydi.

Uzun saçlarımı iki yandan balıksırtı örüp düzgün durmasını sağlamıştım. Yüzüme varla yok arası bir makyaj yaparken tek amacım biraz daha canlı görünmekti. Neden bu kadar özendiğimden emin olamasam da içimden yapmak gelmişti.

Annemin yanındaki yerimi aldığımda uzanıp kucağımda duran elimi tuttu. Hemen karşımızda yatağında telefonumla oynayan kardeşime kısa bir bakış attım.

Onu da güzelce giydirmiş, saçlarını özenle yapmıştım. Ertuğrul henüz neler olduğunu anlamadığı için telefondan izlediği çizgi filme gülüyordu.

"Kor-ku-yor mu-sun?" Annemin sorusu ile bakışlarımı ona çevirdim.

"Bilmiyorum. Tüm duygularım birbirine girdi anne." Annemin gözlerinde hüzün belirirken eğilip alnımdan öptü.

"Ö-zür di-le-rim kızım. Bun-la-rı yaşa-mak zo-run-da kaldı-ğın için ö-özür di-le-rim." Uzanıp annemin yumuşacık yanaklarından öptüm.

"Seni anlıyorum anne. İlk başta kızsam da şimdi durup düşününce sana hak veriyorum. O zamanda ve içinde bulunduğun şartlarda en doğrusunu yapmışsın." Annemin gözleri dolarken uzanıp bir kez daha öptüm.

Kirli OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin