21.Bölüm⚡Terkediş⚡

4.4K 196 30
                                    

Medya:Vera
Hellooo! Nasılsınız görüşmeyeli hayat nasıl gidiyor?

Benim için şimdilik iyi. Bölüm sonunda uzun uzun konuşacağımız için sizi bekletmeden kısa kesiyorum ve keyifli okumalar diliyorum.

🌪

Şaşkınlıkla yüzüme bakan Barsla bakışmayı kesip onu arabanın içine oturttum. Parça pinçik olmuş araçla bir yere gitmemiz imkansızdı. Yandan dolaşıp telefonu elime aldığım gibi panik yapmamaya özen göstererek Ozanı aradım ve ona durumu özet geçip hemen buraya gelmesini söyledim.

Tabiki bu özette katil olduğum kısmı yoktu. Benim çekindiğim şey ise yolun ortasında olan ölü adamlardı. Kimsenin bu durumu görmemiş olmasını dilerken tekrar Bars'ın yanına ilerledim. Sırtını koltuğa yaslamış kanayan kolunu tutarken acıyan içimle birlikte ona az da olsa şefkat gösterebileceğimi fark ettim.

İç sesim "Sende zaten buna yer arıyordun" desede onu dinlemedim ve arka koltukta oturan Bars'ın yanına oturmak için tekrar arabanın etrafında dolaştım. İlk önce tişörtümün üstündeki gömlediğimi çıkardım ve arabaya bindim. Ona doğru yanaştığım sırada gözlerini aralayan Bars'ın kafasını kendi göğsümün üstüne aldım ve gömleğimi kurşunun sıyırdığı ama şakır şakır kanayan yere bastım.

Ben bunları yaparken ikimizden de tık çıkmazken Bars'ın alnına minik bir öpücük kondurdum. Daha az önce bağrış çığrış kavga ederken ve bana dokunmamasını söylerken şimdi ise onu sevmek istiyordum. Bir bebek gibi kollarımda uzanırken onu sarmak istiyordum. 1 saniye sonra olup olmayacağımızın belli olmadığı bu dünyada gurur denen şeyi yapmamam gerektiğini biliyordum. Ama bu mümkün olmuyordu.

Barsla her güzel başlayan şey illaki kötü bitiyordu. Beni sevdiğinden emin olsam da kırmaktan çekinmemesi beni yoruyordu. Hayatımı bu döngü içerisinde ya da bu yorgunlukla geçirmek istemiyordum. Bunların yerine ömrümün sonuna kadar aşk acısı çekmeye vardım.

Ama galiba bu ilişki de fedakarlık yapamayan tek tarafta bendim.

Boşta olan elimle Barsın saçlarını okşarken duyduğum fren sesiyle başımı hafifçe kaldırıp arabadan inen Ozana ve adını bilmediğim Ozanın adamlarından birine baktım. Ozan koşarak yanımıza geldiğinde yüzündeki bariz olan telaştan Barsa ne kadar değer verdiğini görmek kolaydı.

Ozan Barsın koluna girerek onu kaldırıp kendi arabasına götürdüğü sırada bende arabadan indim. Gözlerim kısa bir süre yerde yatan adamların üstünde dolaşsada oralarda fazla takılmasına izin vermedim ve Ozanın arabasına ilerlemeye başladım. Arkada Barsın yanına oturduğum sırada Ozan diğer adama burasını halletmesi gerektiğini söylüyordu.

Barsı tekrar göğsüme yaslarken eve gideceğimizi biliyordum. Bars acısından ölecekte olsa eve gidecek ve doktor çağıracaktık. Hastaneye gidemezdik. Çünkü bizim yaşantımız böyleydi. Hep diken üstünde yaşayacaktık. Normal insanlar gibi hastaneye bile gidemiyorduk. Hoş... Gitsekte ne diyebilirdik ki?

Barsın koluna baskı yaparak geçirdiğim bu süreçte eve vardığımızda Ozan onu dikkatli bir şekilde arabadan indirdi ve eve yürümesine yardımcı oldu. İçeri girdiğimizde Nehirle birlikte çoktan hazırlıklara başlamış olan doktor bizi ayakta karşıladı. Ozan, Barsı çarşaf serilmiş koltuğa oturttuğunda bende hızlı adımlarla yanına ilerleyip yaralı olmayan kolu tarafına oturdum.

Doktor işini yapmaya başladığında iğnenin her deriden geçişinde Barstan daha çok acı çektiğimi İtiraf etmeliydim. Dolu olan gözümden bir damla yaş aktığında onu silmek için elimi kaldırmıştım ki Bars benden hızlı davrandı. Koltuğa yaslı olan başının yanına kendi başımı da koyduğumda avucu hala yanağımdaydı.

SERİ KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin