-16.Bölüm-
Seokjin, her acı çekişinde sebep olan şeyin anne sevgisini tatmamış olması olduğunu düşünmüştü. Büyükbabası ve büyükannesinden büyük bir sevgi görmüştü ama bir tarafı daima annesinden gelen sevginin hayalini kurmuştu. Sarılmasının, saçlarını okşamasının hissettireceği duyguların içindeki acıya son vereceğini düşünmüştü ama şimdi hiçbir şey düşündüğü gibi olmamıştı.
Bir haftadır annesinin yanındaydı. Yıllarca hayali kurduğu şeyleri yaşamıştı ama içindeki oluşan kasveti dağıtmıyor, kırılmışlıklarına çare olmuyordu. Bu hayal kırıklığıyla harmanlanmış duygu karmaşasıyla birlikte nefes alamadığını hisseder hale gelmişti. Tam o anda da Namjoon çıkagelmişti. Seokjin, onun kollarının arasına girdiği anda aklındaki, kalbindeki kasvetin dağıldığını hissetmişti. Namjoon'un kolları arası huzuruydu.
Seokjin, Namjoon'a sarılmayı bıraktığında Namjoon'un az önceki gülümseyişinin aksine şimdi endişeyle baktığını gördü. Histerik bir şekilde gülmek istedi Seokjin. Tüm ruh karmaşası Namjoon'a da yansımıştı.
"Seokjin, neden ağlıyorsun?"
Seokjin, ağladığından bile habersizdi. Dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini başka yere çevirdi. Burnunu çekip dudaklarını araladı ama konuşmaya başlasa da hıçkırıklarından başka şeyin çıkmamasından korkuyordu. O yüzden sessizce ağlamaya devam etti.
Namjoon, sertçe yutkundu, Seokjin'in usul usul akan gözyaşları kalbini acıtıyordu. Ne olduğunu sormak istiyordu ama soru sorup karşısında dağılmış halde olan Seokjin'i daha da dağıtmaktan korkuyordu.
Namjoon'a Seokjin'in gözyaşlarını silmek yeterli gelmiyordu, ona doğru eğilip dudaklarını Seokjin'in gözlerine bastırdı. O an Namjoon'un hafifçe dokunan dudakları Seokjin'in içini titretmişti.
"Seni ağlattıkları için içeriye girip ikisini de kılıçtan geçirmek istiyorum." O anda Seokjin'in dudaklarından kısık bir gülüş çıktı, "Üzgünüm, senin aksine sevgilin şiddet yanlısı."
Seokjin, bu sefer acı çektiği için değil, Namjoon'un sevgisini gerçekten hissettiği için ağlıyordu. "Sevgilimin en çok bu yanını seviyorum."
"O zaman izin ver içeri geçip kılıçtan geçireyim."
"Pişman olmaz mısın?"
"Sanmam," deyip omuz deyip silkti. "Ama sen onlar için üzülürsen o zaman pişman olabilirim."
"Namjoon," deyip gülümsedi Seokjin. Devamında bir şey söyleyecekmiş de son anda susmuş gibiydi.
"Seokjin," deyip sustu Namjoon, tıpkı Seokjin'in yaptığı gibi.
Seokjin, Namjoon'un yüzünü elini koymuş parmaklarıyla her bir detayını seviyordu. "Ne olduğunu merak ediyorsun değil mi? Bir hafta önce seninle mutlu olan Seokjin, bu hale nasıl geldi diye düşünüyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Healer | Namjin ✓
FanfictionOnlar iki yakın arkadaştı ta ki Namjoon saldırıya uğrayana kadar. 03.09.2020 // 12.09.2021