Vera, o kampa sadece yazmaya başladığı hikayeyi bitirmek için gitmişti.
Ama orada onun kadar masum düşünceleri olmayan eli silah tutan ve insan öldürmekten hiç çekinmeyen bir seri katilde vardı.Üstelik bu adam maskeli bir katildi!
Peki bu seri kati...
Kalbim sıkışırken ne yapacağımı bilemez halde olduğum yerde kaldım. Cengiz yanımda saçma sapan konuşmaya devam ederken onu dinlemeyerek hızlı adımlarla odama ilerledim.
Yatağa kendimi attığımda çoktandır tuttuğum göz yaşlarım yüzümdeki yerini aldı. Tamam, ayrılmıştık ve elbet hayatında birileri olacaktı. Ama bunu bu kadar hızlı yapması... Kalbime hançer sokulmuş gibi hissettirmişti.
Vucudumun her yerini kaplayan sinir ve kırgınlıkla dişünemediğimde yüzümü sildim ve dolabın karşısına geçtim. Cengizin benim için ayarladığı kıyafetlerden güzel birkaç parça seçtikten sonra onları üzerime geçirdim. Daha sonra yüzümdeki solgunluğu atmak için ufak bir makyaj yapıp saçımı düzleştirdim.
Veranın giydiği elbise:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aynanın karşısında kendime bakarken eskiye nazaran çok daha iyi durduğumun farkındaydım. Telefonumu da çantaya attıktan sonra oturma odasına ilerledim.
-Cengiz, Bars'ın olduğu bar'ın adı ne?
Oturduğu yerden kalkarken ışıldayan gözlerle yanıma geldi.
-Ne yapacaksın?
-İki halay çekip gelicem. Ne yapabilirim Allah aşkına?
-Kızım adamın imkanı olsa beni bugun öldürürdü. O yüzden hiçbir yere gitmiyoruz.
-Sen gelmiyorsun zaten.
Histerik bir gülüş attıktan sonra masaya eğildi ve araba anahtarını aldı. Beni baştan aşağı süzdükten sonra konuşmaya başladı.
-Madem bu kadar hazırlandın, bu hazırlık boşa gitmesi değil mi, deyip eliyle geçmem için işaret yaptığında birlikte evden çıktık. Barsın gece boyu orada olacağını tahmin edebiliyordum. Olmasa da en azından şansımı denemiş olacaktım. Kendi barında olmamasının sebebi de yüksek ihtimalle kavga çıkaracak birini aramasıydı.
Arabaya bindiğimiz de içimdeki kırgınlıkla birlikte olan Barsı görecek olmanın verdiği heyecanı atamıyordum. Ayrılmıştık. Aldatıldım diyemezdim. Ama... Bilmiyordum işte. İçimde bir yerler aşırı acıyordu. Artık aynı şeyleri hissetmiyor muyduk?
Bar'a vardığımız da arabadan inip hızlıca içeri adımlamaya başladım. O kısa süre bile donmuştum. Yanıma varan Cengiz elini belime koyunca kendimi geri çekerek gözlerine sertçe baktım. Kalabalığa girdikçe artan sesle birlikte ufak bir tümseğe çıkıp etrafa bakındım.
Barsı en dipteki lacoda Ozanla otururken gördüğümde onların da bizi rahatça göreceği ama uzakta olan localardan birine oturdum.