Benliğini kaybetmiş, adını bile unutmuş, gencecik yaşında boyundan büyük acılara boğulmuş, kendini kirli sanan bir kadın.
İstediği her başarıyı elde etmiş, mükemmel bir hayata sahip olan, her istediğini gerçekleştirmiş bir adam.
Kader bu iki hayatı...
Önünde durduğumuz görkemli bembeyaz eve bakarken derin bir nefes aldım. Karşımızda duran 3 katlı kocaman ev çok güzel gözüküyordu. Beyaz olan dış cephesini tamamlayan kocaman pencereleri ile ev ben buradayım diyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yeniden derin bir nefes alırken yanımdaki anneme ve babama döndüm. Dün yaptığımız konuşmadan sonra babam bugün vakit kaybetmeden gelmemizi istemişti. Sabah kalkıp kahvaltı yaptıktan sonra yola çıkmış ve 1 saatin sonunda varmıştık.
Firdevs teyzeler de bizimle gelmek istemişti ama yalnız olmak istemiştik. Neler duyacağımızı kestiremediğimiz için biz bize olmakta fayda vardı.
Karan, Ertuğrul'u oyalama görevini üstlenirken halinden memnun değildi. Bizimle gelmek, beni yalnız bırakmak istemediğini biliyordum ama bunu çekirdek aile olarak halletmemiz gerekiyordu.
"Bu eve ilk ve son gelişimi hatırlayınca tüylerim diken diken oluyor." Annemin sözleri ile babam ona dönüp yanağını okşadı.
"Kendini sakın üzme Badem'im. Artık o küçük çocuklar değiliz ve bize bir şey yapmalarına izin vermeyiz. Gerçekleri öğreneceğiz ve bu davayı sonsuza dek kapatacağız." Babamın sözleri annemin rahatlamasına yeterli gelmezken ona hak vermeden edemedim.
Bu eve ilk gelişinde kabul görmediğini düşünürsek şimdi de durum çok farklı olmayacaktı. Üstelik bu sefer yanlarında ben de vardım. Annemi kabul etmeyen insanlar beni kabul edecek miydi? Hiç sanmıyordum ama babamı üzmemek için sessiz kalıyordum.
"Artık girelim mi?" Babamın sözleri ile bir kez daha önümde duran heybetli eve baktım.
Ev eski bir konağı andırsa da oldukça şık ve gösterişli duruyordu. Eski yapısı korunmuş olsa da bakımı ihmal edilmemiş olmalıydı ki bu kadar görkemli duruyordu.
"Güzel ev." Derken dönüp babama baktım.
Eve kısa bir göz atan babamın yüzünde buruk bir gülümseme peydah oldu.
"Burası babamın ailesine ait. Zamanında büyük büyük dedem bu evi almış ve nesillerce burada yaşamışlar. Dedem, babam, ben hepimiz bu evde doğup, büyüdük. Aile yadigarı ama yıllar içinde çok iyi bakıldı." Babamı dinlerken gözümün önünde oluşan görüntülerle gülümsedim.
Babamın evi sarmalayan kocaman bahçenin içinde koşturduğu günleri düşünmek bile içimi sıcacık yapmıştı. Onun hakkında yeni bir şeyler öğrenmek, daha yakından tanımak beni mutlu ediyordu.
Belki çok uzun bir zaman kaybetmiştik ama şimdi o zamanların acısını çıkarıyorduk. Önümüzdeki yolu ne olursa olsun birlikte yürüyüp, kaybettiğimiz zamanı önemsiz kılacağımızı biliyordum.
Babam anneme ve bana kolunu uzattığında ikimizde koluna girdik. Görevliler tarafından açılan heybetli kapıdan içeri girdiğimizde derin bir nefes daha aldım.