Bölüm 7- Sen Gerçek Misin Karan?

12.1K 734 1.2K
                                    

Yerde oturmuş karşımdaki aksimle bakışırken günlerdir olduğu gibi yine bomboş hissediyordum. Buraya geldiğim günden beri hep bir şeyler hissediyor, acı da olsa duygularımın hep benimle olduğunu biliyordum.

 Buraya geldiğim günden beri hep bir şeyler hissediyor, acı da olsa duygularımın hep benimle olduğunu biliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Son olanlardan sonra ise boş bir kabuk gibiydim. Ne üzülüyor, ne öfkeleniyor, ne de canım yanıyordu.

Sanki ruhum peşine her şeyi katıp hazır bekleyen mezarına girmiş, ardında nefes almaktan başka bir işlevi olmayan koca bir kabuk bırakmıştı.

Burada geçirdiğim 1 yılda yaşadığım onca acıya ve kedere rağmen hep dik durmuş, benliğimi tamamen kaybetmemek için çabalamıştım.

Şimdi aynadaki aksimi boş gözlerle izlerken bu çabamın boşuna olduğunu daha iyi anlıyordum. Ne yaparsam yapayım, beni buraya kapatan pislikleri engelleyemiyordum.

Bana ait, geçmişime ait, benliğime ait ne varsa hepsini almadan durmayacaklardı, durmamışlardı. Sonunda emellerine ulaşmış, benden geriye koca bir hiç kalmasını sağlamışlardı.

Kendi halinde, hayat dolu, hala annesinin küçük kızı iken beni zorla almış, duygusuz ve boş birine çevirmişlerdi.

Tıpkı buraya benden önce gelmiş milyonlarca kadın gibi beni de yok etmişlerdi. Buraya gelenlerin zamanla nasıl sakinleşip, kabullendiğini bir türlü anlayamazdım eskiden.

Şimdi gözlerimde gördüğüm o koca boşluk bana anlatıyordu nasıl olduğunu, insan kurtulamayacağını bildiği bir yerde kabullenmekten başka ne yapabilirdi ki?

Tıpkı diğer tüm ümitlerim gibi bu da suya düşmüştü işte. Can simidi gibi tutunduğum, anında inanmak için can attığım Karan denen adam da yok olmuştu.

Kısacık bir an bana umudu aşılamış, sonra da yaptığı aşının aslında beni zehirleyen bir ilaç olduğunu kanıtlamıştı.

Ben bu bataklığa düşmeden önce hep bir umudun olduğuna, hayatın er ya da geç sana istediğini vereceğine inanırdım. Şimdi ise umudun boş bir çabadan başka bir şey olmadığını öğrenmiştim.

Umut, okyanusun ortasında karaya gitmek için kulaç atmak gibi bir şeydi. Öylesine imkansız, öylesine boş ve öylesine yorucu.

Ben bugün umut etmeyi de, inanmayı da bırakmıştım. Kaderime razı gelmiş, bana biçilen rolü kabullenmiştim.

Bu hayatta artık yapacağım tek şey ailem için nefes almaktı. Benim bittiğim gibi onlar da bitmesin diye çabalayacaktım bundan sonra.

Odanın kapısı açıldığında bakışlarımı oraya çevirdim. Yıldız abla çekingen bir şekilde kapıda durmuş bana bakıyordu.

Günlerdir benimle birlikte kalıyor, onunla konuşmam için çabalıyordu ama tek kelime etmiyordum.

İçimden nefes almak bile gelmezken nasıl konuşacaktım ki?

Kirli OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin