Kulaklarımın uğultusu, kalbimin hızlı atışları, ruhumun yorgunluğu bir olmuş canımı acıtırken yüzümü buruşturdum. Zihnim karanlık bir sisin arkasından uyanmayı reddederken gözlerimi açmaya çalıştım ama başaramadım.
"Narin beni duyuyor musun?" Kulağıma dolan kadın sesinin kime ait olduğundan emin değildim.
Kafam o kadar karışıktı ki duyduğum sesi bile ayırt edecek mecalim yoktu. Bir kez daha gözlerimi açmaya çalıştığımda başıma saplanan keskin ağrı ile dişlerimi sıktım.
"B-Başım." Söylediğim tek kelime kendi kulaklarıma bile ulaşmazken bir kez daha gözlerimi aralamaya çalıştım.
Bu kez birbirine yapışan gözkapaklarımı ayırdığımda retinama hücum eden ışık yüzünden yeniden kapattım. Sanki her şey birlik olmuş, uyanmamam için elinden geleni yapıyorlardı.
"Narin." Bir türlü ayırt edemediğim ses yeniden bana seslendiğinde bu sefer gözlerimi açmayı başardım.
Işık yüzünden ilk anda görüşüm net olmasa da birkaç gez gözlerimi kırpıştırınca netleşti. Karşılaştığım beyaz tavan bana yabancı gelirken kaşlarımı çattım.
Gözlerimi baş ağrımın izin verdiği kadarıyla etrafımda gezdirdiğimde bir hastane odasında olduğumu anladım.
Neler olduğunu bir türlü anlayamazken sonunda bana seslenen sesin kime ait olduğunu öğrendim. Mehtap Hanım endişeli yüz ifadesiyle karşımda durmuş bana bakıyordu.
"Narin'cim iyi misin?" Cevap vermek için dudaklarımı araladım ama yüzümdeki maske yüzünden sesimin çıkmayacağını anladım.
Canı çekilmiş elimi zorla kaldırıp maskeyi dudaklarımdan çekerken Mehtap Hanım endişeli bir halde ayaklandı.
"Narin yapma." Dese de maskeyi aşağı çekip;
"Ne oldu?" Diye sordum.
Zihnim o kadar bulanıktı ki ne olduğunu ya da neden burada olduğumu bir türlü hatırlayamıyordum.
"Biraz kendini toparla konuşacağız. Su ister misin?" Dediğinde usulca başımı salladım.
Başucumda duran komodinden bardağa su doldurduktan sonra içmem için bir elini başımın altına koyup bana yardımcı oldu.
Dudaklarıma değen serin suyu kana kana içerken rahatladığımı hissettim. O kadar susamıştım ki sanki için yangın yerine dönmüştü.
Mehtap Hanım biten bardağı benden uzaklaştırırken bedenime ağır gelen başımı yeniden yastığa koydum. Başım o kadar ağrıyordu ki sanki büyümüş ve kocaman olmuştu.
"Başım çok a-ağrıyor." Dudaklarımdan zorla dökülen kelimeler üzerine Mehtap Hanım hızla kapıya yöneldi.
"Hemen doktora haber verip geliyorum." Dedikten sonra beklemeden odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Oyun
General FictionBenliğini kaybetmiş, adını bile unutmuş, gencecik yaşında boyundan büyük acılara boğulmuş, kendini kirli sanan bir kadın. İstediği her başarıyı elde etmiş, mükemmel bir hayata sahip olan, her istediğini gerçekleştirmiş bir adam. Kader bu iki hayatı...